Kış mevsiminin kapılarını araladığımız şu günlerde, Türkiye atmosferik açıdan oldukça hareketli ve tehlikeli bir 24 saate giriş yapıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan son veriler, ülkenin batı ucunda fırtına hazırlığı yapılırken, doğu kesimlerinin yoğun sis altında görüş mesafesini yitireceğini gösteriyor. Özellikle Marmara ve Ege’de hayatı felç etme potansiyeli taşıyan şiddetli lodos, sadece ulaşımı değil, halk sağlığını da doğrudan tehdit ediyor.

Peki, “mevsim normallerinin üzerinde” seyreden bu sıcaklıklar ve beraberinde gelen fırtınalar bize ne anlatıyor? Kasım ayının sonunda montlara sarılmamız gerekirken yaşanan bu ılık ve rüzgarlı hava, iklim dengesizliğinin yeni bir tezahürü mü? Trakya’da saatte 70 kilometreyi bulması beklenen rüzgar, İstanbul ve çevresinde ne gibi riskler barındırıyor? Vatandaşların bu gece neden ekstra dikkatli olması gerekiyor?
Trakya ve Marmara’da rüzgarın hızı fırtına boyutuna ulaşıyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) yayınladığı son tahmin raporu, özellikle Marmara’nın batısı ve Trakya bölgesi için “sarı kodlu” uyarı niteliğinde veriler içeriyor. Rapora göre, rüzgarın yönü güney ve güneybatı (Lodos) olarak belirlenmiş durumda. Bu rüzgarın Marmara’nın batısı ile Kuzey Ege kıyılarında saatte 40 ila 60 kilometre hızla “kuvvetli”, Trakya kesiminde ise yer yer saatte 50 ila 70 kilometre hıza ulaşarak “fırtına” şeklinde esmesi bekleniyor.
Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale çevrelerinde etkili olacak bu fırtına, ağaç ve direk devrilmesi, çatı uçması gibi fiziksel hasarlara yol açabilir. Ayrıca İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı’ndaki deniz ulaşımının, şehir hatları vapurlarının ve deniz otobüslerinin seferlerinde aksamalar yaşanması kuvvetle muhtemel görünüyor. Lodosun taşıdığı ılık hava, deniz yüzeyinde kabarmalara ve kıyı şeridinde su baskınlarına neden olabilir.
Tavsiye Edilen Haberler
Gece saatlerinde yağış sürprizi ve lodosun getirdiği yağmur
Rüzgarın yanı sıra yağış sistemi de batıdan giriş yapıyor. MGM verilerine göre, gece saatlerinde Güney Ege kıyıları (Muğla, Bodrum, Marmaris hattı) ile Balıkesir’in batı ilçelerinde (Ayvalık, Edremit) yerel sağanak yağışlar görülecek.
Bu yağışlar, uzun süredir kurak geçen sonbahar dönemi için tarımsal açıdan “can suyu” niteliğinde olsa da, şiddetli rüzgarla birleştiğinde trafikte görüş mesafesini düşürebilir ve kaygan zemin riskini artırabilir. Ülkenin kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu olması, güneşin etkisini azaltarak kasvetli bir atmosfer yaratacak. Diğer bölgelerde ise az bulutlu ve açık bir hava hakim olacak.
Doğu Anadolu’da görüş mesafesi düşüyor: Sinsi tehlike sis
Batıda fırtına koparken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde atmosferik bir durağanlık hakim. Yüksek basınç etkisiyle oluşan bu durağanlık, sabah ve gece saatlerinde yoğun pus ve sise neden oluyor. Özellikle Erzurum, Kars, Ağrı ve Diyarbakır’ın kuzey kesimlerinde beklenen sis hadisesi, kara yolu ulaşımında “görünmez duvar” etkisi yaratabilir.
Uzmanlar, sisli havalarda sürücülerin takip mesafesini artırmaları ve sis farlarını kullanmaları konusunda uyarıyor. Ayrıca hava kirliliğinin yoğun olduğu şehir merkezlerinde sisin, egzoz gazları ve kömür dumanıyla birleşerek “smog” oluşturması ve solunum yolu rahatsızlığı olan vatandaşları olumsuz etkilemesi bekleniyor.
Sıcaklıklar düşmüyor: Mevsim normallerinin üzerinde bir sonbahar
Hava durumu raporunun en dikkat çekici noktalarından biri de sıcaklık verileri. Beklenen fırtına ve yağışa rağmen, hava sıcaklıklarında önemli bir düşüş öngörülmüyor. Sıcaklıkların yurt genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceği tahmin ediliyor.
Bu durum, “Yalancı Bahar” olarak adlandırılan ve iklim değişikliğinin somut bir göstergesi olan bir tabloyu ortaya koyuyor. Lodosun güneyden taşıdığı sıcak hava dalgası, kombilerin ve sobaların daha az yanmasını sağlasa da, atmosferdeki dengesizliği artırıyor. Mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklıklar, virüslerin yayılım hızını artırarak mevsimsel grip vakalarında artışa da zemin hazırlayabilir.
Hayati uyarı: Lodos ve “sessiz katil” karbonmonoksit
Meteorolojik verilerin satır aralarındaki en hayati uyarı, soba ve doğalgaz kullanıcılarını ilgilendiriyor. Lodos, estiği yön itibarıyla bacaların çekiş gücünü olumsuz etkileyen, hatta “baca tepmesi”ne neden olan bir rüzgar türüdür.
Trakya, Marmara ve Ege’de etkili olacak kuvvetli lodos nedeniyle soba zehirlenmesi riski en üst seviyeye çıkmış durumda.
- Soba Kullanıcıları: Gece yatmadan önce sobaların tam olarak söndüğünden emin olunmalı.
- Doğalgaz Kullanıcıları: Menfezlerin kesinlikle kapatılmaması ve bacalı cihazların kontrol edilmesi gerekmektedir. Her yıl lodoslu havalarda yaşanan acı olayların tekrarlanmaması için yetkililer, vatandaşları “Lodosun gözü yaşlıdır, ancak bacası tıkalıdır” diyerek uyarıyor.
Türkiye için ulaşım ve lojistik analizi
Bu hava durumu, Türkiye’nin en yoğun sanayi ve ticaret hattı olan Marmara Bölgesi’ni doğrudan etkiliyor. Trakya’daki fırtına, Avrupa’ya açılan sınır kapılarına (Kapıkule, Hamzabeyli) giden tır trafiğini olumsuz etkileyebilir. Rüzgarın şiddeti, özellikle dorse taşıyan yüksek araçlar için devrilme riski oluşturduğundan, köprü ve viyadük geçişlerinde hız sınırlarına uyulması hayati önem taşıyor. Ayrıca İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, FSM ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde rüzgarın etkisiyle motosiklet sürücüleri için geçiş kısıtlamaları gündeme gelebilir.
Lodosun psikolojik ve fiziksel ağırlığı
Meteoroloji’nin son raporu, Türkiye’nin klasik bir “Lodos günü” yaşayacağını gösteriyor. Lodos, sadece fiziksel bir hava olayı değil, aynı zamanda toplumsal bir ruh halidir. Eski İstanbulluların iyi bildiği gibi, bu rüzgar beraberinde baş ağrısı, halsizlik ve bir tür “ağırlık” getirir. Bilimsel olarak hava basıncındaki değişim ve iyon dengesiyle açıklanan bu durum, trafikteki tahammülsüzlüğü de artırabilir.
Ancak asıl odaklanmamız gereken nokta güvenlik. “Mevsim normallerinin üzerinde” diyerek rehavete kapılmamalıyız. Saatte 70 kilometre hızla esen bir rüzgar, çürük bir ağaç dalını veya sağlam olmayan bir çatı kiremidini ölümcül bir silaha dönüştürebilir. Doğudan batıya uzanan bu meteorolojik yelpazede; bir yanda sisten önünü göremeyen sürücüler, diğer yanda rüzgardan ayakta durmakta zorlanan yayalar için zorlu bir 24 saat bizleri bekliyor. Doğanın bu uyarısını dikkate alıp, özellikle soba zehirlenmelerine karşı tedbiri elden bırakmamak bir vatandaşlık görevidir.

