Yılın son günlerine, 2025’in o meşhur sıcak rekorlarının gölgesinde girerken, Türkiye atmosferik bir “kararsızlık” dalgasının tam merkezinde yer alıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son verileri, bir yanda bahardan kalma sıcaklıkların devam ettiğini, diğer yanda ise Doğu kesimlerde kışın sert yüzünün nihayet belirdiğini gösteriyor. Batıdan sokulan yağışlı sistem Marmara ve Ege’yi etkisi altına alırken, Antalya için yapılan “kuvvetli yağış” uyarısı, yılın bu son haftasında hayatı felç edebilir mi?
Peki, mevsim normallerinin üzerinde seyreden bu tablo Türkiye için ne ifade ediyor? Barajlarımızdaki kritik seviyeler bu yağışlarla nefes alabilecek mi? Yoksa küresel ısınmanın 2025’te zirve yapan etkileri, kış mevsimini tamamen bir “geçiş dönemi”ne mi çevirdi? İşte Marmara’nın sisinden Doğu Karadeniz’in karına kadar Türkiye’nin 24 saatlik hava panoraması.
Antalya için kritik saatler: Akşamdan sonra dikkat!
Meteoroloji’nin en ciddi uyarısı, Akdeniz’in kalbi Antalya için geldi. Özellikle akşam saatlerinden itibaren Antalya’nın doğu ilçelerinde (Alanya, Manavgat, Serik hattı) yağışların yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor. Bu durum, sadece bir sağanak değil; sel, su baskını ve yıldırım gibi afet risklerini de beraberinde getiriyor. Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: “Deniz suyu sıcaklıklarının 2025’te rekor seviyelerde kalması, atmosfere daha fazla nem pompalıyor. Bu da sahil şeridinde beklenen yağışların çok daha şiddetli ve yıkıcı olmasına zemin hazırlıyor.”
Anadolu’nun beyaz çehresi: Sivas ve Yozgat’ta kar sürprizi
Yurdun batısı yağmura teslim olurken, İç Anadolu’nun yüksek kesimleri ile Doğu Karadeniz’in iç bölgelerinde kışın asıl kahramanı olan kar sahneye çıkıyor. Sivas ve Yozgat çevreleri ile Artvin’in yükseklerinde karla karışık yağmur ve yer yer kar yağışı bekleniyor. Bu durum, özellikle şehirlerarası yollarda ulaşımı olumsuz etkileyebilir. 89 yıllık meteorolojik verilere göre bu bölgelerde Aralık sonu kar yağışı bir “rutin” olsa da, son yıllardaki kuraklık nedeniyle her kar tanesi tarım arazileri için stratejik birer “can suyu” niteliği taşıyor.
Tavsiye Edilen Haberler
Görünmez tehlike: Sis ve pusun ulaşım krizi
Marmara, Ege ve Anadolu’nun iç kesimlerinde beklenen sis ve pus hadisesi, sabah saatlerinde görüş mesafesini yer yer 50 metrenin altına düşürebilir. İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğinden, otoyollardaki lojistik akışına kadar pek çok nokta bu “sessiz tehlike”den etkilenecektir. İstatistiklere göre, kış aylarındaki trafik kazalarının %30’u düşük görüş mesafesi nedeniyle gerçekleşiyor. Sürücülerin takip mesafelerini artırması ve sis farlarını aktif kullanması hayati önem taşıyor.
Sıcaklık anomalisi devam ediyor: 1-3 derece üstü
Hava sıcaklıklarının yurt genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, 2025’in genel karakterini yansıtıyor. Şırnak Silopi’de 50.5 derecelerin görüldüğü, Avrupa’da on binlerce kişinin sıcaktan hayatını kaybettiği bu yılın sonunda, kışın bile sıcaklıkların düşmemesi su döngüsünü bozuyor. Bu durum, kar yağması gereken yüksek rakımlarda bile yağmurun görülmesine, dolayısıyla yeraltı su kaynaklarının yeterince beslenememesine yol açıyor.
| Bölge / Şehir | Beklenen Hava Durumu | Risk Faktörü |
| Doğu Antalya | Kuvvetli Sağanak | Sel ve Su Baskını |
| Sivas & Yozgat | Kar / Karla Karışık Yağmur | Buzlanma |
| İstanbul & Marmara | Parçalı Bulutlu / Sis | Ulaşımda Aksama |
| Kıyı Ege | Aralıklı Sağanak Yağış | Yerel Su Birikintileri |
Kuraklık ve sel kıskacında tarım
Türkiye, jeopolitik konumunun yanı sıra iklimsel olarak da bir “köprü” vazifesi görüyor. Ancak bu köprü, 2025 yılında ciddi bir sarsıntı geçirdi. Özellikle Antalya’da beklenen kuvvetli yağışlar, seracılığın merkezi olan bölgede üretim bantlarını tehdit ediyor. Domates, biber ve patlıcan gibi kışlık sebzelerin fiyatları, bu tip sel baskınlarından doğrudan etkilenerek sofralarımıza yansıyor. Öte yandan, Sivas ve Yozgat’taki kar yağışı, kışlık buğdayın donmaya karşı korunması (yorgan etkisi) için elzem. Türkiye’nin 2025’teki 50 derecelik Silopi rekorundan sonra, bu yağışlı sistemlerin her damlası, kuruyan barajlarımız (Tahran’daki Urumiye Gölü örneğinde olduğu gibi) için birer umut ışığıdır.
Doğanın dengesiz ritmi ve bizim sınavımız
2025 yılı, doğanın bize “normal” olanı unutturduğu bir yıl olarak hafızalarımıza kazındı. Bugünün meteorolojik tablosu; bir yanda bahar sıcaklığı, bir yanda sel uyarısı ve diğer yanda cılız kar yağışlarıyla tam bir “iklim karmaşası” sunuyor. Meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun her fırsatta dile getirdiği gibi; kar yağışı bir tatil eğlencesi değil, bir su yönetimi meselesidir. Antalya’daki sel uyarısı ise, altyapısı iklim krizine hazır olmayan şehirlerimizin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha yüzümüze vuruyor.
Bana göre, bu hava durumu raporundaki en kritik detay “mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklıklar” ibaresidir. Aralık ayının sonunda hala yağmuru ve sisi konuşuyor, karın yükseklere hapsolmasını izliyoruz. Bu durum, sadece bir “mont mu giysek, ceket mi?” sorusu değil, gelecek yazın su kesintilerinin habercisidir. Doğanın dengesizleşen bu ritmine ayak uydurmak için sadece şemsiyelerimizi değil, su tüketim alışkanlıklarımızı ve şehir planlamalarımızı da değiştirmeliyiz. Şimdilik Antalya’daki dostlarımıza sel riskine karşı tedbirli olmalarını, iç kesimlerdeki yolculara ise sis ve buza karşı dikkatli olmalarını hatırlatmakla yetinelim.
Kaynak: MGM (Meteoroloji Genel Müdürlüğü)
