Mevsim normalleri tepetaklak: Sıcaklıklar 5 derece birden düşüyor, 6 ilde “kuvvetli yağış” alarmı verildi

Türkiye, uzun süredir devam eden ılıman ve kurak günlerin ardından atmosferik bir kırılma noktasına giriyor. Pastırma yazının rehaveti yerini, ani sıcaklık düşüşlerine ve hayatı felç etme potansiyeli taşıyan kuvvetli sağanaklara bırakıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden gelen son veriler, ülkenin batı ve iç kesimlerinde kışın soğuk nefesinin hissedilmeye başlanacağını işaret ediyor. Vatandaşlar güne başlarken şu soruyu sormaktan kendini alamıyor: Altyapımız bu ani yağışlara hazır mı ve sıcaklıklardaki bu sert düşüş sağlığımızı nasıl etkileyecek?

Bu meteorolojik değişim, sadece şemsiyelerin açılması anlamına gelmiyor; aynı zamanda trafikten tarıma, enerji tüketiminden halk sağlığına kadar geniş bir yelpazede hayatımızı yeniden planlamamızı zorunlu kılıyor. Özellikle turizm başkenti Antalya ve madenci kenti Zonguldak gibi kritik bölgeler için yapılan “sarı kodlu” uyarılar, doğanın şakasının olmadığını bir kez daha hatırlatıyor. Peki, bu yağışlı sistem hangi bölgeleri etkisi altına alacak ve uzmanlar ani su baskınlarına karşı hangi kritik uyarılarda bulunuyor?

Batı ve iç kesimlerde şemsiyeli günler başlıyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından yayınlanan son tahmin raporu, Türkiye’nin batı yarısının, kuzeyinin ve iç kesimlerinin yoğun bir yağış sisteminin etkisi altına girdiğini gösteriyor. Parçalı ve yer yer çok bulutlu bir gökyüzünün hakim olacağı bu bölgelerde, güneş yüzünü saklarken yağmur bulutları mesaiye başlıyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Rapora göre yağışların etki alanı oldukça geniş. Marmara’nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bilecik), İç Ege (Afyonkarahisar, Uşak, Kütahya), Batı Akdeniz, İç Anadolu (Sivas hariç), Batı Karadeniz ile Samsun, Amasya, Çorum çevreleri ve Mersin’in batı ilçeleri sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışların etkisi altında kalacak. Bu durum, özellikle büyükşehirlerde sabah ve akşam trafiğinde görüş mesafesinin düşmesine ve kaygan zemin nedeniyle kaza riskinin artmasına neden olabilir.

turizm başkenti ve karadeniz için kritik uyarı: sel riski

Raporun en can alıcı noktası, belirli iller için yapılan “kuvvetli yağış” uyarısında gizli. Meteoroloji uzmanları, standart yağışların ötesinde, metrekareye düşecek yağış miktarının afet boyutuna ulaşabileceği illeri tek tek sıraladı. Buna göre; Muğla’nın doğusu, Antalya, Isparta, Düzce, Zonguldak ve Bartın çevrelerinde yağışların yer yer çok kuvvetli olması bekleniyor.

Geçmiş yıllarda Batı Karadeniz’de (özellikle Bartın ve Zonguldak’ta) ve Antalya’da yaşanan sel felaketleri hafızalardaki tazeliğini korurken, bu uyarı bölge halkı ve yerel yönetimler için “kırmızı alarm” niteliği taşıyor. Uzmanlar, dere yataklarından uzak durulması, bodrum katlarında su baskınlarına karşı önlem alınması ve mazgalların açık tutulması gerektiğine dikkat çekiyor. Antalya gibi seracılığın yoğun olduğu bölgelerde ise tarım arazilerinin su altında kalma riski, üreticileri tedirgin ediyor.

Sıcaklıklar düşüyor: Termal konfor ve sağlık riski

Yağışlarla birlikte hava sıcaklıklarında da hissedilir bir değişim yaşanacak. MGM verilerine göre, hava sıcaklıklarının batı ve iç kesimlerde 3 ila 5 derece azalacağı tahmin ediliyor. Bu düşüş, rakamsal olarak küçük görünse de “hissedilen sıcaklık” açısından, özellikle rüzgar ve nemle birleştiğinde vücut direncini kıracak boyutta olabilir.

Sağlık uzmanları, bu tür ani sıcaklık değişimlerinin (termal şok etkisi) bağışıklık sistemini zayıflatarak üst solunum yolu enfeksiyonlarına, gribe ve soğuk algınlığına davetiye çıkardığını belirtiyor. Vatandaşların, “lahana usulü” (kat kat) giyinmeleri ve yanlarında mutlaka yağmurluk veya şemsiye bulundurmaları öneriliyor. Diğer bölgelerde ise sıcaklıklarda önemli bir değişiklik beklenmiyor.

Ulaşımda gizli tehlike: Sis ve pus

Yağışın olmadığı veya gece saatlerinde havanın soğuduğu anlarda ise bir başka tehlike devreye giriyor: Sis. Gece ve sabah saatlerinde Ege, Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde pus ve yer yer sis hadisesi bekleniyor.

Sürücüler için “görünmez duvar” olarak nitelendirilen sis, özellikle Bolu Dağı geçişi, İç Ege yolları ve Karadeniz’in virajlı yollarında görüş mesafesini yer yer 10 metrenin altına düşürebilir. Lojistik ve taşımacılık sektörünün bu bölgelerdeki sevkiyatlarda ekstra dikkatli olması, takip mesafesini koruması ve sis farlarını kullanması hayati önem taşıyor.

Rüzgarın yönü ve baca gazı uyarısı

Rüzgarın genellikle güneyli (Lodos ve Kıble), yurdun güneydoğu kesimlerinde ise kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor. Lodosun hafif de olsa esmesi, soba ve doğalgaz kullanan haneler için her zaman bir risk faktörüdür. Rüzgarın ters tepmesi (baca tepmesi) sonucu karbonmonoksit zehirlenmeleri yaşanabilir. Bu nedenle özellikle yağışlı ve rüzgarlı bölgelerdeki vatandaşların gece yatmadan önce sobalarını tam olarak söndürmeleri ve menfezlerini kapatmamaları gerekmektedir.

Türkiye’nin tarım ve altyapı sınavı

Meteorolojinin bu raporu, Türkiye’nin altyapı ve tarım direnci için bir stres testi niteliğinde. Antalya ve Muğla hattında beklenen kuvvetli yağışlar, narenciye ve sera üretimini doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Aşırı yağış, toprağın suya doymasına ve kök çürümelerine neden olabilirken, hasat dönemindeki ürünlere fiziksel zarar verebilir.

Öte yandan, Zonguldak, Bartın ve Düzce gibi engebeli arazi yapısına sahip illerde, toprağın yumuşamasıyla birlikte heyelan riskinin de artabileceği göz ardı edilmemelidir. Şehir merkezlerinde ise yetersiz drenaj sistemleri, ani su baskınlarıyla günlük hayatı felç edebilir. Belediyelerin kriz masalarını hazır tutması gereken bir 24 saatlik dilime giriliyor.

Kuraklığa ilaç mı, felakete davetiye mi?

Türkiye, su stresi yaşayan bir ülke olarak her damla yağmura muhtaç durumda. Baraj doluluk oranlarının kritik seviyelerde seyrettiği bu günlerde, gelen yağışlı sistem aslında bir müjde niteliği taşıyor. Ancak yağışın “kuvvetli” ve “gök gürültülü sağanak” şeklinde, yani kısa sürede ve şiddetli düşmesi, toprağın suyu emmesine fırsat vermeden akıp gitmesine (yüzeysel akış) ve sellere neden oluyor.

İdeal olan, yağışın zamana yayılan ve “ahmakıslatan” tabir edilen şekilde düşmesidir. Ancak iklim değişikliği, yağış rejimimizi değiştirerek bizi “ya kuraklık ya sel” ikilemine sürüklüyor. Bu nedenle vatandaşların ve yetkililerin, Meteoroloji’nin “sarı kodlu” uyarılarını sıradan bir hava durumu tahmini olarak değil, bir erken uyarı sistemi olarak görmesi ve tedbirlerini buna göre alması şarttır. Şemsiyeleri hazırlarken, mazgalları da temiz tutmak vatandaşlık görevidir.

Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top