Brezilya’nın Amazon bölgesinde yer alan Maranhão eyaletine bağlı Buriticupu şehri, devasa toprak çöküntülerinin (voçoroca) yüzlerce evi tehdit etmesi nedeniyle olağanüstü hal ilan etti. 55 bin nüfuslu şehirde yaklaşık 1.200 kişi, büyüyen uçurumlar nedeniyle evlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya.
Toprak çöküntülerinin boyutları hızla büyüyor

Buriticupu şehir yönetimi, şubat ayının başında yayınladığı acil durum kararnamesinde, çöküntülerin son aylarda katlanarak büyüdüğünü ve yerleşim alanlarına tehlikeli şekilde yaklaştığını belirtti. Bu toprak kaymalarında aşırı yağışlar, zayıf kumlu toprak yapısı, kötü planlanmış inşaat çalışmaları ve ormansızlaşma etkili oluyor.
Brezilya’da “voçoroca” olarak adlandırılan bu devasa toprak erozyonları, “toprağı yırtmak” anlamına gelen yerli bir kelimeye dayanıyor ve Amazon bölgesindeki doğa tahribatının dramatik bir göstergesi haline geliyor.
Maranhão Federal Üniversitesi’nden coğrafyacı ve profesör Marcelino Farias, yağışların yoğun olduğu dönemlerde bu çöküntülerin daha da hızlandığını belirtti. “Toprak, kumlu yapısı nedeniyle savunmasız ve bu da erozyon sürecini hızlandırıyor” dedi.
Tavsiye Edilen Haberler
-
İklim DeğişikliğiBuzul yok oluşunda kritik eşik: Alpler 2033’te zirveye ulaşıyor -
-
-
Halk güvensiz ve endişeli

22 yıldır Buriticupu’da yaşayan Antonia dos Anjos, büyüyen çöküntülerin günlük yaşamlarını tehdit ettiğini dile getirdi. “Tam önümüzde bir tehlike var ve kimse bu çukurun altında neler olduğunu bilmiyor” diyerek endişesini dile getirdi.
Şehrin Kamu Hizmetleri Sekreteri ve mühendis Lucas Conceiçao, belediyenin bu karmaşık ve hızla büyüyen krize çözüm bulma kapasitesinin yetersiz olduğunu vurguladı. “Bu sorunlar yalnızca erozyon süreciyle ilgili değil; aynı zamanda risk altındaki insanların tahliyesi ve güvenli konut sağlanmasını da gerektiriyor” diye ekledi.
Kriz nasıl çözülecek?

Buriticupu’da toprak çöküntülerinin büyümesi, altyapı projelerinin acilen yeniden değerlendirilmesi ve çevre koruma önlemlerinin hızla uygulanmasını zorunlu kılıyor. Yetkililer, ormanların yok edilmesinin ve kötü şehir planlamasının bu felaketi tetiklediğini belirtiyor.
Bu süreçte şehir yönetimi, halkı korumak için tahliye planlarını devreye alırken, çevre uzmanları ve mühendislerin desteğiyle soruna uzun vadeli çözümler geliştirmeye çalışıyor. Acil barınma, altyapı iyileştirme ve erozyon kontrol projeleri, Buriticupu’nun geleceğini belirleyecek kritik adımlar olarak öne çıkıyor.
Bu trajedi, iklim değişikliği, çevre tahribatı ve yetersiz şehir planlamasının nasıl bir felakete yol açabileceğini gözler önüne seriyor. Buriticupu halkı, güvenli bir yaşam alanına kavuşmayı beklerken, yetkililerin ve uluslararası topluluğun desteğiyle bu krizin üstesinden gelmeyi umut ediyor.





