Tahran’da 10 milyon insanın sadece iki haftalık suyu kaldı

Haber Girişi: 4 Kasım 2025 08:57 | Güncelleme: 4 Kasım 2025 08:58

İran’ın başkenti Tahran’ın 10 milyonluk nüfusunun içme suyu kaynağının, sadece iki hafta içinde tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bildirildi.

İran devlet medyasının aktardığı bu kritik bilgiye göre, Başkent Su İdaresi Müdürü Behzad Parsa, kentin ana su deposu olan Emir Kebir Barajı’nda mevcut su miktarının yalnızca 14 milyon metreküp olduğunu açıkladı. Bu miktar, bir yıl önceki 86 milyon metreküplük seviyenin oldukça altındaydı. Parsa, bu seviyede barajın Tahran’a “yalnızca iki hafta daha” su sağlayabileceği uyarısında bulundu.

Bu gelişme neden önemliydi? Tahran, son yılların en kötü kuraklıklarından biriyle yüzleşti ve yerel yetkililer yağış miktarının “yüzyıldır görülmemiş seviyelerde az” olduğunu belirtmişti. Başkentin tamamen susuz kalma ihtimali, sadece bir çevre krizi değil, aynı zamanda ülkenin yönetim kriziyle birleşen büyük bir toplumsal ve siyasi istikrarsızlık tehdidi oluşturdu.

📧

Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun

En önemli haberleri anında alın

Üst üste beş kurak mevsimin ardından gelen bu rekor düşük baraj seviyeleri, yetkililerin “Sıfırıncı Gün” uyarılarını tekrarlamasına yol açtı. Bu durum, yanlış yönetim, aşırı tüketim ve iklim değişikliğinin birleştiğinde nelere sebep olabileceğinin küresel ölçekte ciddi bir göstergesi oldu.

“Su iflası” kapıda: Barajlar kurudu, musluklar tehlikede

Tahran’ı besleyen beş ana barajdan biri olan Lar Barajı’nın işletmeci şirkete göre neredeyse tamamen kurumuş durumda olduğu ve kapasitesinin yalnızca yüzde 1’i seviyesinde çalıştığı kaydedildi. Tahran su idaresi müdürü Parsa, mevcut tüketim seviyesinde ciddi bir azalma olmazsa, birkaç hafta içinde başkentin bazı bölgelerinde “Sıfırıncı Gün” yaşanabileceği uyarısını yaptı. Bu, hanelerdeki muslukların dönüşümlü olarak kapatılacağı, suyun tankerlerle veya kent musluklarından dağıtılacağı anlamına geliyordu.

Birleşmiş Milletler Üniversitesi Su, Çevre ve Sağlık Enstitüsü Direktörü Prof. Kaveh Madani, durumu “Bu sadece bir su krizi değil, bir ‘su iflası’,” olarak nitelendirdi. Madani, sistemin o kadar aşırı tüketildiğini ve hasarın artık tamamen geri döndürülemez vaziyette olduğunu savundu.

Resmî veriler, son bir yıldaki yağışların uzun dönem ortalamasının yüzde 40-45 altında seyrettiğini, bazı eyaletlerde bu düşüşün yüzde 70’i aştığını gösterdi. Ancak Madani’ye göre, kuraklık bu krizi tek başına yaratmamış; yanlış yönetim ve aşırı kullanım, iklim değişikliği krizi derinleştirmeden çok önce bu sorunu doğurmuştu.

Krizin sosyal ve altyapısal boyutları

Tahran sakinleri, su kesintileri ve su basıncındaki büyük düşüş yüzünden apartmanların çok kısa sürede susuz kaldığını ya da hiç su alamadığını bildirdi. Bir Tahran sakini, su ve elektrik kesintilerinin yoğun hava kirliliğiyle birleşen sıcak yaz günlerinde hayatı dayanılmaz hale getirdiğini, küçük çocuğu veya yaşlısı olanlar için durumun daha da kötüleştiğini ifade etti. Başkentteki yüksek apartmanlardan, Huzistan ve Sistan-Beluçistan’daki köylere kadar ülkenin dört bir yanında hayatın düzeni bozuldu.

Krizin derinleşmesinde, tarım sektörünün İran’ın su kullanımının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturması ve çoğunun verimsiz sulama yöntemleriyle yürütülmesi büyük rol oynadı. Üstelik pirinç ve şeker kamışı gibi su yoğun bitkilerin kurak bölgelerde yetiştirilmesi de sorunu tetikledi. Ayrıca Tahran’da arıtılmış suyun yüzde 22’sinin, eskimiş boru hatlarındaki sızıntılar yüzünden kaybolduğu bildirildi. Bu oran, dünya genelinde benzer örnekler bulunmasına rağmen, İran’ın mevcut kritik durumu göz önüne alındığında kabul edilemez bir kayıp anlamına geliyordu.

Su kıtlığı, enerji krizini tetikledi

Su kıtlığı, aynı zamanda ülkeyi ciddi bir enerji krizine sürükledi. Barajlar boşaldıkça hidroelektrik üretimi çöktü; gazla çalışan santraller ise klima ve su pompalarının artan talebini karşılamakta zorlandı. Temmuz ayında IRNA, elektrik talebinin güvenli arz için gereken 62 bin megavatın çok üzerine çıkarak 69 bin megavata ulaştığını bildirdi. Bu durumun doğal sonucu olarak, günde iki ile dört saatlik elektrik kesintileri artık sıradan hale gelmişti. Haberlerde ve siyasi tartışmalarda, elektrik kesintilerinin en çok yoksul kesimleri vurduğu, yalnızca zenginlerin jeneratör sahibi olabildiği sıklıkla dile getirildi. Hükümet, enerji yoğun kripto para madenciliğine izin vermeye devam ettiği için de eleştirilerin odağında yer aldı.

Türkiye ve bölgesel su güvenliği için uyarı

İran’daki bu “su iflası” durumu, Batı Asya genelinde çok yıllı kuraklıkların, gıda güvenliğini, istikrarı ve insan haklarını tehdit ettiğini gösteren bölgesel bir uyarı niteliği taşıdı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge, su kıtlığı ve toprak bozulması gibi benzer sorunlarla karşı karşıyaydı. İran’ın durumu, Türkiye’deki yerel yönetimlere ve merkezi idareye, su tasarrufu, atık suyun yeniden kullanımı, damla sulama gibi modern tarım tekniklerinin zorunlu hale getirilmesi ve yaşlanan su şebekelerinin acilen yenilenmesi konularında proaktif adımlar atılması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Aksi takdirde, Basra Körfezi’ndeki su gerilimleri ve çevresel göç dalgaları, Türkiye’nin güney ve doğu sınırları üzerindeki baskıyı artırma potansiyeline sahipti.

Değerlendirme

Tahran’da muslukların kuruma eşiğine gelmesi, sadece beş yıl üst üste yaşanan kuraklığın değil, onlarca yıllık kötü yönetim, suyun aşırı kullanımı ve verimsiz sulama politikalarının kaçınılmaz bir sonucuydu. Birleşmiş Milletler uzmanlarının da belirttiği gibi, İran örneği, su kıtlığı, toprak bozulması ve zayıf yönetimin birleştiğinde nelere sebep olabileceğinin acı bir dersi oldu. Halkın öfkesinin Huzistan ve Sistan-Beluçistan’dan başkente sıçrayarak protestolara ve çevresel göçe dönüşmesi, krizin sosyal ve siyasi boyutunu derinleştirdi. Uzmanlar, hükümetin başarısızlığı kabul etmesi ve iddialı taahhütlerin bürokrasiye takılmasını önleyerek, su, enerji ve arazi politikalarında acil, koordineli ve kapsamlı bir reformu hayata geçirmesi gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde, gelecekteki yaz aylarında Tahran’ın karşı karşıya kalacağı krizin, geri döndürülemez bir çöküşe yol açabileceği uyarısı yapıldı.

Kaynak: IRNA, BBC News Farsça Servisi, Birleşmiş Milletler Üniversitesi, UNCCD, Water News Europe

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×