Natüralist rehber Enzo Suma, İtalya’nın Puglia bölgesindeki evinin yakınındaki Carovigno sahilinde yürürken her zaman çöp topluyordu. Bir gün, sahile vurmuş bir Ambre Solaire güneş kremi şişesi bulduğunda, üzerinde basılı olan lire fiyatını fark etti. Yaptığı araştırmalar sonucunda, şişenin 1960’ların sonlarına ait olduğunu keşfetti.

Bu, plastiğin ne kadar uzun ömürlü olduğunun ve çevrede ne kadar kalıcı olduğunun açık bir kanıtıydı. Bu keşif, Suma’nın “Archeoplastica” adlı çevrimiçi bir müze kurmasına ilham verdi.
Archeoplastica: Plastiğin tarihini ortaya çıkaran müze
Archeoplastica, İtalya genelindeki sahillerden toplanan 500’den fazla plastik kalıntısından oluşuyor. Suma, artık topladığı her parçaya daha dikkatli baktığını ve plastiğin yüzlerce yıl dayanabildiğini kendi gözleriyle görmenin çok farklı bir deneyim olduğunu söylüyor.

Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik atığın okyanuslara karıştığı düşünülürse, bu müze, plastik krizinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Müzedeki en eski buluntulardan biri, plastik üretiminin başladığı 1958 yılına ait bir Moplen şişe kapağı. Diğer ilginç buluntular arasında:
- 1950’lerin sonundan kalma, Almanya yapımı pembe bir talk pudrası şişesi.
- 1960’lardan kalma, marka adı hâlâ okunaklı olan mavi bir el kremi kutusu.
- Yine 1960’lardan kalma, sadece Yunanistan’da satılan palyaço şeklinde bir bal şişesi.

Sonraki on yıllara ait buluntular arasında ise 1970’lerden bir banyo temizleme tozu kutusu, 80’lerden bir Nesquik kutusu ve 1990 Dünya Kupası hatıra futbol topunun kalıntıları yer alıyor.
Okyanusun intikamı ve gelecek kaygıları
Müzenin en son keşiflerinden biri, 1965 yılında çıkan “Il Mondo” şarkısının yer aldığı, yedi yaşındaki bir çocuk tarafından sahilde bulunan bir 45’lik plak. Plak, Suma’nın yeğeni tarafından mucizevi bir şekilde eski haline getirilerek çalındığında, şarkı açıkça duyulabiliyordu. Üzerindeki kabuklanmalar, plağın uzun süre denizde yüzdüğünü gösteriyor.
Suma ve ekibi çalışmalarının çoğunu, sahillerin atıklarla dolup taştığı sonbahar ve kış aylarında yapıyor. Buldukları atıkların büyük çoğunluğunu tek kullanımlık plastikler oluşturuyor.

Archeoplastica’nın temel amacı, insanlarda farkındalık yaratmak ve plastik kullanımını sınırlamaları için onları teşvik etmek. Ancak Suma’nın deneyimine göre, plastik üretimini sınırlamak için anlamlı bir ilerleme kaydedilmediği sürece sorun giderek daha da kötüleşiyor.
Suma, “Okyanus çöplerimizi yüzümüze geri tükürüyor,” diyerek durumun ciddiyetini özetliyor.





