Güney Çin kıyılarında kurulan OceanX, dünyanın en güçlü yüzen rüzgar türbini olarak mühendislik alanında çığır açıyor. Bu devasa, çift başlı türbin, geleneksel sabit rüzgar türbinlerinin aksine, denizin derinliklerine çelik kablolarla sabitlenerek daha güçlü rüzgar akımlarından yararlanıyor.
OceanX’in başarısı, aynı zamanda Batılı devlerin siyasi ve ekonomik zorluklarla boğuştuğu bir dönemde, Çin’in yenilenebilir enerji sektöründeki küresel hakimiyetini pekiştirme hedefinin de sembolü haline geliyor.
Batı’daki engeller ve Çin’in yükselişi
Çin, enerji güvenliği konusundaki hassasiyeti ve yenilenebilir enerjiye yaptığı büyük yatırımlarla öne çıkıyor. BloombergNEF’e göre, bu yıl dünya genelinde kurulan her dört yeni açık deniz rüzgar türbininden neredeyse üçü Çin’de olacak. Bu durum, Avrupa ve ABD’deki gelişmelerle tezat oluşturuyor.
Özellikle ABD’de, rüzgar enerjisi projeleri siyasi engellerle karşı karşıya kalıyor. Eski Başkan Donald Trump’ın rüzgar çiftliklerine yönelik olumsuz söylemleri ve yeni projelere verilen izinleri durdurması, sektöre olan güveni sarsıyor. Danimarkalı rüzgar enerjisi devi Orsted, ABD’deki projesinin durdurulmasıyla hisse senedi fiyatlarında büyük bir düşüş yaşadı.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Avrupa’da da durum pek parlak değil. Devlet desteklerinin azalması, bileşen maliyetlerinin artması, yüksek faiz oranları ve yetersiz altyapı, sektördeki şirketleri zorluyor. Japonya’da Mitsubishi Corp. liderliğindeki bir grup, artan maliyetler ve tedarik zinciri sorunları nedeniyle üç büyük açık deniz rüzgar projesinden çekildiğini duyurdu.
Washington merkezli Global Energy Monitor araştırmacısı Yujia Han, Çin’in açık deniz rüzgar projelerindeki başarısının ardında finansman, entegre tedarik zinciri ve güçlü hükümet desteğinin yattığını belirtiyor.
Ölçek ve maliyet avantajı
Çinli rüzgar türbini üreticileri Goldwind ve Ming Yang Smart Energy Group, Batılı rakipleriyle uluslararası alanda rekabet etmeyi hedefliyor. Trivium China’dan Cosimo Ries, Çinli üreticilerin temel maliyet avantajları nedeniyle küresel pazar payının çoğunu ele geçireceğini öngörüyor.
Çin’de rüzgar enerjisi projelerinin maliyetleri, ulusal sübvansiyonların sona ermesiyle daha da büyük ölçekli ve verimli hale geldi. Geliştiriciler, daha derin sulara inerek daha büyük türbinler inşa etmeye yöneldi. Bu durum, Çin’deki açık deniz rüzgar enerjisinin ortalama maliyetini, en büyük ikinci pazar olan Birleşik Krallık’ın yarısından bile aza düşürdü.

Küresel pazarda karşılaşılan zorluklar
Çin’in bu maliyet avantajını denizaşırı pazarlara taşımak, güneş panelleri veya batarya teknolojilerinde olduğu kadar kolay değil. Rüzgar türbinlerinin devasa boyutları, üretim ve montaj süreçlerini karmaşıklaştırıyor ve bu da projelerin yerel altyapıya bağımlılığını artırıyor.

Şimdiye kadar Avrupa’da Çinli türbinlerin kullanıldığı tek açık deniz tesisi, Güney İtalya’daki Taranto projesi. Almanya’daki bir projenin ise, ulusal güvenlik endişeleri ve haksız rekabet iddiaları nedeniyle Çinli bir şirketle olan siparişini iptal etme girişimi, Çinli üreticilerin uluslararası pazarda karşılaştığı zorlukları gösteriyor.
Ming Yang’ın uluslararası işlerden sorumlu başkanı Zhang Qiying, Batılı şirketlerin Çinli firmaların uzun vadede servis ve bakım hizmeti sunacağına dair ikna edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu süreçte Avrupa pazarının, Çin’den gelen yeni ve yenilikçi ürünlere daha açık olması gerektiğini de ekliyor. Zhang, daha temiz ve ucuz rüzgar enerjisinin küresel engeller olmadan yayılacağına inandığını ifade ediyor.





