2025 yılının Ocak ayı, küresel sıcaklıkların tahmin edilenden daha yüksek gerçekleşmesiyle iklim bilimcileri şaşkına çevirdi. Sanayi öncesi dönem (1850-1900) ortalamasının 1,75°C üzerinde kaydedilen sıcaklık, tarihte ölçülen en sıcak Ocak ayı oldu. Bu, 2024 yılındaki 1,7°C’lik önceki rekoru da geride bıraktı.
Bilim insanları, 2025 yılının 2024’e kıyasla daha serin geçmesini bekliyordu. 2023 ve 2024, insanlık tarihinin en sıcak yılları olarak kaydedilmişti ve 2024’ün sonlarında Pasifik Okyanusu’nda gelişen La Niña hava olayı, 2025 yılında küresel sıcaklıkların bir miktar düşmesine yol açacağı düşüncesini doğurmuştu. Ancak veriler, tam tersi bir tablo ortaya koydu.
ABD merkezli iklim bilimci Zeke Hausfather, yaşanan bu sürpriz sıcaklık artışına ilişkin olarak, “Genellikle El Niño’nun sona ermesiyle ve La Niña koşulları geliştiğinde küresel sıcaklıkların düşmesini bekleriz. Ancak Ocak 2025’te yeni bir rekor görmek oldukça şaşırtıcı.” ifadelerini kullandı.
Sıcaklık artışının olası nedenleri
Ocak 2025’teki bu olağanüstü sıcaklıkların arkasında birden fazla faktör bulunuyor. İngiltere Met Office’ten Adam Scaife, bu ani sıcaklık artışının atmosferik değişkenler, aerosol kirliliğindeki azalma ve 2022 Hunga Tonga-Hunga Ha’apai volkanik patlamasının atmosferde bıraktığı su buharı gibi nedenlerle ilişkilendirilebileceğini belirtiyor.
Tavsiye Edilen Haberler
Scaife, bulut örtüsündeki azalmanın da küresel sıcaklığı artırabilecek olası bir geri bildirim mekanizması olabileceğine dikkat çekiyor. Ancak, sadece bir aylık sıcaklık verisine bakarak uzun vadeli tahminler yapmanın doğru olmayacağını vurguluyor. “Bu bir dalgalanma olabilir, önümüzdeki birkaç ayı bekleyip görmek gerekiyor.” diyerek temkinli bir yaklaşım sergiliyor.
İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden Richard Allan, sıcaklık artışının en önemli nedenlerinden birinin okyanusların beklenenden daha hızlı ısınması olduğunu belirtiyor. Son araştırmalara göre, okyanus ısınma hızı 1985’ten bu yana dört katına çıktı. Allan, “La Niña nedeniyle doğu Pasifik’teki ekvator boyunca ortalamadan daha soğuk bir bant oluşsa da, okyanusun geri kalanı dikkate değer derecede sıcak kalmaya devam ediyor.” sözleriyle küresel okyanus ısınmasının devam ettiğini ifade ediyor.
Atmosferdeki karbondioksit seviyesi yükseliyor
Bilim insanları, atmosferdeki karbondioksit (CO₂) seviyelerinin hızla yükseldiğini ve bunun küresel ısınmayı daha da hızlandırabileceğini belirtiyor. Doğal karbon yutakları olarak görev yapan ormanlar, bataklıklar ve diğer ekosistemler, ısınma nedeniyle karbonu emme kapasitelerini kaybediyor olabilir. Bu durum, sera gazlarının atmosferde birikmesini hızlandırarak sıcaklıkların düşmesini engelliyor.
Richard Allan, “Sera gazları artmaya devam ettikçe ve hava kirliliğinin azalmasıyla atmosfer daha fazla ısı tutmaya başladıkça, iklim sistemi daha da ısınıyor.” diyerek, insan kaynaklı faktörlerin küresel ısınmadaki rolüne vurgu yapıyor.
Şubat 2025’te yeni bir rekor bekleniyor mu?
Ocak ayının son haftasında küresel sıcaklıklar 2024 seviyelerinin altına düştü. Özellikle kuzey yarımkürede sert kış koşulları yaşanması nedeniyle, Şubat ayında sıcaklıkların daha da azalması bekleniyor. Bu nedenle, Şubat 2025’in yeni bir sıcaklık rekoru kırma olasılığı düşük görünüyor.
Ancak Hausfather, Ocak ayındaki beklenmedik sıcaklık artışının, 2025’in tamamının tahminlerden daha sıcak olabileceği sinyalini verdiğini belirtiyor. Küresel sıcaklık trendlerinin izlenmeye devam edilmesi gerektiğini vurgulayan bilim insanları, bu ani değişimlerin daha iyi anlaşılması için daha fazla veri ve analiz gerektiğini ifade ediyor.
İklim değişikliği beklenenden daha hızlı ilerliyor
Ocak 2025’in rekor sıcaklığı, küresel ısınmanın beklenenden daha hızlı ilerlediğini ve iklim değişikliğinin etkilerinin artık kaçınılmaz hale geldiğini gösteriyor. Bilim insanları, bu gelişmenin sera gazı emisyonlarının acilen azaltılması gerektiğine dair önemli bir uyarı olduğunu belirtiyor.
Öne çıkan bulgular:
✅ Ocak 2025, sanayi öncesi döneme kıyasla 1,75°C daha sıcak geçti ve kayıtlara geçen en sıcak Ocak ayı oldu.
✅ Okyanusların ısınma hızı 1985’ten bu yana dört katına çıktı.
✅ Karbondioksit seviyelerindeki yükseliş, doğal ekosistemlerin karbon emme kapasitelerini kaybediyor olabileceğini gösteriyor.
✅ Bilim insanları, 2025’in öngörülenden daha sıcak bir yıl olabileceği konusunda uyarıyor.
Bu bulgular, iklim değişikliğinin artık gelecekte olacak bir kriz değil, şu anda yaşanan bir gerçek olduğunu gözler önüne seriyor. Bilim insanları, küresel sıcaklık artışının önüne geçmek için karbonsuz enerjiye geçişin hızlandırılması ve fosil yakıt kullanımının azaltılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. 🌍🔥





