Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, destekleme programlarındaki düşüşler nedeniyle güneş enerjisi alanındaki kapasite artışının bu yıl geçen yılın gerisinde kalacağı bildirildi.
Avrupa güneş enerjisi sektörünü temsil eden Brüksel merkezli dernek Solar Power Europe tarafından yayımlanan “AB Güneş Enerjisi Pazarı Görünümü: 2025 Yıl Ortası Analizi” başlıklı çalışma, bu duruma dikkat çekiyor.
Pazardaki durgunluk ve beklentiler
Çalışmada, bu yılın haziran ayında güneş enerjisinin ilk defa AB’nin en büyük elektrik kaynağı haline geldiği ve enerji tüketiminin yüzde 22,1’ini sağladığı ifade edildi. Ancak, Avrupa’da yıllar süren hızlı büyümenin ardından güneş enerjisi pazarının 2024 yılında durgunlaştığı ve 2025 yılında düşük elektrik fiyatları ve zayıflayan destek programlarının etkisiyle daralmasının beklendiği belirtildi.
AB’de yeni güneş enerjisi kurulumunun 2022’de yüzde 47, 2023’te yüzde 51 arttığı; ancak bu alandaki büyümenin 2024’te ise yüzde 3,3 seviyesinde kaldığı hatırlatıldı. Çalışmada, AB güneş enerjisi kurulumunun son 10 yıllık dönem içinde ilk defa bu yıl daralmasının öngörüldüğü ve 2025 döneminde yeni güneş enerjisi kurulumunun geçen seneye kıyasla daha düşük olacağı ifade edildi.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Kapasite gerilemesi ve endişeler
Çalışmada yer alan verilere göre, AB’de 2024 yılında 65,1 gigavat yeni güneş enerjisi kapasitesi kuruldu. Ancak bu rakamın 2025 yılında yüzde 1,4 gerileyerek 64,2 gigavat seviyesine ineceği belirtildi.
Sektördeki bu durgunluğun özellikle konut tipi güneş enerjisi sistemleri olmak üzere, çatı kurulumlarından kaynaklandığı bildirildi. Düşen elektrik fiyatları ve zayıflayan destekler nedeniyle güneş enerjisine yatırımların ertelenmeye başladığı kaydedildi. Bu durumun, AB’nin 2030 yılı için belirlediği güneş enerjisinden elektrik üretim hedefine ulaşması konusunda endişelere neden olduğu bildirildi.
Bu gelişmeler, AB’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasında karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor. Destekleme politikalarının ve piyasa koşullarının, enerji dönüşümündeki hızı doğrudan etkilediği bir kez daha görülüyor.





