Avrupa rüzgar enerjisi sektörünün çatı kuruluşu WindEurope’un Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson, 2026 yılının Avrupa’da rüzgar enerjisi kapasitesinde önemli artışların yaşanacağı bir dönüm noktası olacağını belirterek, söz konusu yılda 30 gigavatlık denizüstü rüzgar enerjisi kapasitesi için ihale açılmasının beklendiğini söyledi.
Dickson, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı değerlendirmede, rüzgar enerjisi sektörünün mevcut durumu, yeni yıl beklentileri ve Avrupa’daki ihale süreçlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Avrupa’da rüzgar enerjisi yatırımlarında son dönemde yaşanan yavaşlamanın tersine çevrilmesi gerektiğini vurgulayan Dickson, yatırımcıların sektörde en fazla ihtiyaç duyduğu unsurun öngörülebilirlik olduğuna dikkati çekti.

“2026 rüzgar enerjisi için büyük bir yıl olacak”
Dickson, 2026’nın Avrupa rüzgar enerjisi sektörü açısından kritik bir yıl olacağını belirterek, ❝Rüzgar enerjisinde 2026 büyük bir yıl olacak. Avrupa genelinde yapılacak büyük ihalelerle 30 gigavatlık denizüstü rüzgar enerjisi santrali için kapasiteler tahsis edilebilir❞ dedi.
Tavsiye Edilen Haberler
Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilecek 7’nci tahsis turunun (Allocation Round 7) sektör açısından belirleyici olacağını ifade eden Dickson, bu ihalenin sonuçlarının 14 Ocak’ta açıklanmasının beklendiğini aktardı. Dickson, söz konusu ihalenin ardından birçok Avrupa ülkesinde ulusal ihalelerin devreye gireceğini söyledi.
Ocak ayında Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenecek Kuzey Denizleri Zirvesi’ne de işaret eden Dickson, devlet ve hükümet başkanlarının bir araya geleceği bu toplantının Avrupa’da denizüstü rüzgar enerjisinin geleceği açısından önemli mesajlar vereceğini kaydetti. Dickson, ❝Rüzgar enerjisinin geliştirilmesinde Avrupa’nın kaybedecek zamanı yok❞ ifadesini kullandı.
Hükümetlere “daha fazla sorumluluk” çağrısı
Rüzgar enerjisinin gelişiminde hükümetlerin daha güçlü taahhütler ortaya koyması gerektiğini dile getiren Dickson, yeni bir Denizüstü Rüzgar Enerjisi Mutabakatı’na ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Dickson, ❝Hükümetlerin kapasite miktarları, öngörülebilirlik ve somut adımlar konusunda taahhütte bulunduğu, sektörün ise maliyet düşüşleri, yatırımlar ve istihdam konusunda sorumluluk üstlendiği yeni bir Denizüstü Rüzgar Enerjisi Mutabakatı’na ihtiyacımız var❞ diye konuştu.

“Denizüstü rüzgar enerjisi hala risk altında”
Avrupa’da denizüstü rüzgar enerjisi sektörünün halen çeşitli risklerle karşı karşıya olduğunu belirten Dickson, Avrupa’nın enerji arz güvenliği ve iklim hedeflerine ulaşabilmesi için daha fazla denizüstü rüzgar enerjisine ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Hükümetlerin ve toplumun bu yönde güçlü bir talep ortaya koyduğunu ifade eden Dickson, ağır sanayinin de elektrifikasyon sürecini hızlandırabilmesi için denizüstü rüzgar enerjisine ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Dickson, ❝Ancak mevcut durumda denizüstü rüzgar enerjisinde gerekli genişleme gerçekleşmiyor. Avrupa’da denizüstü rüzgar enerjisi hala risk altında. İş modeli, olması gereken ve geçmişte olduğu seviyede değil❞ değerlendirmesinde bulundu.
Son yıllarda maliyetlerin arttığını, bazı projelerin durdurulduğunu veya ertelendiğini belirten Dickson, birçok ihalenin de başarısızlıkla sonuçlandığını kaydetti.
Negatif teklif modeli eleştirisi
Rüzgar santrali kurma hakkı için geliştiricilerin hükümete ödeme yaptığı “negatif teklif” modelinin başarısız olduğuna dikkati çeken Dickson, bu yaklaşımın Danimarka, Almanya ve Hollanda’da sonuçsuz kalan ihalelere yol açtığını söyledi.
İhale tasarımlarının piyasa gerçeklerini yansıtması gerektiğini vurgulayan Dickson, Çift Taraflı Fark Sözleşmeleri’nin (CfD) doğru bir yol sunduğunu ifade etti.
İrlanda’nın kısa süre önce başarılı bir CfD ihalesi gerçekleştirdiğini hatırlatan Dickson, Polonya’nın da 2025 yılında 4 gigavatlık, yılın en büyük CfD ihalelerinden birini düzenleyeceğini söyledi. Polonya’nın ilk denizüstü rüzgar türbinini kurduğunu belirten Dickson, bunun Baltık Denizi’nde hem kurulumlar hem de tedarik zinciri açısından önemli bir adım olduğunu dile getirdi.
“Daha iyi ihale tasarımlarına ihtiyaç var”
Dickson, Avrupa’nın daha iyi ihale tasarımlarına, daha hızlı izin süreçlerine, güçlü tedarik zincirlerine ve adil rekabete ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, ❝Gerekli yatırımları harekete geçirmenin yolu budur❞ dedi.
Hükümetlerin, denizüstü rüzgar enerjisi için önerilen yeni üçlü sözleşme modeli kapsamında, elektrifikasyon yatırımı yapacak alıcıların üstlendiği riskleri azaltması gerektiğini belirten Dickson, bunun yenilenebilir enerji tedarik anlaşmalarının önünü açacağını sözlerine ekledi.





