Gezegenimizin okyanuslarında yüzdüğü tahmin edilen yaklaşık 170 trilyon plastik parçası, sadece günümüzün değil, gelecek nesillerin de sorunu olmaya hazırlanıyor. Londra Queen Mary Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve Perşembe günü yayımlanan yeni bir değerlendirme, tüm plastik kirliliğini bugün durdursak bile, okyanus yüzeyindeki bu plastiğin tamamen batmasının veya yok olmasının bir asırdan fazla sürebileceğini ilk kez bilimsel olarak ortaya koydu.
Bu gelişme neden önemli? İnsanlar genellikle okyanuslardaki plastiğin zamanla dibe çöktüğünü varsayarken, modelleme sonuçları büyük yüzen plastiklerin çoğunun yüzeyde kalıp onlarca yıl boyunca daha küçük mikro ve nanoplastiklere dönüştüğünü gösteriyor. Araştırmacı Dr. Nan Wu, “100 yıl sonra bile, orijinal plastiğin yaklaşık yüzde 10’unun yüzeyde bulunabileceğini” belirtiyor. Okyanusun soğuk ortamında plastiklerin parçalanma hızının son derece yavaş olması, batan kirliliğin ise potansiyel olarak milyonlarca yıl varlığını sürdüreceği anlamına geliyor. Bu durum, plastik kirliliğinin nesiller boyu süren bir miras olduğunu ve fosil yakıt emisyonları gibi, anlık bir çözümle giderilemeyecek küresel bir krize dönüştüğünü gösteriyor.

Görünmez tehdit: Mikroplastikler ve insan sağlığı
Araştırmanın uyarıları, plastik kirliliğinin sadece deniz yaşamını değil, insan sağlığını da doğrudan tehdit eden bir boyuta ulaştığını ortaya koyuyor. Mikro ve nanoplastikler, atardamarlar, beyinler ve cinsel organlar dahil olmak üzere insan vücudunun kritik bölgelerinde bulunmuştur.
Plastik ve Hastalık İlişkisi:
- Hücresel Hasar: Bu çok küçük parçacıkların, kanser, diyabet, kalp hastalığı ve bağırsak sağlığındaki değişikliklerle bağlantılı olduğu yönünde kanıtlar giderek artmaktadır.
- Kalıcılık: Okyanus tabanına ulaşan plastiklerin yüzlerce, hatta milyonlarca yıl kalabileceği uyarısı, bu zararlı maddelerin deniz ekosistemleri ve deniz ürünleri yoluyla insan gıda zincirine kalıcı olarak sızma riskini artırmaktadır.
Okyanusun hayati bandı tehlikede

Araştırmacılar, okyanus yüzeyinde biriken ve yavaşça parçalanan bu büyük plastik kirliliği yükünün, derin okyanus ve yüzey akıntılarının neden olduğu okyanusun doğal taşıma bandını bozabileceği konusunda da uyarıyor. Bu taşıma bandı, ısıyı ve besinleri dünya çapında taşıyan, gezegenin iklim ve yaşam sistemleri için hayati öneme sahip bir mekanizmadır. Plastiklerin bu dengeyi nasıl ve ne ölçüde bozacağını anlamak için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Tavsiye Edilen Haberler
-
SürdürülebilirlikTürkiye Sigorta tarafından “Su Raporu” yayımlandı -
-
-
Küresel Üretim ve Kirlilik Verileri:
- ABD’nin Katkısı: Monterey Körfezi Akvaryumu’na göre, ABD her yıl 507 milyon ton plastik üreterek küresel kirliliğe büyük katkı sağlamaktadır.
- Okyanus Girişi: Ocean Conservancy’nin raporuna göre ise, dünya genelinde her yıl 11 milyon tondan fazla plastik okyanuslara karışmaktadır.
Akdeniz’in plastik yükü Türkiye için tehdit
Bu araştırma, küresel çapta plastik kirliliğinin en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olan Akdeniz için kritik bir öneme sahiptir. Türkiye, Akdeniz’e kıyısı olan bir ülke olarak, bu yüzyıllık kirlilik sorununun doğrudan bir parçası ve kurbanıdır. Akdeniz, yarı kapalı bir deniz olması nedeniyle yüzeydeki plastiği dışarıya atma yeteneği sınırlıdır. Bu durum, Karadeniz’den ve diğer ülkelerden gelen plastiklerin Türkiye kıyı şeritleri ve deniz yaşamı için kalıcı bir tehdit oluşturduğu anlamına gelmektedir.
- Turizm ve Gıda Güvenliği: Okyanus yüzeyindeki plastiğin kalıcılığı, Türkiye’nin turizm endüstrisini olumsuz etkileyecek ve deniz ürünleri aracılığıyla gıda zincirine giren mikroplastik riskini artıracaktır.
- Önleme Stratejileri: Türkiye’nin, kirliliği hafifletmek için üretimi azaltma ve atığın kaynağını izleme stratejilerini (TEMA’nın fosil yakıtlardan çıkış çağrısı ile de örtüşen) acilen geliştirmesi gerekmektedir. Çünkü bu kirlilikten kurtulmak için temizlik projeleri yeterli olmayacak, sorunun kökeni olan plastik üretimi durdurulmalıdır.
Yorum
Londra Queen Mary Üniversitesi'nin bu sarsıcı uyarısı, plastik kirliliğinin doğasına dair en tehlikeli gerçeği ortaya koymakta: Bu, sadece kısa vadeli bir atık sorunu değil, gezegenimizin ekosistemlerine ve insan sağlığına gömdüğümüz yüzyıllık bir miras.
Mikroplastiklerin insan vücudunda, okyanusun taşıma bandında ve milyonlarca yıl boyunca okyanus tabanında kalma potansiyeli, küresel karar vericileri ve üreticileri "üretimi azaltan" stratejilere geçmeye zorlamalı. Profesör Kate Spencer'ın dediği gibi, "Yarın plastik kirliliğini durdursak bile torunlarımız okyanuslarımızı temizlemeye çalışacaklar." Bu, plastik endüstrisine karşı verilen mücadelede, geri dönüşümün tek başına çözüm olmadığı, üretimin kökten azaltılmasının en acil hafifletme stratejisi olduğu yönünde güçlü bir ikaz.
Kaynak: Londra Queen Mary Üniversitesi Basın Açıklaması, Oceana, Ocean Conservancy, NOAA (Linkler ile).

