Çin’in mega baraj projesi Hindistan ve Bangladeş’i endişelendiriyor

Yayın: 22 Temmuz 2025 09:09
Güncelleme: 22 Temmuz 2025 09:09

Çin, Tibet topraklarında, dünyanın en büyük hidroelektrik barajını inşa etmeye başladı. Bu devasa proje, Hindistan ve Bangladeş’te ciddi endişelere yol açtı. Yerel basında çıkan haberlere göre, Çin Başbakanı Li Qiang, cumartesi günü Yarlung Tsangpo Nehri üzerinde inşaatın başlamasını kutlayan törene başkanlık etti.

Projenin kapsamı ve potansiyel etkileri

Tibet platosundan geçen Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki bu proje, nehrin aşağısında yaşayan milyonlarca Hintli ve Bangladeşlinin yanı sıra çevredeki ekoloji ve yerel Tibetliler üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle eleştirilere maruz kalıyor. Pekin, maliyetinin 1,2 trilyon yuan (yaklaşık 167 milyar dolar) olacağı tahmin edilen Motuo Hidroelektrik Santrali’nin, ekolojik korumaya öncelik vereceğini ve yerel refahı artıracağını savunuyor.

Proje tamamlandığında, dünyanın en büyüğü olan Üç Boğaz Barajı’nı geride bırakacak ve üç kat daha fazla enerji üretebilecek. Ancak uzmanlar ve yetkililer, yeni barajın Çin’e, güneyde Hindistan’ın Arunachal Pradesh ve Assam eyaletlerine ve Bangladeş’e akan ve buradan Siang, Brahmaputra ve Jamuna nehirlerine dökülen sınır ötesi Yarlung Tsangpo’yu kontrol etme veya yönünü değiştirme yetkisi vereceği yönündeki endişeleri dile getiriyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Lowy Enstitüsü’nün 2020 yılında yayınladığı bir raporda, “[Tibet Platosu’ndaki] bu nehirler üzerindeki kontrolün Çin’e Hindistan ekonomisi üzerinde etkili bir baskı sağladığı” belirtiliyor.

Hindistan ve Bangladeş’in kaygıları

Arunachal Pradesh başbakanı Pema Khandu, bu ayın başlarında PTI haber ajansına verdiği röportajda, barajın tamamlanmasının ardından Siang ve Brahmaputra nehirlerinin “önemli ölçüde kuruyabileceği” endişesini dile getirmişti. Khandu, barajın “kabilelerimiz ve geçim kaynaklarımız için varoluşsal bir tehdit oluşturacağını” da sözlerine ekleyerek, “Bu oldukça ciddi bir durum çünkü Çin bunu bir tür ‘su bombası’ olarak bile kullanabilir. Diyelim ki baraj inşa edilip aniden su salınırsa, tüm Siang kuşağımız yok olur. Özellikle Adi kabilesi ve benzeri gruplar… tüm mal varlıkları, toprakları ve özellikle de insan hayatı yıkıcı etkilere maruz kalır,” dedi.

Ocak ayında Hindistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Çin’e mega barajların etkileri konusunda endişelerini ilettiklerini ve Pekin’i “aşağı havzadaki ülkelerin çıkarlarının zarar görmemesini” sağlamaya çağırdıklarını söyledi. Ayrıca, “aşağı havzadaki ülkelerle şeffaflık ve istişare ihtiyacı” vurgulanmıştı. Hindistan, Çin’in barajından ani su salınımlarına karşı tampon görevi görecek ve bölgelerindeki selleri önleyecek Siang nehri üzerinde bir hidroelektrik barajı inşa etmeyi planlıyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı daha önce Hindistan’a yanıt vererek, 2020 yılında Çin’in nehri barajlama konusunda “meşru bir hakkı” olduğunu ve aşağı akıştaki etkileri göz önünde bulundurduğunu belirtmişti. Bangladeş de projeyle ilgili endişelerini Çin’e iletti; yetkililer Şubat ayında Pekin’e baraj hakkında daha fazla bilgi talep eden bir mektup gönderdi.

Projenin teknik detayları ve Çin’in bakış açısı

Çin yetkilileri, Tibet Özerk Bölgesi’ndeki barajın hidroelektrik potansiyelini uzun zamandır göz önünde bulunduruyor. Proje, dünyanın karadaki en derin ve en uzun kanyonu olduğu söylenen devasa bir kanyonun içinde, Tibet’in en uzun nehri olan Yarlung Tsangpo’nun Namcha Barwa Dağı’nın etrafında keskin bir U dönüşü yaptığı bir kesimde yer alıyor. “Büyük Kıvrım” olarak adlandırılan bu dönüş sırasında nehrin yüksekliği yüzlerce metre düşüyor.

Daha önceki haberlerde, yetkililerin Namcha Barwa Dağı’ndan 20 kilometre uzunluğunda çok sayıda tünel açmayı ve bu tüneller aracılığıyla nehrin bir kısmını yönlendirmeyi planladıkları belirtilmişti. Xinhua’nın hafta sonu Li Qiang’ın ziyaretine ilişkin haberinde, mühendislerin beş kademeli enerji santrali inşa etmek için “düzleştirme” çalışması yapacağı ve “tünellerden su yönlendireceği” belirtiliyordu. Xinhua ayrıca, hidroelektrik santralinden elde edilecek elektriğin büyük oranda bölge dışına iletilerek başka yerlerde kullanılacağını ve Tibet’in ihtiyaçlarını da karşılayacağını bildirdi.

Çin, ülkenin elektriğe aç doğu metropollerini besleyebilecek mega barajlar ve hidroelektrik santralleri inşa etmek için Tibet topraklarının bulunduğu kırsal batıdaki sarp vadilere ve güçlü nehirlere göz dikti. Başkan Xi Jinping, “xidiandongsong” veya “batı elektriğini doğuya gönderme” adlı politikasıyla bunu bizzat destekledi. Çin hükümeti ve devlet medyası bu barajları kirliliği azaltan, temiz enerji üreten ve kırsal Tibetlilerin refahını artıran kazan-kazan çözümü olarak sunuyor.

Çevresel ve sosyal endişeler

Ancak aktivistler, barajların Pekin’in Tibetlileri ve topraklarını sömürmesinin son örneği olduğunu ve geçmişteki protestoların bastırıldığını söylüyor. Geçtiğimiz yıl Çin hükümeti, başka bir hidroelektrik santraline karşı protesto düzenleyen yüzlerce Tibetliyi gözaltına almıştı. BBC’nin kaynaklar ve doğrulanmış görüntülerden edindiği bilgiye göre, protestolar tutuklamalar ve dayaklarla sonuçlanmış, bazı kişiler ağır yaralanmıştı.

Biyolojik çeşitliliğiyle ünlü Tibet vadilerinin sular altında kalması ve deprem fay hatlarının yoğun olduğu bir bölgede baraj inşa edilmesinin olası tehlikeleri konusunda da çevresel endişeler bulunuyor.

Bu proje, hem bölgesel jeopolitik dengeler hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli tartışmaları beraberinde getiriyor. Nehirlerin sınır ötesi etkileşimleri ve büyük ölçekli altyapı projelerinin hassas ekosistemler üzerindeki potansiyel sonuçları, uluslararası işbirliği ve şeffaflık ihtiyacını bir kez daha gündeme taşıyor.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×