İngiltere’nin Kuzey Denizi’nde planlanan petrol ve doğalgaz sahalarından kaynaklanacak karbon emisyonlarının, İngiliz hanelerinin 30 yıllık emisyonuna eşit olacağı bildirildi. Çevreci gruplar, bu projelerin iptal edilmesi için hükümete çağrıda bulundu.
1,5 Milyar Ton Karbon Salınımı Öngörülüyor
Çevre kampanya grubu Uplift, Kuzey Denizi’ndeki sondaj lisansı almış ancak henüz geliştirilmemiş sahaların 3,8 milyar varil petrol eşdeğeri içerdiğini ve bu rezervlerin yakılması durumunda 1,5 milyar ton karbon dioksite neden olacağını belirtti. Bu miktar, İngiltere’nin 28 milyon hanesinin yılda ürettiği 50 milyon tonluk emisyonun 30 katı.
Uplift’in yönetici direktörü Tessa Khan, şu eleştiriyi yaptı:
❝Petrol ve gaz şirketleri devasa emisyonlar üretmeye devam ederken, halkın güneş panelleri ve ısı pompalarıyla karbon ayak izini azaltmaya çalışması kabul edilemez.❞
Hükümetten yeni lisans vermeme sözü
İngiltere hükümeti, yeni petrol ve gaz lisansı verilmemesi yönünde bir taahhütte bulundu ancak mevcut lisansların iptali için bir adım atmadı. Sondaj sahaları için lisanslama sürecinin yıllar sürdüğünü belirten yetkililer, bu süre zarfında çevresel etkilerin değerlendirileceğini ifade etti.
Tavsiye Edilen Haberler
-
İklim DeğişikliğiTürkiye, İkinci Ulusal Katkı Beyanı’nı Birleşmiş Milletler’e sundu -
SürdürülebilirlikDünyayı bekleyen tehlike: Amazon nasıl yavaş yavaş ölüyor? -
Çevre KirliliğiTürkiye’de geçen yıl 120 milyon ton atık oluştu -

Muhafazakâr hükümetin döneminde lisanslanan Jackdaw ve Rosebank gibi büyük projelerin yanı sıra onlarca küçük saha henüz faaliyete geçmedi. Ancak uzmanlar, bu projelerin hayata geçirilmesinin küresel iklim hedeflerine ciddi zarar vereceğini vurguluyor.
“Yeni sondajlar iklim kriziyle çelişiyor”
Kuzey Denizi’nde sondaj planlarının, iklim kriziyle mücadele eden diğer ülkelere kötü bir örnek teşkil edeceğini belirten Tessa Khan, şunları söyledi:
❝Yeni projelerin hayata geçmesi, Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5°C sıcaklık artışı sınırını aşma riskini artırır. Bazı fosil yakıt rezervlerinin yer altında bırakılması gerektiği bilimsel bir gerçek.❞
Fosil yakıt endüstrisinin tepkisi
Petrol ve gaz endüstrisini temsil eden Offshore Energies UK’nin operasyon direktörü Mark Wilson, Kuzey Denizi’nde üretimi sınırlamanın enerji güvenliğini tehlikeye atacağını belirtti. Wilson, şunları söyledi:
❝Kuzey Denizi gibi olgun bir havzada üretimi kısıtlamak, net sıfır hedeflerine ulaşma yolunda verimli bir çözüm değildir ve yerel topluluklar ile ekonomiye zarar verir.❞
Çevrecilerden “adil geçiş” çağrısı
Uplift, işçilerin mağdur olmaması için adil geçiş planlarının uygulanması gerektiğini savundu. Tessa Khan, yeni projelerin enerji çalışanlarına sürdürülebilir bir gelecek sunmadığını belirtti:
❝Son 10 yılda yeni lisanslar verilmesine rağmen Kuzey Denizi’nde iş sayısı yarı yarıya azaldı. Çalışanlar için temiz enerji sektöründe kaliteli iş fırsatları yaratılmalı.❞
Hükümet: Temiz enerjiye yatırım yapıyoruz
Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Departmanı sözcüsü, hükümetin açık deniz rüzgar enerjisi ve karbon yakalama teknolojileri gibi temiz enerji projelerine yatırım yaptığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
❝Temiz enerjiye geçiş, İngiltere’nin enerji bağımsızlığını sağlamanın ve iklim değişikliğiyle mücadelenin en iyi yoludur. Mevcut petrol ve gaz lisanslarını iptal etmeyeceğiz ancak yeni sahalar için lisans vermeyeceğiz.❞
Çözüm için hızlı eylem gerekiyor
Uzmanlar, yeni sondaj projelerinin iptal edilmesi ve enerji geçişine yönelik daha somut adımlar atılması gerektiğini savunuyor. Özellikle temiz enerji yatırımları ve mevcut iş gücünün bu sektöre adapte edilmesi, İngiltere’nin iklim hedeflerine ulaşmasında kritik rol oynayacak.









