Dünyanın önde gelen ekonomistlerinden Lord Nicholas Stern, iklim eylemine yapılan yatırımların 21. yüzyılın en büyük ekonomik büyüme fırsatı olduğunu iddia ederek, fosil yakıtlarla desteklenen geleneksel büyüme modelini “kendi kendini yok eden” bir çıkmaz olarak nitelendirdi. Stern’e göre, fosil yakıtların yol açtığı çevresel zararların ekonomik maliyeti, nihayetinde bu büyümenin boşuna olmasına neden oluyor.
Londra Ekonomi Okulu’ndan (LSE) ekonomist Stern, düşen temiz teknoloji (yenilenebilir enerji ve elektrikli arabalar) maliyetlerinin, hem tökezleyen küresel ekonomik büyümeyi hızlandırma hem de milyonlarca insanı yoksulluktan kurtarma potansiyeli taşıdığını belirtiyor. 2006 yılında iklim değişikliğinin dünyanın gördüğü en büyük piyasa başarısızlığı olduğu sonucuna varan çığır açıcı Stern İncelemesi’ne öncülük eden ekonomist, yeni kitabı 21. Yüzyılın Büyüme Öyküsü: İklim Eyleminin Ekonomisi ve Fırsatları ile bu tezi yeniden güçlendiriyor.
Fosil yakıt boşunalığına karşı temiz enerji fırsatı
Lord Stern’ün temel tezi, ekonomik rasyonelliğin artık fosil yakıtların karşısında yer aldığıdır.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
- Kendi Kendini Yok Eden Büyüme: Stern, fosil yakıtların atmosferi ısıtarak yol açtığı felaketlerin (kasırgalar, orman yangınları, deniz seviyesi yükselmesi) ekonomik zararlarının, bu büyüme modelini sürdürülemez ve dolayısıyla kendi kendini yok eden bir hale getirdiğini savunuyor.
- Teknolojik Devrim: Temiz teknolojilerdeki olağanüstü hızlı düşüş, iklim yatırımını kârlı hale getirmiştir. Stern’ün verilerine göre:
- Güneş enerjisi ve pil maliyetleri son on yılda yüzde 80 düştü.
- Açık deniz rüzgâr enerjisi maliyetleri yüzde 73, kara rüzgâr enerjisi maliyetleri ise yüzde 57 düştü.
- Verimlilik ve Sağlık: Düşük karbonlu büyüme, sadece enerji maliyetlerini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda fosil yakıtlı hava kirliliğinden kaynaklanan milyonlarca erken ölümün önüne geçerek daha sağlıklı ve üretken toplumlar yaratıyor. Stern, “Hareket edip nefes alabileceğiniz şehirler çok daha üretken,” diyerek bu fırsatı vurguluyor.
Siyasi liderlere sert mesajlar ve gerçekler
Stern, ABD Başkanı Donald Trump ve Birleşik Krallık’taki iklim hedeflerini eleştiren siyasetçilere (Kemi Badenoch ve Nigel Farage) yönelik sert mesajlar iletti:
TAVSİYE EDİLEN
- Trump’a Çağrı: İklim değişikliğini “dolandırıcılık” olarak nitelendiren Trump’a hitaben, “Çocuklarınızı ve torunlarınızı düşünün, bilimi düşünün, riskleri düşünün,” dedi. Trump’ın Florida’daki evinin bile kasırgalara, deniz seviyesinin yükselmesine ve fırtına dalgalarına karşı savunmasız olduğunu belirterek, riskin kişiselleştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca Teksas gibi enerji eyaletlerinde bile güneş ve rüzgârın, alternatiflerinden daha ucuz olduğu için yatırım çektiğini vurguladı.
- İngiltere’ye Uyarı: Net sıfır hedefini eleştiren Muhafazakar ve Reform UK liderlerine, “Bu fırsatları fark etmek için çaba gösterin. Bu fırsatlar sizin büyüme hikayenizdir; eylemsizlik felakettir,” diyerek karşılık verdi. Birleşik Krallık Bütçe Sorumluluğu Ofisi’nin (OBR) analizi de, net sıfır hedefine ulaşmanın maliyetinin, eylemsizliğin maliyetinden çok daha düşük olduğunu ortaya koymuştur.
İklim bilimi ve ekonomik fırsatın yoğunlaşması
Stern, 2006’daki çığır açıcı sonuçlarının bugün hala geçerli olduğunu, ancak durumun daha da yoğunlaştığını belirtiyor. “Bilime her baktığınızda durum daha da kötüleşiyor,” diyen Stern, eskiden ‘lik ısınmayla ilişkilendirilen dönüm noktalarının artık sadece yaklaşık
artışla gerçekleşebileceği uyarısında bulundu.
Ancak teknolojik ilerleme, bu kötüleşen tabloya rağmen ekonomik fırsatları artırmıştır. Birleşik Krallık’taki net sıfır emisyon sektörünün, genel ekonomiden üç kat daha hızlı büyümesi, bu büyüme potansiyelinin somut kanıtıdır.
Türkiye için kalkınma ve iklim yatırımı bağlantısı
Lord Stern’ün analizi, yüksek karbonlu büyüme yerine düşük karbonlu büyümenin uzun vadeli tek uygulanabilir seçenek olduğunu göstermesi açısından Türkiye için kritik öneme sahiptir. Türkiye, enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltma hedefine, rüzgâr ve güneş enerjisi potansiyelini maksimize ederek ulaşabilir. Bu yatırımlar:
- Enerji Güvenliği: Fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak jeopolitik risklere karşı ekonomiyi daha dirençli hale getirir.
- İstihdam ve Büyüme: Temiz enerji sektöründe yeni iş kollarının ve katma değerli üretimin (örneğin pil ve elektrikli araç teknolojileri) büyümesini sağlar.
Stern’ün uyarısı, siyasi tartışmaların rasyonel ekonomik argümanlarla şekillenmesinin hayati önem taşıdığını belirtiyor. Türkiye’nin ekonomik büyüme hedefleri, iklim eylemiyle entegre edilerek, “kendi kendini yok eden” değil, uzun vadede sürdürülebilir ve rekabetçi bir yapıya kavuşabilir.
Yorum
Lord Nicholas Stern’ün son kitabı ve açıklamaları, iklim krizi tartışmasını ahlaki veya çevresel bir yük olmaktan çıkarıp, zorunlu ve kârlı bir ekonomik zorunluluk haline getiriyor. 21. yüzyılın büyüme motorunun yenilenebilir enerji, elektrifikasyon ve sürdürülebilir altyapı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Artık iklim eylemsizliği, sadece gezegeni değil, aynı zamanda ulusların ve şirketlerin uzun vadeli finansal sağlığını da tehdit eden bir risk yönetim başarısızlığıdır.
Siyasi liderlerin, özellikle de Trump ve Farage gibi iklim şüphecilerinin, 19. ve 20. yüzyılın kirli teknolojilerine yatırım yapmaktaki ısrarı, Stern’ün deyimiyle, yalnızca boş bir çaba değil, aynı zamanda ekonomik bir körlük örneğidir. Rasyonel ekonomi, bilimle hizalanmıştır. Bu nedenle, Türkiye dahil tüm ülkeler için atılacak en akılcı adım, politik tartışmaları bir kenara bırakıp, teknolojik ilerlemenin sağladığı bu büyük ekonomik fırsatı derhal sermayeye ve büyümeye dönüştürmektir.
Kaynak: Lord Nicholas Stern, London School of Economics (LSE), 21. Yüzyılın Büyüme Öyküsü: İklim Eyleminin Ekonomisi ve Fırsatları (kitap adı), The Guardian








