Doğu Anadolu’nun önemli yerleşim merkezlerinden biri olan ve Aras Dağları ile Ağrı Dağı eteklerindeki bir ovada kurulu bulunan Iğdır’da, coğrafi yapının neden olduğu rüzgar sirkülasyonu eksikliği sebebiyle hava kirliliği sürekli olarak kritik seviyelerde seyrediyor. Dünya Hava Kalitesi Endeksi’ne göre 1 Aralık’ta Türkiye’nin en kirli havasına sahip ili olan Iğdır’da, doğal gaz dönüşümünün sürmesine rağmen, özellikle kırsal kesimlerde kullanılan kalitesiz yakıtlar ve topografik yapı, kirliliği artıran başlıca etkenler olarak öne çıkıyor.
Peki, Iğdır’ın bir “çanak içerisindeki” coğrafi konumu, hava kalitesini kışın ve yazın neden bu denli olumsuz etkiliyor? İklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık ve sert kış koşulları, şehirdeki partikül madde (PM) değerlerinin düşmesini nasıl engelliyor? Nüfus artışına rağmen hava kirliliğinin azaltılması için tamamen doğal gaza geçiş neden hayati önem taşıyor?
Topografik tuzak: Havanın sirkülasyonu yok
Iğdır Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Aysun Altıkat, yaptığı açıklamada Iğdır’ın Türkiye’nin en kirli hava sahasına sahip şehri olduğunu vurguladı. Altıkat’a göre bu durumun temel nedeni, kentin topografik yapısıdır:
- Çanak Yapı: Iğdır, merkez ve köy yerleşim yerlerinin genellikle bu ovada, yani çanak içerisinde bulunması nedeniyle ciddi bir hava sirkülasyonundan uzaktır.
- Yetersiz Rüzgar: Iğdır’da olması gereken rüzgar hızı hiçbir zaman yeterli düzeye ulaşamamaktadır. Dolayısıyla kirleticiler, rüzgarla beraber sirkülasyona kapılıp uzaklaşamamakta ve ovada birikmektedir.
Bu coğrafi durum, kirliliğin yalnızca kış aylarında değil, yaz aylarında da kritik seviyelerde kalmasına yol açmaktadır.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Partikül maddenin inatçı direnci
Iğdır’daki hava kirliliğinin temel sebebi, havada asılı halde bulunan çok küçük katı ya da sıvı parçacıklar olan partikül maddelerdir (PM). Partikül değerleri, özellikle kış aylarına girilen Kasım ayında yüksek seviyelere çıkmaktadır.
İklim Değişikliği ve Nüfus Artışı Etkisi: Altıkat, kentte devam eden doğal gaz dönüşümünün olumlu bir gelişme olduğunu ancak bunun kirliliği tek başına çözmeye yetmediğini belirtiyor:
- Sert Kışlar: Küresel ısınma sebebiyle kışların giderek daha sert geçmesi, yakıt tüketimini artırmakta ve bu da partikül madde emisyonlarını yükseltmektedir.
- Kuraklık ve Yaz Kirliliği: Yazın kuraklıktan ötürü meydana gelen partikül madde (rüzgar erozyonuyla) ise yağışla beraber çökelmediği için hep sınır değerlerinin üzerinde kalmaktadır.
- Nüfus Baskısı: Artan nüfus da yakıt talebini ve dolayısıyla kirlilik yükünü artırmaktadır.
Bu çoklu baskı, Iğdır ilindeki partikül maddenin ne yazık ki düşmesini engellemektedir.
Çözüm yolu: Hızlı ve tam dönüşüm
Doç. Dr. Altıkat, kirlilikle mücadele için “temiz hava eylem planları” üzerinden gidilmesi gerektiğini ve bu sayede nüfus artışına rağmen ciddi azalmalar gözleneceği ümidini taşıdığını ifade etti. Ancak en önemli ve acil çözüm, doğal gaz dönüşümünün tamamlanmasıdır.
Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: “Iğdır’da tek bir bile kalitesiz yakıt kullanmasına Iğdır ilinin atmosferinin, havasının tahammülü yok. Dolayısıyla bu dönüşümün çok hızlı bir şekilde tamamlanması gerekiyor.” Devlet teşviği ve vatandaşların gayretiyle doğal gaza geçişin tamamen bitirilmesi, kentin havasının temizlenmesi için kritik bir zorunluluktur.
Coğrafi kısıtlamaların yönetimi
Iğdır’ın durumu, Türkiye’deki diğer coğrafi kısıtlamalara sahip, çanak şeklindeki vadilerde veya dağlar arasında kurulu olan şehirler (örneğin Erzurum, Bolu, bazı Doğu Karadeniz vadileri) için de bir uyarı niteliğindedir. Rüzgar sirkülasyonunun yetersiz olduğu bu bölgelerde, fosil yakıt ve kalitesiz yakıt kullanımı, hava kirliliğini hızla kritik seviyelere taşımaktadır.
Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: Türkiye’nin çevre politikaları, yalnızca yakıt standardizasyonu ile kalmayıp, rüzgar sirkülasyonunun yetersiz olduğu bölgelerde (topografik kısıtlamalı şehirler) doğal gaz ve temiz enerjiye geçişi zorunlu ve sübvanse etmelidir. Bu şehirlerde kalitesiz yakıt kullanımına sıfır tolerans gösterilmesi, halk sağlığını korumak için en temel adımdır.
Halk sağlığı için nefes alamayan şehir
Iğdır’daki hava kirliliği sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda doğrudan bir halk sağlığı krizidir. Partikül maddeler, solunum yolu hastalıkları, kalp rahatsızlıkları ve erken ölümlere neden olmaktadır. Kışın sertleşen iklim koşulları ve nüfus artışı gibi kontrol dışı faktörler, sorunu daha da derinleştirirken, kirliliğin asıl kaynağı olan kalitesiz yakıt kullanımının hızla sonlandırılması, yerel ve merkezi yönetimlerin en büyük önceliği olmalıdır. Aksi takdirde, Iğdır gibi benzersiz coğrafyaya sahip şehirler, kendi coğrafyalarının yarattığı tuzakta boğulmaya devam edecektir.
Kaynak: Iğdır Üniversitesi Doç. Dr. Aysun Altıkat (AA Röportajı), Dünya Hava Kalitesi Endeksi Verileri.





