Türkiye’nin elektrik üretiminde rüzgar ve güneş enerjisinin payı, 2024 yılı itibarıyla yerli kömürü kalıcı şekilde geride bıraktı. Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember tarafından yayımlanan “Türkiye Elektrik Görünümü” raporuna göre, rüzgar ve güneş santralleri, geçen yıl 62 teravatsaatlik üretimle yerli kömürün 47 teravatsaatlik üretiminin üzerine çıktı.
Bu gelişme, Türkiye enerji tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilirken, yenilenebilir enerjinin artık ülkenin enerji güvenliğinin temel taşlarından biri haline geldiği vurgulandı.
Güneş enerjisinde rekor artış
Rapora göre, 2023 ve 2024 yıllarında Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücünde dikkat çeken bir artış yaşandı. 2022’de 10,9 gigavat olan güneş enerjisi kapasitesi, 2024 sonunda 19,8 gigavata yükselerek neredeyse iki katına çıktı.
Buna bağlı olarak, 2023 yılında güneşten elektrik üretimi önceki yıla göre yüzde 39 (7,3 TWh) artarak rekor seviyeye ulaştı. Bu artış, Türkiye’nin 2018 yılında güneşten ürettiği toplam elektrik miktarına neredeyse eşdeğer oldu.
Tavsiye Edilen Haberler
Ancak Türkiye, bu alandaki büyümeye rağmen hâlâ güneş potansiyeli daha düşük olan Polonya’nın gerisinde kalıyor. Güneş enerjisinden elektrik üretiminde İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi güney Avrupa ülkeleri Türkiye’nin önünde yer alıyor.
Rüzgarda G7 ülkelerinin önünde
Türkiye’nin toplam elektrik üretiminde rüzgar ve güneş enerjisinin payı, 2024 itibarıyla yüzde 18,2’ye ulaştı. Güneşin payı yüzde 7,5, rüzgarın payı ise bu oranı tamamladı. Rüzgar enerjisinde Türkiye’nin bazı G7 ülkelerini geride bıraktığına dikkat çekildi.
Hidroelektrik destek sağlıyor
Hidroelektrik santraller, Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin yüzde 22’sini sağlayarak enerji güvenliğine katkı sunmayı sürdürdü. Üretim dalgalanmalarına açık olan bu kaynakta, 2024 yılında üretim 11 teravatsaat arttı. Özellikle barajlı santrallerin, su depolama kapasiteleri sayesinde bu artışta rol oynadığı belirtildi.
Fosil yakıtların payı 31 yılın en düşüğünde
Kömür ve doğal gazdan elektrik üretiminin toplam içindeki payı, 2024 yılında yüzde 55’e gerileyerek 1993’ten bu yana en düşük seviyeye indi. Kömürün toplam üretimdeki payı yüzde 36,9’dan yüzde 35,6’ya düşerken, doğalgazdan üretim de yüzde 4 azaldı. Ayrıca, 2024’teki kömürle elektrik üretiminin yüzde 61’i ithal kömüre dayandı.
2035 hedefi: Rüzgar ve güneşte dört kat büyüme
Türkiye, 2035 yılına kadar rüzgar ve güneş kapasitesini dört kat artırmayı, bu sayede elektrik üretiminde bu kaynakların payını yüzde 49’a çıkarmayı hedefliyor. Ember, bu hedefe ulaşılması halinde fosil yakıtların payının yüzde 20’nin altına düşeceğini öngörüyor.
Ancak bu hedeflerin gerçekleşmesi için şebeke bağlantı kapasitesinin artırılması, hibrit santrallere teşvik sağlanması, yenilenebilir enerji ihalelerinde iyileştirme yapılması ve komşu ülkelerle şebeke entegrasyonunun güçlendirilmesi gibi adımların atılması gerektiği ifade ediliyor.
❝Türkiye için önemli bir dönüm noktası❞
Ember Türkiye ve Kafkaslar Bölge Lideri Ufuk Alparslan, rapora ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
❝Rüzgar ve güneşin yerli kömürden elektrik üretimini geride bırakmasıyla Türkiye için önemli bir dönüm noktası gerçekleşti. Bu durum, rüzgar ve güneş enerjisinin artık ülkenin enerji güvenliğinin önemli bir parçası olduğunu gösteriyor.❞
Alparslan, 2035 hedeflerinin iddialı olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
❝Bu hedefler çerçevesinde, rüzgar ve güneş enerjisi Türkiye’nin elektriğinin yarısını karşılayabilecek düzeye gelebilir. Ancak artan elektrik talebini karşılamak ve fosil yakıt ithalatının yerini almak için bu kaynakların çok daha hızlı büyümesi gerekiyor. Bundan sonraki hedef, yerli yenilenebilir enerji kaynaklarının önünü açacak adımlar atmak olmalı.❞

