Trump yönetimi, ulusal güvenlik gerekçesiyle enerji açısından yoğun veri merkezlerinin inşasını hızlandırma yönünde kararlı adımlar atarken, eş zamanlı olarak yeni güneş ve rüzgar çiftliklerinin önünde engeller oluşturuyor. Enerji danışmanlık şirketi Wood Mackenzie, bu iki politikanın birbiriyle çeliştiği ve yenilenebilir enerji projelerinin engellenmesinin, hızla büyüyen yapay zeka (AI) patlamasını yavaşlatma riski taşıdığı konusunda uyarıyor. Ayrıca, bu durumun seçmenlerin yüksek elektrik faturalarından kendisinin desteklediği veri merkezlerini sorumlu tutması durumunda siyasi bir tepkiye yol açma potansiyeli bulunuyor.
Peki, yapay zeka patlamasının getirdiği enerji talebi, mevcut elektrik üretim hızından neden çok daha hızlı gerçekleşiyor? Planlanan yeni santral kapasitesinin %80’inin yenilenebilir kaynaklara bağlı olmasına rağmen, Trump yönetimi neden doğal gaz ve nükleer enerjiye öncelik veriyor? En uygun fiyatlı enerji kaynağı olan güneş ve rüzgarın engellenmesi, ABD’yi yapay zeka yarışını Çin’e kaptırma riskiyle nasıl karşı karşıya bırakabilir?
Yapay zeka talebi ve arz uyumsuzluğu
Yapay zeka teknolojilerinin hızlı yükselişi, özellikle büyük teknoloji şirketlerinin (Meta, Google gibi) veri merkezleri kurma hızı, kamu hizmetlerinin büyük enerji santralleri inşa etme hızını geride bırakmış durumda. Uzmanlar, “Önümüzdeki 10 yıl içinde yenilenebilir enerjinin yerini alacak hiçbir şey yok,” diyerek, şebekeye güç eklemenin en hızlı ve en ucuz yolu olarak yeşil enerjiyi işaret ediyor.

Enerji veri şirketlerine göre, federal düzenleyicilere sunulan planlanan santral kapasitesinin yaklaşık %80’i yenilenebilir kaynaklara (güneş, rüzgar) bağlı. Buna karşılık, Trump’ın yapay zeka artışını desteklemek için tercih ettiği doğal gaz ve nükleer tesislere yönelik başvurular, planlanan kapasitenin sadece %14’ünü oluşturuyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?

Ekonomik Çelişki: BloombergNEF’e göre, ABD’de veri merkezlerinden gelen elektrik tüketiminin 2035 yılına kadar neredeyse üç katına çıkması bekleniyor. Bu artış, 2040 yılına kadar ABD’nin 190 milyon yeni eve elektrik sağlaması zorunluluğuna benziyor. Bu talebi karşılamak için:
- Yeni kömür santrallerinin maliyeti megavat-saat başına en az 71 dolar iken, güneş veya rüzgar santrallerinin maliyeti yaklaşık 38 dolardır (Lazard Inc.).
- Yenilenebilir enerji santrallerinin inşası beş yıldan az sürerken, doğal gaz santrallerinin devreye alınması üç buçuk ila beş yıl sürmekte ve bu süre tedarik zinciri gecikmeleriyle uzamaktadır.
Nükleer ve doğalgaz stratejisinin sınırları
Beyaz Saray sözcüsü Taylor Rogers, yönetimin, yapay zekanın ihtiyaç duyduğu sürekli gücü sağlamak için “doğal gaz, kömür ve nükleer gibi güvenilir enerji kaynaklarından elde edilen temel yük gücünü artırdığını” belirtti. Açık deniz rüzgarı gibi kesintili ve güvenilmez kaynakların bu sürekli gücü üretemeyeceği savunuluyor.

Ancak, bu tercihin önünde ciddi engeller var:
- Doğalgaz Kıtlığı: Gaz türbinleri kıt ve dünyadaki gaz türbinlerinin yaklaşık %70’i sadece üç şirkete ait. En azından kısa vadede kapasiteyi hızla artırma isteği düşüktür.
- Nükleer Gecikme: Trump, yeni nesil küçük modüler nükleer reaktörlerin ruhsatlandırma sürecini hızlandırsa ve 80 milyar dolar ayırsa bile, bir sonraki nesil reaktörlerin en erken on yılın sonuna kadar inşa edilmesi beklenmiyor.
Doğal gaz, kesintisiz güç sağlayabildiği için Meta gibi şirketler tarafından tercih edilse de, doğal gaz ve nükleer santral kurmak çok yavaş ve pahalıdır. Analistler, engellenen her yeşil enerji projesinin, yapay zeka motorunun ihtiyacı olan arz sıkıntısını daha da artırdığını belirtiyor.
Politika tiyatrosu ve siyasi risk
Rapor, Enflasyon Azaltma Yasası aracılığıyla sağlanan sübvansiyonların piyasaya müdahale ettiği ve gaz santrallerine yatırımı caydırdığı iddiasına rağmen, güneş ve rüzgar santrallerinin inşa maliyetlerinin bu teşvikler kaldırılmadan önceki yıllarda da hızla düştüğünü vurguluyor.
Trump yönetiminin söylemleri ve eylemleri arasında büyük bir uyumsuzluk var. Trump yönetimi yetkililerinin, ABD İçişleri Bakanlığı aracılığıyla, federal arazilerdeki dev güneş enerjisi projelerine karşı çıkarak onay süreçlerini iptal etme riski bulunuyor. Solar Enerji Endüstrileri Birliği’ne göre, yeni enerji santrali projelerinin yarısından fazlasını oluşturan güneş enerjisi ve depolama projeleri risk altında.
Ancak Wood Mackenzie’den Robert Whaley, “MAGA, MAGA olmalı; tabanın enerjisini canlı tutmalılar,” dese de, mikrofonlardan uzakta muhafazakâr politikacıların yapay zeka yarışını kaybetmemek adına yeşil enerjiye sessizce tolerans gösterebileceklerini düşünüyor. Nitekim, federal verilere göre bu yıl Eylül ayına kadar yenilenebilir kaynaklar yeni elektrik üretim kapasitesinin %89’unu oluşturdu.

Türkiye’nin veri merkezi talebi ve enerji stratejisi
ABD’deki bu politika ikilemi, Türkiye’nin de gündemine alması gereken kritik bir konudur. Türkiye’nin hem ulusal teknoloji hamleleri (Togg, yerel yazılımlar) hem de küresel yapay zeka hizmetleri için veri merkezi kapasitesini hızla artırma hedefi bulunmaktadır.
Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: ABD örneği, hızlı büyüyen veri merkezi talebini karşılamak için yenilenebilir enerjinin en ucuz ve en hızlı çözüm olduğunu kanıtlamaktadır. Türkiye’nin, yenilenebilir enerji kaynaklarını (özellikle güneş ve rüzgar) bürokratik engellerle yavaşlatması, bir yandan yapay zeka hedeflerine ulaşmasını zorlaştıracak, diğer yandan ise hem işletmelerin hem de tüketicilerin elektrik faturalarını artırma riski taşıyacaktır. Sürdürülebilir büyüme için enerji ve teknoloji politikalarının birbiriyle çelişmemesi hayati önem taşımaktadır.
Siyasi gösteri ve ekonomik gerçeklik
Trump yönetiminin yapay zeka hakimiyeti hedefine ulaşma çabası, ekonomik gerçeklik ve siyasi söylem arasındaki derin uyumsuzluğu gözler önüne seriyor. İletişim stratejisi “güvenilmez” yeşil enerjiyi hedef alsa da, piyasa verileri ve inşaat süreleri, devasa AI talebini karşılamada yenilenebilir enerji ve pillerin alternatifi olmadığını kanıtlıyor. Bu ikilem, Trump için potansiyel bir siyasi risktir; çünkü seçmenler, pahalı ve yavaş inşa edilen geleneksel enerji kaynakları nedeniyle artan elektrik faturalarının sorumlusunu veri merkezlerinde arayabilirler. Sonuç olarak, yapay zeka yarışını kazanmak isteyen ABD’nin, radarın altından da olsa yeşil enerji projelerini sessizce desteklemek zorunda kalacağı öngörülmektedir.
Kaynak: Wood Mackenzie, Cleanview.co, BloombergNEF, Lazard Inc., Taylor Rogers (Beyaz Saray Sözcüsü).





