Fotoğraf: Amir Es

“Enerji denizi” Hazar alarm veriyor: Su seviyesi 2 metre düştü, biyoçeşitlilik “kayıp dünya” olma tehlikesiyle karşı karşıya

Haber Girişi: 13 Ekim 2025 13:17

Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Türkmenistan ve İran tarafından paylaşılan, yaklaşık 370 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük kapalı gölü olan Hazar Denizi, son dönemde yaşanan su seviyesi düşüşü ve biyoçeşitlilik kaybı tehlikesiyle küresel bir alarm ziline dönüştü. Uzmanlar, Hazar’ın su seviyesinin son 20 yılda yaklaşık 2 metre azaldığını belirtirken, denizdeki canlılık giderek yok oluyor. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndaki konuşmasında da altını çizdiği gibi, bu durum artık bölgesel değil, “küresel bir alarm”.

Ekolojik hareket temsilcisi Vadim Ni’ye göre, sığlaşma ve kirlenme nedeniyle Hazar Denizi “giderek cansızlaşıyor.” Çocukluğunun geçtiği kıyılarda artık su olmadığını söyleyen yerel halk, denizin kaderinden endişe duyuyor. Hazar’daki su seviyesi düşüşünün temel nedeni nedir? Mersin balığı ve Hazar fokları neden toplu ölümlerle karşı karşıya? Bu çevre felaketi, bölgenin enerji ve lojistik stratejisini nasıl etkileyecek?

Çekilmenin kaynağı: İklim değişikliği ve Volga Nehri

Hazar Denizi, sahip olduğu zengin petrol yatakları nedeniyle “enerji denizi” olarak bilinse de, ekolojik çöküşün eşiğinde. Uzmanlara göre bu durum, büyük ölçüde iklim değişikliği ve su yönetimi politikalarıyla doğrudan bağlantılı:

📧

Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun

En önemli haberleri anında alın

  • Volga Bağımlılığı: Hazar Denizi’nin su kaynağının büyük bir kısmı, yaklaşık yüzde 80’i Volga Nehri’nden geliyor.
  • İklim ve Baraj Etkisi: “Save The Caspian Sea” Ekolojik Hareketi Kurucusu Vadim Ni, hem iklim değişikliğinden kaynaklanan yağışların azalması hem de nehir kenarına inşa edilen su barajları nedeniyle Hazar’a yeterli seviyede su gelmediğini belirtiyor. Ni’ye göre, su seviyesindeki düşüşün en büyük nedeni budur.

Kazakistan’ın tek liman kenti Aktau sakinleri, Hazar’ın son 10 yılda gözle görülür şekilde çekildiğini ifade ederek, denizle özdeşleşmiş çocukluk anılarının yok olduğunu anlatıyorlar.

Biyoçeşitlilik krizi: Mersin balığı ve Hazar fokları alarmı

Hazar Denizi, kapalı bir su kütlesi olması nedeniyle içine bırakılan her şeyin içeride kalmasıyla biliniyor. Petrol yataklarının yanı sıra büyük gemilerle kirlenen deniz, biyolojik çeşitliliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

  • Mersin Balığı Krizi: Sadece 10 yıl önce mersin balığıyla ünlü olan Hazar Denizi’nde bu tür, aşırı avlanma ve ekolojik bozulma nedeniyle artık nadir bulunan bir lezzet haline geldi.
  • Fok Ölümleri: Hazar’ın ekosistemi için hayati öneme sahip olan Hazar fokları, toplu ölümlerle sarsılıyor. Son yıllarda Kazakistan kıyısında yaklaşık 2 bin, Rusya kıyısında ise 2 bin 500 Hazar foku ölü olarak kıyıya vurdu.

Vadim Ni, bu durumun, Hazar’ın ekosistemi için önemli olan canlıları hızla kaybettiğini gösterdiğini vurguluyor.

Stratejik ve lojistik etkiler: Limanlar risk altında

“Eco Mangistau” Başkanı Kirill Ossin, çevre sorununun sadece ekolojik değil, aynı zamanda ülkenin stratejik ulaşım ve lojistik bağlantısı açısından kritik öneme sahip Aktau ve Kurık limanlarının faaliyetlerini de olumsuz etkilediğini belirtti. Su seviyesindeki düşüşün devam etmesi, Kazakistan’ın Hazar üzerinden gerçekleştirdiği ticaret ve enerji taşımacılığı için büyük bir risk oluşturuyor. Bu durum, Orta Asya’nın küresel pazarlara açılan kapısı olan bu limanların işlevselliğini tehdit ediyor.

Farkındalık ve iklim diplomasisi

Kazakistan’da Aktau sakinleri, Hazar’ın durumuna dikkat çekmek için çeşitli çevre aktiviteleri düzenliyor. “Save The Caspian Sea” Hareketi’nin denizin üç büyük tehdidini (çekilme, kirlenme, biyoçeşitlilik kaybı) anlatan elbiselerle düzenlediği moda defilesi ve “TazaFest” gibi etkinlikler, yerel halk arasında çevre bilincini artırmayı hedefliyor.

Kazak hükümeti de sorunu en üst seviyeye taşıdı. Cumhurbaşkanı Tokayev, BM Genel Kurulu’nda uluslararası toplumla işbirliği yaparak Hazar’ın korunması için acil önlemler alınması çağrısında bulundu. Hazar Denizi’nin durumu, gelecek yıl Nisan ayında Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenecek BM Bölgesel İklim Zirvesi’nin ana gündem başlıklarından biri olacak.

Yorum

Hazar Denizi’ndeki su kaybı ve biyoçeşitliliğin çöküşü, bize kapalı su kütlelerinin küresel iklim krizine ve bölgesel su yönetimi hatalarına karşı ne kadar savunmasız olduğunu dramatik bir şekilde göstermektedir. Hazar’ın sadece bir enerji kaynağı olarak görülmesi, ekolojik sağlığının göz ardı edilmesine yol açmıştır.

Bu kriz, Hazar’ı çevreleyen beş ülkenin ötesinde, Türkiye gibi iklim değişikliğinden etkilenen tüm bölge için bir uyarıdır. Kapalı su havzaları ve göllerde (örneğin Tuz Gölü’ndeki çekilme) yaşanan benzer sorunlar düşünüldüğünde, Hazar’daki durum, nehirlerin aşırı kullanımı ve baraj projeleriyle iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin birleşimi olarak incelenmelidir. Astana’daki BM Zirvesi, sadece bölgesel bir çözüm bulmakla kalmamalı, aynı zamanda dünya çapında kapalı havza ekosistemlerinin korunmasına yönelik acil uluslararası eylem planlarına emsal teşkil etmelidir. Aksi takdirde, Hazar Denizi, sadece petrolüyle değil, kaybolan fokları ve kurumuş kıyılarıyla da hatırlanan bir “kayıp dünya” haline gelecektir.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA), “Save The Caspian Sea” Ekolojik Hareketi, “Eco Mangistau” Sivil Toplum Örgütü, Kazakistan Cumhurbaşkanlığı

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×