McKinsey’den soğuk duş: Veri merkezlerinin ‘canavar’ enerji iştahı petrol ve kömürün saltanatını sürdürecek

Yayın: 17 Ekim 2025 07:57
Güncelleme: 17 Ekim 2025 07:57
Fotoğraf Kaynağı: Jacob McGowin / Unsplash

Dünyanın fosil yakıtlardan hızla uzaklaştığı ve yeşil bir geleceğe yelken açtığı düşünülürken, danışmanlık devi McKinsey’den gelen son rapor bu iyimser tabloya soğuk bir duş etkisi yarattı. Rapora göre, insanlığın artan elektrik talebi, yenilenebilir enerjiye geçiş hızını fersah fersah geride bırakıyor. Sonuç? Petrol, doğal gaz ve kömür, 2050’den sonra dahi küresel enerji sahnesinin başrol oyuncuları olmaya devam edecek.

Peki, yenilenebilir enerji devrimine ve milyarlarca dolarlık yatırımlara rağmen bu karamsar tablo neden ortaya çıkıyor? Bu öngörü, Paris İklim Anlaşması’nın net sıfır hedefleri için bir hezimet anlamına mı geliyor? Yapay zeka ve dijitalleşmenin kalbi olan veri merkezleri, nasıl oldu da iklim denkleminin en büyük bilinmeyeni haline geldi? Ve en önemlisi, bu küresel trend, enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olan Türkiye’nin politikaları ve ekonomik geleceği için ne ifade ediyor?

Uluslararası yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company’nin yayımladığı yeni küresel enerji görünümü raporu, iklim hedefleri konusunda endişe verici bir tablo çiziyor. Raporun ana tezi, durdurulamayan elektrik talebi artışının, yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyümeyi gölgede bırakması ve bu durumun fosil yakıtlara olan bağımlılığı beklenenden çok daha uzun bir süre devam ettireceği yönünde. Bu durum, küresel net sıfır iklim hedeflerine ulaşma yolundaki en büyük zorluk olarak gösteriliyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Sessiz enerji canavarı: Veri merkezleri

Rapor, talep artışının arkasındaki en büyük itici güçlerden birinin altını özellikle çiziyor: Veri merkezleri. Dijital ekonominin, yapay zekanın ve bulut bilişimin omurgasını oluşturan bu tesisler, devasa bir enerji iştahına sahip. McKinsey’nin tahminlerine göre:

  • Küresel elektrik talebi, sanayi ve yapı sektörlerindeki büyüme ile 2050’ye kadar %20 ila %40 arasında artacak.
  • Bu artışın en şaşırtıcı kaynağı veri merkezleri olacak. Dünya genelinde veri merkezlerine olan talep 2022-2030 arasında yılda ortalama %17 artacak.
  • Bu oran, özellikle Kuzey Amerika’da zirveye ulaşacak ve ABD’deki veri merkezlerinin güç talebi 2030’a kadar yılda yaklaşık %25 gibi baş döndürücü bir hızla büyüyecek.

Rakamlarla 2050’nin enerji karnesi

McKinsey’nin güncellenmiş projeksiyonları, önceki tahminlerden daha karamsar bir tablo sunuyor:

  • 2050 yılında dahi küresel toplam enerji tüketiminin yaklaşık %41 ila %55’i fosil yakıtlardan karşılanacak. Bu oran, günümüzdeki %64’lük orandan düşük olsa da, daha önceki “hızlı yeşil geçiş” senaryolarının oldukça gerisinde.
  • Elektrik üretiminde doğal gazın kullanımı önemli ölçüde artacak.
  • Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kömür kullanımı yüksek seviyelerde kalmaya devam edecek.
  • Yenilenebilir enerji kaynakları, 2050’de küresel elektrik karışımının %61-67’sini sağlama potansiyeli taşısa da, bu oran ulaştırma ve sanayi gibi sektörleri de içeren toplam enerji tüketimindeki fosil yakıt hakimiyetini kırmaya yetmeyecek.

“En büyük değişim”: Güvenlik ve maliyet, iklimin önüne geçiyor

McKinsey ortağı Diego Hernandez Diaz, Reuters’a yaptığı açıklamada bu raporun kendi düşünce tarzlarındaki “en büyük değişim” olduğunu belirtti. Diaz, “Artık petrol talebinin 2030’larda zirve yapıp durağanlaşmasını beklemiyoruz,” diyerek önceki tahminlerini revize ettiklerini açıkça ifade etti. Bu değişimin arkasında yatan temel nedenler ise jeopolitik belirsizlikler ve hükümetlerin politikaları. Rapor, birçok hükümetin Paris Anlaşması’nın soyut hedefleri yerine, vatandaşları için enerji güvenliğini ve satın alınabilirliğini önceliklendirdiğini vurguluyor. Enerji kıtlığı riskleri, ticari tarifeler ve teknolojik gelişmelerdeki yavaşlama, fosil yakıt bağımlılığını körükleyen diğer faktörler olarak sıralanıyor.

Türkiye’nin cari açığı üzerinde baskı oluşturabilir

McKinsey’nin raporu, Türkiye’nin enerji stratejisi için kritik çıkarımlar içeriyor. Enerji ihtiyacının çok büyük bir kısmını ithal petrol ve doğal gaz ile karşılayan Türkiye için küresel fosil yakıt talebinin yüksek kalması, fiyatların da dalgalı ve yüksek seyretmeye devam edeceği anlamına geliyor. Bu durum, Türkiye’nin cari açığı ve enflasyonla mücadelesi üzerinde kalıcı bir baskı unsuru olmaya devam edecektir.

Türkiye, son yıllarda yenilenebilir enerji santralleri (GES, RES) konusunda dev adımlar atsa da, bu rapor, sadece arz tarafını artırmanın yeterli olmayacağını gösteriyor. Türkiye’nin sanayileşme ve dijitalleşme hedefleri, özellikle kurulması planlanan yeni veri merkezleri, ülkenin elektrik talebini öngörülenin üzerine çıkarabilir. Bu küresel trend, Türkiye’nin enerji verimliliğine ve talep yönetimine çok daha fazla odaklanması gerektiğini ortaya koyuyor. Aksi takdirde, bir yandan yenilenebilir enerji kapasitesi artarken, diğer yandan fosil yakıt ithalat faturası da büyümeye devam edebilir.

Yorum

McKinsey’nin bu raporu, bir kehanet veya bir başarısızlık ilanı değil, sert bir gerçeklik kontrolüdür. Yeşil enerjiye geçişin romantik ve doğrusal bir yolculuk olduğu varsayımı, modern yaşamın ve dijital devrimin yarattığı devasa enerji talebinin sert kayasına çarpmış görünüyor. Ironik bir şekilde, geleceği inşa eden yapay zeka ve bulut teknolojileri, gezegeni ısıtan eski teknolojilere olan bağımlılığımızı uzatıyor.

Bu rapor, iklim değişikliğiyle mücadelenin sadece rüzgar türbinleri ve güneş panelleri kurmaktan ibaret olmadığını bizlere acı bir şekilde hatırlatıyor. Asıl mücadele, enerji verimliliği, talep yönetimi, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve nükleer gibi diğer karbonsuz enerji kaynakları üzerine cesur kararlar alınması gereken alanlarda yatıyor. Türkiye gibi ülkeler için ise bu rapor, enerji bağımsızlığına giden yolun, sadece yerli ve yenilenebilir kaynakları artırmaktan değil, aynı zamanda bu “canavar” enerji iştahını akıllıca yönetmekten geçtiğinin altını çiziyor.

Kaynak: Reuters

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×