Prens William’dan iklim diplomasisi: Brezilya’daki kritik BM Zirvesi COP30’a katılıyor

Haber Girişi: 10 Ekim 2025 07:48

Galler Prensi Prens William’ın, önümüzdeki ay Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenecek olan kritik Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi COP30’a katılacağı doğrulandı.

The Guardian’ın elde ettiği bu bilgi, zirvenin küresel dikkatini çekmek ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik yeni hedeflerde anlaşmaya varılması beklenen zorlu müzakereleri kolaylaştırmak açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Prens, zirvede kendi kurduğu küresel çevre ödülü olan Earthshot ödülünü takdim edecek ve 190’dan fazla hükümet temsilcisinin katılacağı toplantılarda yer alacak.

Çevre uzmanları, Prens William’ın bu katılımını memnuniyetle karşılarken, bunun zirveye “milyonlarca dikkati” çekecek bir “gösteri” olduğunu kabul ediyorlar. Prens’in katılımı, küresel medya ilgisini artırarak diğer liderleri de taahhütte bulunmaya teşvik edecek mi? Kral Charles’ın önceki zirvelere katılmasına rağmen bu yıl katılmayacak olması, Prens William’ın rolünü nasıl şekillendiriyor? En önemlisi, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın zirveye katılıp katılmayacağı konusundaki belirsizlik, ülkesinin küresel iklim liderliği açısından ne anlama geliyor?

📧

Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun

En önemli haberleri anında alın

Kraliyet ilgisi: Gündeme dikkat çekme stratejisi

Prens William’ın COP30’a katılımı, İngiliz Kraliyet Ailesi’nin iklim değişikliği konusundaki yüksek profilli angajmanını sürdürme stratejisinin bir parçasıdır. Çevre uzmanları, bu katılımın iklim krizinin arttığı ancak medyada yerinin azaldığı bir çağda, hayati öneme sahip küresel dikkati etkinliğe çekmek için kritik olduğunu belirtiyor.

Futerra danışmanlık şirketinin kurucu ortağı Solitaire Townsend, Prens William’ın katılımını şöyle değerlendiriyor: “Prens William’ın Cop’a katılması bir gösteri mi? Evet. Ama bu kötü bir fikir olduğu anlamına gelmiyor.” Townsend, Kraliyet Ailesi’nin etkinliğe katılarak milyonlarca dikkati çekeceğini çok iyi bildiğini ve bu dikkat çeken her şeyin kutlanması gerektiğini ifade ediyor.

Enerji ve İklim İstihbarat Birimi’nden Gareth Redmond-King de, Prens gibi yüksek profilli bir kişinin zorlu işin savunulmasına yardımcı olmasının kesinlikle iyi bir şey olduğunu belirtiyor. Prens William’ın babası Kral Charles, Galler Prensi olduğu dönemde 2021’deki COP26 zirvesine katılarak müzakereleri canlandırmak için çaba göstermişti.

Başbakan Starmer üzerindeki baskı artıyor

Prens William’ın katılımı kesinleşirken, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın zirveye katılıp katılmayacağı konusundaki belirsizlik, Starmer üzerindeki baskıyı artırıyor. Starmer, geçen ay kararından caydığı gerekçesiyle, aralarında eski BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ve eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson‘ın da bulunduğu önde gelen çevreciler tarafından sert bir şekilde eleştirildi.

Ban Ki-moon, yaptığı açıklamada, dünya liderlerinin COP30’da olmasının sadece bir nezaket değil, bir “liderlik sınavı” olduğunu vurguladı. Bu zirvenin, iklim etkilerine uyum sağlamak için daha güçlü ulusal taahhütler ve bunların finansmanını sağlamak için tam zamanı olduğunu belirterek, “Dünya izliyor ve tarih kimin ortaya çıktığını hatırlayacak” dedi.

Bu eleştiriler, Starmer’ın zirveye katılmaması durumunda, Prens William’ın yarattığı küresel ilgiye rağmen İngiltere’nin iklim liderliği imajının zedeleneceği anlamına geliyor.

Türkiye ve küresel liderlik bağlantısı

COP30’un Brezilya’da düzenlenmesi ve Amazon ormanlarının hemen yanındaki Belém kentinde gerçekleşecek olması, zirvenin biyoçeşitlilik ve ormansızlaşma gibi konulara odaklanacağını gösteriyor. Türkiye, G20 üyesi ve iklim krizinden yoğun şekilde etkilenen bir ülke olarak, bu zirvede alınacak finansman ve adaptasyon kararlarından doğrudan etkilenecektir. Prens William gibi figürlerin yarattığı küresel ilgi, Türkiye gibi ülkelerin de iklim eylemlerini hızlandırmaları için bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Türkiye’nin küresel iklim diplomasi sahnesinde daha görünür olması, bu tür zirvelerdeki varlığı ve taahhütleriyle de yakından ilişkilidir.

Yorum

Prens William’ın COP30’a katılım kararı, kurumsal dikkatin ve Kraliyet etkisinin, iklim diplomasisi gibi kritik bir alana yönlendirilmesi açısından olumlu bir adımdır. Bu, zirveyi sadece teknik müzakerelerin yapıldığı bir toplantı olmaktan çıkarıp, küresel kamuoyunun gündemine taşıyacaktır. Ancak asıl mesele, Prens’in yarattığı bu “gösterinin” siyasi liderlerin katılımının ve somut taahhütlerin yerini almamasıdır.

Eski BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un sözleri, zirvenin özünü ortaya koyuyor: COP30 bir liderlik sınavıdır. Başbakan Starmer’ın, Prens’in yarattığı olumlu havayı gölgede bırakacak bir kararsızlık içinde kalması, İngiltere’nin iklim krizine karşı taahhütlerinin ciddiyetini sorgulatacaktır. Küresel iklim krizinin çözümü, yüksek profilli temsil ile yüksek düzeyde siyasi kararlılığın birleşmesini gerektirir.

Kaynak: The Guardian, Futerra, Enerji ve İklim İstihbarat Birimi

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×