Donald Trump, başkanlık görevine yeniden başlamasının ardından çevre politikalarına yönelik agresif müdahalelerde bulunarak, yalnızca ilk 100 gün içinde temiz hava, su ve yaşanabilir bir iklimi korumaya yönelik 145 geri adım hamlesi başlattı. Bu sayı, Trump’ın önceki başkanlık döneminin tamamında gerçekleşen çevresel geri çekmeleri geride bırakıyor ve çevre savunucuları tarafından “benzeri görülmemiş bir saldırı” olarak tanımlanıyor.
Her gün birden fazla geri çekme hamlesi
The Guardian’ın Columbia ve Harvard Hukuk Fakülteleri verilerine dayanarak yaptığı analize göre, Trump yönetimi 20 Ocak’taki yemin töreninden bu yana çevreye zarar verme potansiyeli taşıyan bir dizi eylemi hızla devreye soktu. Yürürlüğe konulan ya da hazırlık aşamasında olan bu hamleler, fosil yakıt kullanımını artırmak, mevcut çevre koruma yasalarını zayıflatmak ve iklim kriziyle mücadeleyi durdurmak üzerine kurulu.
Columbia Üniversitesi’nden iklim hukuku uzmanı Michael Burger, “İlk 100 gün boyunca gördüğümüz çevre karşıtı girişimler benzeri görülmemiş düzeyde. Bu yönetim yasal süreçleri büyük ölçüde yok sayarak geri çekmeleri hızlandırıyor” dedi.
Paris Anlaşması’ndan çekilme ve fosil yakıta dönüş
Trump yönetimi, Paris İklim Anlaşması’ndan çekildi, iklim harcamalarını dondurdu ve Biden dönemindeki çevreci düzenlemeleri silip süpürdü. Otomobiller, kamyonlar ve enerji santralleri için belirlenen kirlilik standartları yeniden yazılmaya başlandı.
Tavsiye Edilen Haberler
-
SürdürülebilirlikTEB ile EBRD’den yeşil dönüşüm için 100 milyon avroluk anlaşma -
-
-
Arktik’teki korunan alanlar dahil olmak üzere geniş topraklar petrol ve gaz sondajına açılırken, ABD ormanlarının yarısı kereste üretimi için kullanılabilecek. Okyanus koruma alanlarında ticari balıkçılığa izin verilecek ve nesli tükenmekte olan türleri koruyan yasalar büyük ölçüde zayıflatılacak.
Enerji politikasında ‘Del, bebeğim, del’ yaklaşımı
Trump, Amerikan enerji politikasında köklü bir dönüş başlatarak, ülkenin her köşesinde fosil yakıt çıkarımını destekliyor. Açık deniz sondajları, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatı ve kömür santralleri yeniden canlandırılıyor. Trump, “Amerika sıvı altın üzerinde oturuyor,” diyerek enerji rezervlerinin çıkarılması gerektiğini savunuyor.
Beyaz Saray sözcüsü, Trump’ın “Yeşil Yeni Düzen aldatmacasına son verdiğini, tarihi sonuçlara rekor bir hızla ulaştığını” belirtti.
Çevreciler tepkili: Bilime karşı düşmanlık, endüstriye sadakat
İklim aktivistleri, Trump’ın politikalarını fosil yakıt endüstrisine açık hizmet ve bilime düşmanlık olarak değerlendiriyor. Biyolojik Çeşitlilik Merkezi’nden hukuk direktörü Jason Rylander, “Trump’ın saldırıları nefes kesici. Bu politikalar, yalnızca onun ve fosil yakıt lobisinin çıkarlarına hizmet ediyor,” dedi.
Petrol lobileri ise memnun. Amerikan Petrol Enstitüsü CEO’su Mike Sommers, “Trump yönetimi seçmenlerin uygun fiyatlı ve güvenli enerji taleplerine yanıt veriyor,” yorumunda bulundu.
Hukuki engeller ve demokratik normlara saldırı
Yönetimin geri adımlarının birçoğu henüz yürürlüğe girmemiş olsa da, birçok adımın yasal süreçleri bypass ederek ilerletilmesi uzmanlar arasında alarm yarattı. EPA’nın 31 geri çekme eylemi duyurması ve sera gazlarının halk sağlığı üzerindeki etkilerini yeniden değerlendirmeye alması, ABD’nin iklim politikası temelini sarsacak türden.
Trump’ın federal düzeyde uyguladığı yürütme emirleri, eyaletlerin bağımsızlığına ve demokratik denetim mekanizmalarına da meydan okuyor. Ulaştırma Bakanlığı, New York City’nin sıkışıklık ücreti planını durdurmaya çalışırken, EPA da yasal standartları hızla kaldırmaya yöneldi.
Harvard Üniversitesi’nden çevre hukuku uzmanı Carrie Jenks, “Bu geri çekmeler hukuki dayanaklardan yoksun. ‘Ben öyle dedim’ demek, iyi yönetişim için geçerli bir gerekçe olamaz,” diye konuştu.
Kurumsal bilgi kaybı ve personel eksikliği
Trump yönetiminin yüzlerce düzenleyici personeli işten çıkarması, federal kurumların karmaşık düzenleme süreçlerini yürütebilmesini zorlaştırıyor. Uzmanlara göre, yaz aylarında kurumlar, yürütme emirlerini uygulamaya koymak için büyük çaba göstermek zorunda kalacak. Ancak iç uzmanlık eksikliği, bu süreçleri hukuki hatalara açık hale getiriyor.
EPA’nın başındaki Zeldin: “İklim dinine hançer”
EPA Başkanı Lee Zeldin, yürütülen politikaları “iklim değişikliği dininin kalbine bir hançer” olarak nitelendirdi. Bu yorum, Trump yönetiminin çevresel düzenlemeleri ideolojik bir savaş alanına çevirdiğini gösteriyor.
Trump’ın duş başlıkları, tuvaletler ve saç kurutma makineleri gibi detaylara takılarak su tasarrufu politikalarını da hedef alması, kamuoyunda hem endişe hem de alay konusu oldu. “Güzel saçlarımı ıslatmak için 15 dakika duşta kalıyorum,” diyen Trump, su verimliliği kurallarını kaldıran yürütme emirlerini imzaladı.
Trump’ın hızı düşmeyecek, etkisi artacak
Michael Burger, Trump’ın çevre politikalarına yönelik saldırısının hız kesmeden süreceğini belirtti:
“Bu sadece çevre düzenlemelerini hedef alan bir dalga değil, aynı zamanda demokrasimizi de baskı altına alan bir strateji. Sonuç, daha fazla kirlilik ve daha fazla halk sağlığı sorunu olacak.”
Trump’ın ikinci dönem çevre politikaları, yalnızca doğayı değil, yasal düzeni, kamu sağlığını ve iklim istikrarını da tehdit eden büyük ölçekli bir değişimin parçası. Uzmanlara göre, bu geri çekmeler yargı tarafından engellenebilir ancak risk büyüyor: Amerika, çevre koruma tarihinde en geriye gidiş sürecini yaşıyor.





