Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yayımladığı yeni ve endişe verici rapor, küresel ısınma trendinin hız kesmediğini ortaya koydu. WMO, 2025 yılının, kayıtların tutulmaya başlandığı tarihten bu yana en sıcak ikinci veya üçüncü yıl olma yolunda ilerlediğini ve dünyanın son 10 yılda tanık olduğu olağanüstü yüksek ısınma eğiliminin devam edeceğini belirtti. Raporda, 2015-2025 arasındaki on bir yıllık dönemin, 176 yıllık gözlem kayıtlarındaki en sıcak 11 yıl olacağı, son üç yılın ise kayıtlardaki en sıcak üç yıl olarak tarihe geçeceği vurgulandı.
Bu gelişme neden önemliydi? Kavurucu, ölümcül sıcaklıklar 2025 yılında da Japonya, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerde rekor yazlara yol açarken, İskandinav ülkeleri gibi normalde serin olan bölgeler dahi benzeri görülmemiş uzun süreli sıcaklardan etkilendi. Bu rekor sıcaklıkların kaynağı, araştırmacılar tarafından doğrudan fosil yakıt üretimine ve tüketimine bağlandı. En önemlisi, WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo’nun da ifade ettiği gibi, bu “eşi benzeri görülmemiş yüksek sıcaklıklar serisi,” Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırma hedefine, “geçici olarak aşmadan ulaşmanın neredeyse imkânsız olduğunu açıkça ortaya koydu.” Bu açıklama, uluslararası iklim politikaları için bir dönüm noktası teşkil etti.
Küresel Isınmanın geri dönülmez ivmesi
WMO raporundaki veriler, ısınma eğiliminin hızlandığını ve bunun temel nedeninin atmosferdeki sera gazı konsantrasyonları olduğunu teyit etti. Karbondioksit, metan ve nitröz oksit gibi gezegeni ısıtan bu gazların atmosferdeki konsantrasyonları, 2024 yılında rekor seviyelere ulaşmış ve 2025’te de artmaya devam etti. Raporda ayrıca, Arktik deniz buzunun kapladığı alanın da kayıtlardaki en düşük seviyede olduğu kaydedildi.
WMO Genel Sekreter Yardımcısı Ko Barret, sera gazlarının atmosferde son derece uzun süre kalmasının, dünyanın artık “daha uzun vadeli bir sıcaklık artışına” maruz kalacağı anlamına geldiğini belirtti. Barret, bu durumun sıcaklık artışını hızlandırarak daha şiddetli ve sık aşırı hava olaylarına yol açtığını vurguladı:
Tavsiye Edilen Haberler
-

-

-

-
İklim DeğişikliğiAvrupa Parlamentosu, 2040 iklim hedefini belirledi
“Karbondioksit ve diğer sera gazlarının hapsettiği ısı, sıcaklık artışını hızlandırıyor ve daha şiddetli ve sık aşırı hava olaylarına yol açıyor. Bu nedenle emisyonları azaltmak yalnızca iklimimiz için değil, aynı zamanda ekonomik güvenliğimiz ve toplum refahımız için de önemli.”
1,5°C eşiği ve ahlaki zorunluluk
BM Genel Sekreteri António Guterres’in COP30 zirvesindeki konuşmasında, 1,5°C hedefine ulaşılamamasının “ahlaki bir başarısızlık ve ölümcül bir ihmal” olduğunu söylemesi, WMO’nun teknik raporuyla tam bir uyum içindeydi. Bilim, hedefin geçici olarak aşılmasının kaçınılmaz olduğunu gösterse de, WMO raporu umudu tamamen yitirmedi: “Bilim, yüzyılın sonuna kadar sıcaklıkları 1,5 dereceye düşürmenin hâlâ mümkün ve gerekli olduğunu da açıkça ortaya koyuyor.”
Bu, uluslararası toplumun odak noktasını “aşmamak”tan, “aştıktan sonra geri çekilmek” üzerine kaydırması gerektiği anlamına geliyordu. Bu paradigma değişimi, fosil yakıtların hızlı ve adil bir şekilde aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması ile birlikte, atmosferdeki karbondioksiti temizleyecek karbon giderme teknolojilerine yapılan yatırımların hayati önem taşıdığını gösterdi.
Isınan eğilimin doğrudan etkisi
WMO’nun raporu, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası için derin sonuçlar barındırmaktadır. Kayıtlı en sıcak yıllar döngüsünün devam etmesi, Türkiye’de kuraklık, orman yangınları, ani sel ve sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin artmaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında sıcaklıkların mevsim normalleri üzerinde kalması ve sıcak yazlar yaşanması, turizm ve tarım sektörleri için büyük riskler oluşturmaktadır.
WMO’nun uyarısı, Türkiye’nin iklim eylemlerini sadece uluslararası bir taahhüt olarak değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal güvenliği sağlamanın temel bir gerekliliği olarak ele alması gerektiğini gösterdi. Emisyonları azaltma ve temiz enerjiye geçişi hızlandırma kararları, iklim krizinin uzun vadeli, sıcaklık artışına yol açan ivmesini kontrol altına almanın tek yoluydu.
Vazgeçmek yok, ivme şart
WMO’nun 2025 tahmini, iklim mücadelesindeki zorlu gerçeğin altını çizdi: İklim hedefi, ne yazık ki uluslararası siyasi iradeden daha hızlı hareket ediyordu. 1,5°C eşiğini geçici olarak aşma ihtimalinin “neredeyse imkânsız” hale gelmesi, küresel toplum için bir yenilgi sinyali değil, aksine emisyon azaltım ve adaptasyon çabalarını katlanarak artırma çağrısıydı. Bu rapor, fosil yakıt endüstrisine yönelik sübvansiyonların acilen kesilmesi ve temiz enerji devriminin tüm hızıyla desteklenmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu. Bilim, sıcaklıkları yüzyılın sonunda 1,5°C’ye düşürmenin hala mümkün olduğunu söylerken, bu, küresel liderlerin eylemsizliğin getireceği ahlaki başarısızlık riskini göze alamayacağı anlamına geliyordu.
Kaynak: Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Raporu, BM Genel Sekreteri António Guterres, WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo









