Çevresel U dönüşü: Uber, elektrikli araç teşviklerini keserek sürücüleri yarı yolda bırakıyor

Yayın: 11 Aralık 2025 09:58
Güncelleme: 11 Aralık 2025 09:58

Küresel araç çağırma devi Uber, yıllardır sürücülerini fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara (EV) geçiş yapmaya ikna etmek için milyarlarca dolarlık cirodan beslenen cazip teşvikler sunuyordu. Ancak şirketin bu yıl karlılığını ikiye katlaması ve hisse geri alımlarına 20 milyar dolar ayırmayı taahhüt etmesine rağmen, iklimle ilgili en önemli çabalarını geri çekme kararı alması dikkat çekti. Geçtiğimiz hafta aylık elektrikli araç bonuslarının tamamen kaldırılması, EV’lere yüksek maliyetli yatırım yapan binlerce Uber sürücüsünü hayal kırıklığına uğrattı. Bu geri çekilme, Uber’in yeşil hedeflerine ulaşma taahhüdünde ciddi bir samimiyet krizi yarattı.

Bu ani U dönüşü, Uber’in çevresel sorumluluk ile artan karlılık hedefleri arasındaki çelişkiyi gözler önüne serdi. Bu gelişme neden önemliydi? Uber’in emisyonları son üç yılda neredeyse iki katına çıkarak artık Danimarka’nın toplam karbon ayak izini aşarken, şirketin teşvikleri kesmesi, küresel ölçekte elektrikli araçlara geçişin hızını yavaşlatma riski taşıyordu. Peki bu dünya için ne ifade ediyordu? Bu olay, kar amacı güden büyük şirketlerin gönüllü iklim taahhütlerinin, bağlayıcı hükümet düzenlemeleri olmadan ne kadar kolaylıkla terk edilebileceğini gösteren güçlü bir emsal teşkil etti. Türkiye için ne anlama geliyordu? Türkiye’de de elektrikli araç pazarı büyürken ve paylaşımlı mobilite sistemleri yaygınlaşırken, Uber’in bu tavrı, hem regülasyonların önemini hem de bireysel sürücülerin yeşil yatırımlarının güvence altına alınması gerekliliğini vurguladı.

Sürücüler geri çekilen teşviklerle hayal kırıklığı yaşadı

Uber’in yeşil hedeflerine ulaşma stratejisinin temel direği, sürücülerini EV’lere geçmeye ikna etmekti. Örneğin, Syracuse’da yaşayan 51 yaşındaki Uber şoförü Levi Spires, geçen yıl bir geyikle çarpışıp aracına hasar verdiğinde, Uber’in sunduğu 2.000 dolarlık promosyon onu bir Tesla almaya yöneltmişti. Spires, 23 ay boyunca yaklaşık 139.000 mil yol kat etmiş ve Uber’den ek EV bonusları olarak yaklaşık 3.500 dolar kazanmıştı. Bu teşvikler, Uber’in sürücüleri hızla daha temiz araçlara geçirme çabalarının somut bir karşılığıydı.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Ancak geçen hafta Uber’in aylık elektrikli araç bonuslarını kaldırmasıyla tüm hesaplar değişti. Teşvikin kaybedilmesi ve sürekli düşen saatlik kazançlar, Spires’ın kariyerini yeniden düşünmesine neden oldu: “Amacım artık Uber’in ana mesleğim olmaması.” Wilmington, Delaware’de yaşayan 40 yaşındaki Chuck gibi diğer sürücüler de benzer hayal kırıklıkları yaşadı. Chuck, yıllık 4.000 dolara varan teşviklere güvenerek Tesla Model Y’ye yatırım yapmıştı. Şimdi bonusların ortadan kalkmasıyla, eski Honda’sıyla kazandığından çok az daha fazla kazanıyordu. Chuck, “Bu gerçekten birçoğumuzu çok üzdü,” diyerek Uber’in lehine ilerleyen tek yönlü bir yol olduğunu ifade etti.

İklim ayak izi büyürken hedeflere ulaşmaktan uzaklaşma

Uber, küresel olarak günde 38 milyon yolculuk gerçekleştiriyordu ve bu devasa operasyonun çevresel sonuçları büyüktü. Şirketin emisyonları son üç yılda neredeyse iki katına çıktı ve iklim ayak izi artık Danimarka’nın tamamını aşıyordu. Bu artışa rağmen, Uber iklimle ilgili önemli çabalarını geri çekiyordu.

Şirket, Londra’da bu yıl sonuna kadar %100 elektrikli araç kullanımına, 2030 yılına kadar ise Kuzey Amerika ve Avrupa’da %100 elektrikli araç kullanımına ulaşmayı taahhüt etmişti. Ancak bu hedeflerin çok gerisinde kalınmıştı:

BölgeElektrikli Araçlarla Yapılan Yolculuk Kilometre Oranı
LondraYaklaşık %40
Avrupa (Genel)Yaklaşık %15
Kuzey AmerikaYaklaşık %9

Uber, hedeflerine ulaşamayacağını kabul ederken, eski küresel elektrifikasyon ve sürdürülebilirlik başkanı Rebecca Tinucci, “Genel olarak kaydettiğimiz ilerlemeden gurur duyuyoruz,” diyerek savunma yaptı ve sürücülerinin elektrikli araçlara geçiş hızının halktan çok daha yüksek olduğunu belirtti. Ancak şirket, sürücüleri nakit parayla yönlendirmek yerine, ek ödemeleri azaltarak ve diğer yollarla geri adım atıyordu.

Hükümet politikalarına yönelik çelişkili tutum

Uzun süre elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmak için daha güçlü hükümet politikalarını savunan Uber, bu bahar dramatik bir U dönüşü yaparak ABD’de Başkan Donald Trump’ın **”Büyük Güzel Yasa Tasarısı”**nı destekledi. Uber CEO’su Dara Khosrowshahi’nin bizzat Beyaz Saray’da yasa tasarısı için tanıtım videosunda yer alması büyük tepki çekti. Çevre Koruma Seçmenleri Birliği ise bu yasayı “tüm zamanların en çevre karşıtı yasası” olarak nitelendirdi. Yasa, temiz enerji teşviklerini azalttı ve ABD’de EV benimsenmesini önceki tahminlere göre yaklaşık %40 oranında yavaşlatması bekleniyordu.

Uber, bu politika değişikliğini, yasanın bahşişlerden vergi alınmaması hükmünün sürücülerinin daha fazla kazanmasına yardımcı olacağı gerekçesiyle savundu. Tinucci, “Zaman zaman yapmamız gereken ödünler var,” diyerek, bunun elektrifikasyon hedeflerini ortadan kaldırmadığını öne sürdü. Ancak bu tutum, şirketin iklim konusundaki iddialı söylemleriyle tam bir çelişki içindeydi.

Düzenlemelere karşı çıkış ve kar odaklı strateji değişikliği

Kaliforniya, New York ve Toronto dahil olmak üzere birçok eyalet ve şehir, araç çağırma şirketlerinin filolarını hızla elektrikli hale getirmelerini gerektiren kurallar yürürlüğe koydu. Örneğin, Kaliforniya’da Uber ve ana rakibi Lyft’in 2030 yılına kadar kilometrelerinin %90’ını elektrikli araçlarla kat etmesi zorunlu kılınmıştı.

Uber ise şimdi buna karşı çıkıyordu. Eylül ayında Kaliforniya düzenleyicilerine, kısmen iptal edilen federal teşvikler nedeniyle hedeflere ulaşmanın neredeyse imkansız hale geldiği gerekçesiyle, uygulamanın ertelenmesi çağrısında bulundu. Kaliforniya’daki yasayı kaleme alan eski eyalet senatörü Nancy Skinner, bu itiraza tepki göstererek, “İşte bu yüzden bir yasa çıkarmak zorunda kaldık. Bunu kendi başlarına yapmayacaklardı,” dedi.

Uber’den Tinucci, şirketin yaklaşımında temel bir değişimi anlatıyordu: Uber, bu zorluğa kârından pay ayırmak yerine, elektrikli araçlarla seyahat etmeyi tercih eden çevre bilincine sahip tüketicilerin büyüyen pazarına yönelmek istiyordu. Şirket, bu potansiyelden yararlanmak için yüzlerce şehirde, yolcuların ana hizmetle yaklaşık aynı fiyata EV yolculuğu talep edebilecekleri Uber Electric (eski adıyla Uber Green) programını geliştiriyordu. Tinucci, “Bu, talep yaratıyor,” diyor ve EV sürücülerinin benzinli araç sürücülerinin alamadığı ekstra yolculuklar yaparak daha fazla para kazanacaklarını iddia ediyordu.

Ancak bu yeni strateji, Uber’in 2020’de verdiği 5 yıl içinde EV sürücülerine yardım etmek için kasasından, yolcu ücretlerinden ve ortak indirimlerinden 800 milyon dolar dağıtma sözünü tutmama yolunda ilerlediğini gösteriyordu. Şirket, 2024 sonuna kadar 539 milyon dolar dağıtmış, ancak bu miktar geçen yıl sadece 100 milyon dolar artmıştı. Bu durum, Uber’in işletme kârlarının bu yıl ikiye katlanması ve şirketin yakın zamanda hisse geri alımlarına 20 milyar dolar harcama sözü vermesiyle tezat oluşturuyordu.

Türkiye’de elektrikli mobilite: Gönüllü taahhütlerin sınırı

Uber’in elektrikli araç teşviklerini kesme ve çevre politikalarında geri adım atma kararı, Türkiye’deki yeni gelişen elektrikli araç ve mobilite pazarı için önemli bir uyarı niteliği taşıdı. Türkiye, yerli elektrikli araç üretimi ile EV kullanımını teşvik etme çabasındaydı ve paylaşımlı mobilite platformları da dahil olmak üzere, bu alandaki hızlı dönüşüm hedefleniyordu.

Uber’in örneği, kar amacı güden platformların çevresel taahhütlerinin, kâr baskısı karşısında kolayca geri çekilebileceğini gösterdi. Bu nedenle Türkiye’de, yerel yönetimlerin ve hükümetin, paylaşımlı araç filolarının hızla elektrikliye geçişini sağlayacak bağlayıcı yasal düzenlemeler ve uzun vadeli teşvik mekanizmaları oluşturması gerektiği görüldü. Aksi takdirde, bu platformlar da çevresel maliyeti sırtlarına almak yerine, maliyeti kamuya veya bireysel sürücülere yansıtmayı tercih edebilecekti. Uzmanlar, Türkiye’de de Uber Electric benzeri, tüketici talebini ödüllendiren sistemlerin geliştirilmesi ancak bu sistemlerin regülasyonlarla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

Kar marjı mı, iklim sorumluluğu mu?

Uber’in yeşil hedeflerinden geri adım atması, modern kurumsal dünyada iklim taahhütlerinin ne kadar kırılgan olduğunun en açık kanıtıydı. Şirket, bir yandan devasa karbon ayak izinin (Danimarka’dan bile büyük) yarattığı çevresel sorumlulukla yüzleşirken, diğer yandan hissedar kârlarını maksimize etme baskısı altında ezildi. Uber’in eski politika sorumlusu Andrew Salzberg’in belirttiği gibi, “Şirketlerin kendi karlılıklarını önceliklendirmeleri şaşırtıcı değil, çünkü hissedarlar tarafından bunu yapmaları emrediliyor.”

Bu olay, sadece Uber’i değil; AT&T, United Airlines ve Business Roundtable gibi iddialı iklim hedefleri olan diğer dev şirketlerin de, vergi indirimleri ve kısa vadeli kazançlar uğruna, iklim karşıtı yasaları desteklemesini göstererek, genel bir kurumsal ikiyüzlülük tablosu çizdi. Evergreen Action gibi çevre gruplarının uyarısı haklıydı: Şirketler, büyük bir vergi indirimi alma ve iklimi hiçe sayma fırsatı bulduklarında, gerçekte kim olduklarını gösterdiler. Sonuç olarak, bu geçişin hızını belirleyecek olan, artık şirketlerin gönüllü taahhütleri değil, bağlayıcı hükümet politikaları ve yasal düzenlemeler olacaktı.

Kaynak: Bloomberg, Uber Technologies Inc. Yetkilileri (Rebecca Tinucci, Dara Khosrowshahi), Eski Senatör Nancy Skinner, Business Roundtable, Lyft Inc., Evergreen Action.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×