Kutuplardaki deniz buzunun yok olması neden tüm gezegen için bir krizdir?

Küresel iklim değişikliği, artık yalnızca sıcak hava dalgaları ya da kuraklıkla sınırlı değil. Dünya’nın en uç noktalarındaki değişiklikler, gezegenin tamamını etkileyen karmaşık ve derin sonuçlar doğuruyor. Son yıllarda özellikle kutuplarda, hem Arktik hem de Antarktika bölgelerinde gözlemlenen deniz buzu kaybı, bu yeni krizin en somut göstergelerinden biri haline geldi.

Şubat 2024’te, Arktik kışındaki yavaş buz artışı, Antarktika yazındaki son derece düşük deniz buzu seviyeleriyle çakıştı ve bu durum tüm zamanların en düşük küresel deniz buzu kapsamını ortaya çıkardı. Uzmanlara göre bu, bir kıtanın eksik bir parçası gibi görünmekle kalmıyor, aynı zamanda gezegenin dengesi için alarm zillerinin çaldığını da gösteriyor.

Arktik ve Antarktika’da farklı ama kritik süreçler

Arktik Okyanusu, karalarla çevrili bir okyanus olarak bilinir ve deniz buzu miktarı, uydu ölçümlerinin başladığı 1979’dan beri sürekli düşüşte. Arktik bölgesi, küresel ortalamanın yaklaşık dört katı hızla ısınıyor. Yaz aylarında deniz buzu miktarı, ABD’nin Mississippi Nehri’nin doğusundaki tüm kara alanı kadar azalmış durumda. Bu yıl mart ayında, Arktik’te kış maksimumu 1,3 milyon kilometrekare daha az buzla yeni bir rekor kırdı.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Antarktika ise tam tersine, bir kara parçasının etrafındaki okyanusla çevrili. Uzun yıllar boyunca deniz buzu miktarı sabit hatta hafif artış gösteriyordu. Ancak 2016 sonrasında ani bir düşüş yaşandı. Özellikle 2022 yazında, deniz buzu örtüsü Suudi Arabistan büyüklüğünde bir alana denk gelen 2 milyon kilometrekarelik bir azalma yaşadı. Üst üste dört yaz boyunca bu seviyeler tekrarlandı ve uzmanlar, bu durumu “rejim değişikliği” olarak tanımlamaya başladı.

Ekosistemler ve insan yaşamı üzerindeki etkileri

Bu buz kayıpları sadece coğrafi değişimler değil; yaşam döngülerinin kökten sarsılması anlamına geliyor.

  • Antarktika’da buza bağımlı olarak yavrulayan imparator penguen kolonileri, buzun erken erimesiyle kitlesel ölümler yaşadı.
  • Arktik’te yerli topluluklar, buzun avlanma sezonlarını ve av hayvanlarının davranışlarını değiştirmesi nedeniyle geçim kaynaklarında ciddi kayıplar yaşıyor.
  • Buzun yokluğu, kıyılarda erozyonu artırıyor, dalgaların etkisini karaya taşıyor ve ekosistemleri tahrip ediyor.
  • Okyanusların yapısı değişerek, Arktik Okyanusu daha sıcak ve Atlantik benzeri bir hale geliyor; bu süreç “Atlantifikasyon” olarak tanımlanıyor.

Küresel enerji dengesi ve güneş radyasyonu

Deniz buzu, güneş ışığını yansıtarak gezegenin soğutulmasına katkıda bulunur. Ancak buz eridikçe, yerini alan koyu renkli okyanus suyu güneş enerjisini emer, bu da sıcaklığı artırır. Yapılan araştırmalar, 2016’dan bu yana deniz buzu kaybının, buzun soğutma etkisini yaklaşık %14 oranında azalttığını ortaya koydu. Bu durum, sera gazlarının etkisine ek olarak gezegenin daha fazla ısınmasına neden oluyor.

Sadece Arktik özelinde düşünüldüğünde, soğutma kapasitesinin %25’e varan bir kayba uğradığı belirtiliyor. Bu kayıp, Arktik amplifikasyonu adı verilen ve kutuplardaki ısınmanın küresel ortalamadan çok daha hızlı olduğu süreci körüklüyor.

Jet akımları ve hava sistemlerindeki dengesizlikler

Kutup bölgeleri ile ekvator arasında var olan sıcaklık farkı, jet akımlarının istikrarını sağlar. Ancak kutupların ısınması, bu farkı azaltarak jet akımlarında düzensizliklere yol açıyor. Bu da:

  • Kalıcı sıcak hava dalgaları
  • Aşırı sağanak yağışlar
  • Soğuk hava patlamaları (polar vortex)

gibi aşırı hava olaylarını tetikliyor. Norveç Araştırma Merkezi’nden Andreas Klocker, bu durumun ABD ve Avrupa’daki hava sistemlerini tamamen değiştirme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor.

Okyanus akıntılarının zayıflaması ve küresel etkiler

Deniz buzunun erimesi, yalnızca atmosferi değil, okyanusların dev dolaşım sistemini de etkiliyor. Antarktika çevresindeki buz oluşumu sırasında oluşan soğuk ve tuzlu su, okyanusun derinliklerine batarak dünyanın dört bir yanındaki suların ısı, oksijen ve besin maddeleri taşımasını sağlar.

Ancak son yıllarda bu akıntının zayıfladığı gözlemleniyor. Bu zayıflama, hem okyanusun ısı emme kapasitesini azaltabilir hem de derin deniz ekosistemlerini tehdit edebilir. Modeller, yüksek emisyon senaryolarında bu akıntının önümüzdeki 30 yıl içinde %50’ye varan oranda yavaşlayabileceğini öngörüyor.

Buz sahanlıkları ve deniz seviyesinin yükselmesi

Deniz buzu, aynı zamanda Antarktika’nın dev buz sahanlıklarını koruyan doğal bir tampon görevi görür. Bu koruma ortadan kalktığında, dalgalar ve daha sıcak okyanus suyu, sahanlıkların parçalanmasına yol açar. Bu da:

  • İç buz tabakalarının daha hızlı denize akmasına
  • Deniz seviyesinin daha hızlı yükselmesine neden olabilir.

Bilim insanları, bu tür parçalanmaların düşük deniz buzu seviyelerini takip eden dönemlerde meydana geldiğini gözlemledi.

Karbon salınımı tehlikesi: Okyanuslardan atmosfere yeni bir kaynak

Antarktika deniz buzu, kış aylarında karbondioksit açısından zengin suları yüzeyden izole ederek bu gazın atmosfere karışmasını engeller. Ancak bu doğal “kapak” ortadan kalkarsa, okyanus atmosfer için büyük bir sera gazı kaynağına dönüşebilir.

Avustralya Tasmanya Üniversitesi’nden Ed Doddridge, bu durumun “çözülmesi zor, büyük bir tehdit” oluşturduğunu vurguluyor.

Deniz buzu krizi, tüm gezegenin krizidir

“Kutuplardaki deniz buzunun yok olması neden tüm gezegen için bir krizdir?” sorusunun yanıtı, yalnızca kutup canlılarını değil, dünya çapındaki iklim sistemlerini, ekosistemleri, tarımı, kıyı yaşamını ve hatta ekonomiyi doğrudan etkileyen karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor.

Deniz buzunun kaybı, sadece kutupların değil, tüm dünyanın ortak sorunudur. Giderek istikrarsızlaşan hava koşulları, yükselen deniz seviyeleri, zayıflayan okyanus akıntıları ve artan sera gazı salınımı, bu krizin boyutunu gözler önüne seriyor.

Küresel eylem olmadan, bu domino etkisi gezegenin her köşesinde hissedilmeye devam edecek.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×