ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası iklim finansmanını kesme kararı, Çin’in küresel enerji piyasasındaki etkisini artırmasına zemin hazırladı.
Çin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ucuz ve yaygın yenilenebilir enerji çözümleriyle ABD’nin bıraktığı boşluğu doldurmaya başladı. Filipinler ise bu stratejik değişimin merkezindeki ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.
Çin ile gerginlik yenilenebilir enerji ortaklıklarını durdurmadı
Güney Çin Denizi’nde Çin ile toprak anlaşmazlıkları yaşayan Filipinler, Pekin’i devlet destekli grupların seçimlere müdahale etmeye çalışmakla suçluyor. Ancak tüm bu gerginliklere rağmen, Manila yönetimi yenilenebilir enerji altyapısını kurmak için Çin’e yöneliyor.
Filipin merkezli enerji firması Alternergy’nin Başkanı Gerry P. Magbanua, Çin’den gelen tekliflerin Avrupalı rakiplerinden çok daha uygun olduğunu belirterek ❝Bu bizim için bir uyanış oldu❞ ifadesini kullandı.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Trump’ın çekilmesi Çin’e fırsat verdi
Donald Trump, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) gelişmekte olan ülkelerde yenilenebilir enerjiyi teşvik eden programlarını büyük ölçüde durdurdu. 2021’de 1,5 milyar dolar olan uluslararası iklim finansmanı, 2024’te 11 milyar dolara çıksa da bu artış Trump döneminde yok denecek kadar azdı.
AidData adlı araştırma grubunun politika analizi direktörü Samantha Custer, bu boşluğu Çin’in hızla doldurduğunu belirtti: ❝Çin’in kazanmak için hiçbir şey yapmasına gerek yok. ABD, güvenilir bir ortak olmadığını kendi eliyle kanıtladı❞ dedi.
Çin, yeşil enerji üretiminde dünyayı geçti
Çin, dünya genelinde en fazla güneş paneli, rüzgar türbini ve elektrikli araç üreten ülke haline geldi. Bu ürünleri rakiplerinden çok daha düşük maliyetle sunabilmesi, gelişmekte olan ülkelerin Çin’i tercih etmesinde belirleyici oldu.
Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” kapsamında enerji yatırımları 2023’te 40 milyar dolara ulaşırken, bunun 11,8 milyar doları yeşil enerjiye ayrıldı. Çin Dışişleri Bakanlığı, Trump dönemindeki politikaları işaret ederek ❝Bazı ülkeler dünya için yenilenebilir enerji maliyetlerini artırırken, biz ‘yeşil’ kalkınma için çalışıyoruz❞ açıklamasında bulundu.
Filipinler’de Çin bağımlılığı ulusal güvenlik kaygısı yaratıyor
Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr., ülkenin enerji dönüşüm hedeflerine ulaşmak isterken Çin’e artan bağımlılığın ulusal güvenlik riski yarattığını ifade etti. Çin, Filipinler’in ulusal elektrik şebekesinde %40 hisseye sahip. Ayrıca Çin destekli hidroelektrik baraj sözleşmeleri de ayrıcalıklı hükümler içerdiği gerekçesiyle sorgulanıyor.
Milletvekili Joey Salceda, Çin’in şebeke üzerindeki kontrolünü artırdığını öne sürerek ❝Burada kesinlikle ulusal güvenlik söz konusu❞ uyarısında bulundu.
ABD’nin alternatif rolü zayıfladı
USAID, Filipinler’e enerji altyapısı haritalaması, rekabetçi yenilenebilir bölgeler oluşturulması gibi destekler sağladı. Ancak finansal desteğin azalması Çinli firmaların önünü açtı.
Asia Group’tan Jennifer Schuch-Page, bu projelerin ABD’nin yumuşak gücünün bir parçası olduğunu belirterek ❝Bu çalışmaların geri çekilmesi Çin’e doğrudan avantaj sağlıyor❞ dedi.
Çinli şirketler sahada öne çıkıyor
Alternergy’nin Filipinler’de kurduğu rüzgar santrallerinde Şanghay merkezli Envision firmasının türbinleri kullanılıyor. Magbanua, Çinli şirketlerin yalnızca Filipinler’de değil, küresel ölçekte de hızla büyüdüğünü belirtti: ❝Çinli üreticilerin yükünü taşımak istiyorlar❞ dedi.





