Türkiye’nin temiz enerji hedeflerine ulaşma yolculuğunda çığır açacak bir gelişme yaşandı. iNOVAT ve Boğaziçi Elektrik Dağıtım (BEDAŞ) işbirliğiyle, güneş enerjisini kullanarak suyu hidrojen ve oksijene ayıran, hidrojeni enerji kaynağı olarak depolayan ve ihtiyaç anında tekrar elektriğe dönüştüren Mobil Hidrojen Enerji Depolama Sistemi hayata geçirildi. Bu proje, sadece bir teknolojik yenilik değil; dağıtım şirketlerinin sahada kullandığı fosil yakıtlı jeneratörlere temiz, verimli ve çevreci bir alternatif sunarak Türkiye’nin enerji bağımsızlığına ve karbon ayak izini azaltma çabalarına doğrudan katkı sağlıyor.
Bu sistem neden bu kadar büyük bir potansiyel taşıyor? Özellikle kesinti anlarında ve şebeke dengesizliğinde kritik bir rol üstlenmesi, Türkiye’nin enerji güvenliği için ne anlama geliyor? Mobil hidrojen depolama, doğal kaynakları kısıtlı olan Türkiye için dış ticaret açığını kapatmada ve milli kaynaklara yönelmede nasıl bir stratejik avantaj yaratabilir?

İki teknolojiyi birleştiren mobil çözüm: Hidrojen ve lityum-iyon
iNOVAT Kurucu Ortağı Doğa Can Bayram’ın aktardığı bilgilere göre, Mobil Hidrojen Enerji Depolama Sistemi, hidrojen ve lityum-iyon enerji depolama kaynaklarını bir arada kullanarak hibrit bir çözüm sunuyor. Sistem, sahada ihtiyaç duyulan alana kolayca taşınabilme özelliği sayesinde dağıtım şirketlerinin saha hizmetlerinde veya elektrik kesintisi gibi beklenmedik durumlarda acil enerji ihtiyacını karşılayabiliyor ve anlık olarak 50 kilovatsaatlik enerji sağlayabiliyor.
Sistemin temel çalışma prensibi, enerji depolamanın en temiz yollarından birine dayanıyor: elektroliz. Güneş panelleriyle elde edilen enerji, ünitedeki suyu hidrojen ve oksijene ayrıştırıyor. Elde edilen yüzde 99,99 saflıktaki hidrojen, özel metal tanklarda senelerce saklanabilen bir enerji kaynağına dönüşüyor. Bayram, “Ürettiğimiz hidrojeni metal tanklarda senelerce saklayarak bir enerji kaynağı haline getirebiliyoruz. İhtiyaç anında hidrojenin yakıt hücresine aktarılmasıyla, yakıt hücresinde enerji dönüşümü sağlıyoruz” diyerek bu uzun soluklu depolama yeteneğinin altını çiziyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
SürdürülebilirlikTürkiye Sigorta tarafından “Su Raporu” yayımlandı -
-
-
Fosil yakıtlı jeneratörlere çevreci alternatif: Karbon ayak izini azaltma hedefi
Bu mobil sistemin en önemli misyonu, dünyada yaygın olarak kullanılan ve fosil yakıtlarla çalışan jeneratörlere çevre dostu bir alternatif sunmasıdır. Proje, özellikle saha operasyonlarında ve şebeke dışı enerji gereksinimlerinde sıfır emisyonlu bir çözüm sunarak hem ekonomiye katkı sağlamayı hem de karbon ayak izini belirgin ölçüde azaltmayı hedefliyor. Geliştirilen bu sistemin şu anda fabrika testleri tamamlanmış durumda ve sahada uygulama testleri aktif olarak gerçekleştiriliyor. İnovasyonun bir sonraki aşaması ise, projede kullanılan tüm parçaların Türkiye’de üretilmiş ürünlerle geliştirilmesi olarak hedefleniyor.
Enerji depolama ihtiyacındaki küresel ve ulusal artış
iNOVAT Kurucu Ortağı Doğa Can Bayram, yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekedeki payının artmasıyla birlikte enerji depolama sistemlerine olan ihtiyacın kritik seviyelere ulaştığını vurguluyor. Güneş ve rüzgar enerjisinin kesintili doğası, saatlik enerji ihtiyacı ve üretimi arasında dengesizliklere neden oluyor. Bu dengesizlik, enerji fiyatlarında anlık dalgalanmalara yol açıyor. Bayram, “Burada bir enerji depolama sistemi olmazsa olmaz. Şu an dünyada en öne çıkan, bizim de kullandığımız lityum-iyon bataryalarda bu dengeyi kurmak üzere çalışıyoruz” ifadeleriyle hidrojenin uzun vadeli depolama avantajını mevcut lityum-iyon çözümleriyle birleştirdiklerini belirtiyor.
Uzmanlar, yenilenebilir enerjinin geleceğinde hidrojenin kilit rol oynayacağı noktasına dikkat çekiyor. Hidrojen, özellikle mevsimsel ve uzun süreli enerji depolamada lityum-iyon bataryaların ötesine geçebilecek bir potansiyel sunmaktadır. Bu durum, Türkiye’de depolama sistemlerine yapılan yatırımın hızlanmasının ve devlet teşviklerinin gelecekte daha da kritik hale geleceğinin en önemli göstergesidir.
Türkiye’nin stratejik avantajı: Dış ticaret açığını kapatma potansiyeli
Hidrojen depolama teknolojileri, Türkiye için sadece çevresel bir çözüm değil, aynı zamanda ulusal bir güvenlik ve ekonomi stratejisidir. Doğa Can Bayram’ın da vurguladığı gibi, doğal kaynakları sınırlı olan Türkiye ve Avrupa ülkeleri, milli kaynaklara yönelme stratejisini benimsemektedir. Hidrojenin milli kaynaklarla üretilip depolanması, ülkenin dış ticaret açığını doğrudan azaltacak bir yöntem olarak öne çıkıyor.
Bayram, bu projenin bir başlangıç olduğunu ve boyutları büyütüldüğünde bu sistemlerin şebeke seviyesinde ve sanayide rahatlıkla kullanılabileceğini belirtiyor. Bu tür AR-GE harcamaları ve sanayicilere verilecek teşvikler, uzun vadede Türkiye’nin enerji dengeleme kapasitesini artıracak ve 10 yıllık projeksiyonda ülkeye ciddi bir ekonomik değer katacaktır. Türkiye’nin genç girişimcileri tarafından geliştirilen bu mobil teknoloji, ülkenin yerli ve milli enerji çözümlerindeki potansiyelini gözler önüne seriyor.
Yorum
iNOVAT ve BEDAŞ işbirliğiyle hayata geçirilen bu ilk endüstriyel mobil hidrojen depolama sistemi, Türkiye’nin enerji vizyonu için somut bir zaferdir. Bu proje, bir yandan dağıtım ağlarındaki aksaklıklara anlık ve temiz bir çözüm sunarken, diğer yandan ülkenin uzun vadeli enerji stratejisinde hidrojenin ne kadar merkezi bir rol üstlenebileceğini gösteriyor. Artık hidrojen, sadece laboratuvar ortamında konuşulan teorik bir konu değil, sahada test edilen, karbon ayak izini azaltan ve ekonomik fayda sağlayan bir gerçekliktir.
Bu mobil çözümün en büyük değeri, yenilenebilir enerjinin en büyük meydan okuması olan kesintili üretimi dengede tutma potansiyelidir. Üstelik bu teknolojinin Türkiye’de üretilmiş olması hedefi, dışa bağımlılığı azaltma, teknoloji ihracatı ve yüksek katma değerli iş gücü yaratma açısından büyük önem taşımaktadır. Devletin bu alandaki AR-GE ve sanayici teşviklerini hızlandırması, Türkiye’yi küresel yeşil hidrojen pazarında rekabetçi bir oyuncu yapacak en önemli adımdır.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)

