Okyanusların rengi soluyor: Küresel ısınma nedeniyle dünya denizleri yeşilini kaybetti! Karbon emme kapasitesi alarm eriyor

Dünya okyanuslarının rengi, küresel ısınmanın sinsi ve yıkıcı etkileri altında sessizce değişiyor: Maviden mora dönen tonlar yerine, denizlerin hayati öneme sahip yeşilliği azalıyor. Yeni bir çığır açıcı araştırma, 2001 ile 2023 yılları arasındaki verileri analiz ederek, okyanusların rengindeki bu değişimin, gezegenimizin karbon döngüsünün temel taşı olan minik canlılar, yani fitoplanktonların azalmasından kaynaklandığını ortaya koyuyor. Fitoplanktonlar, atmosferdeki karbondioksitin (CO2) neredeyse yarısını emen biyosferin üretkenliğinin ana motoru ve deniz yaşamı için oksijen ile besin zincirinin kaynağıdır.

Bu gelişme neden önemli? Bu keşif, küresel ısınmayla mücadele çabalarını temelden tehdit ediyor. Okyanusların yeşilliğinin azalması, fitoplanktonların fotosentez yapma kapasitesinin düştüğü anlamına geliyor. Araştırmacılar, bunun sonucu olarak okyanusların karbon tutma kapasitesinde yıllık 32 milyon tonluk bir düşüş tespit etti. Bu durum, dünyanın en büyük doğal karbon emicisinin güç kaybetmesi demektir. Eğer okyanuslar daha az CO2 emmeye başlarsa, insanlığın küresel emisyon azaltım hedeflerine ulaşma baskısı beklenenden çok daha büyük hale gelecek ve Paris İklim Anlaşması’nın hedefleri tehlikeye girecektir.

Fitoplanktonlar neden azalıyor? Okyanus tabakalaşması ve ısınmanın derin etkisi

Yeni makale, derin öğrenme algoritmaları kullanılarak uydular ve gözlem gemilerinden derlenen yirmi yılı aşkın veriye dayanarak, okyanusların renk tonundaki değişimi nicel olarak değerlendirdi. Analiz sonucunda, düşük ve orta enlemlerdeki okyanuslarda günlük klorofil konsantrasyonlarında belirgin bir düşüş gözlemlendi. Klorofil, fitoplanktonların fotosentez yapmasını sağlayan yeşil pigmenttir.

Rekor düşüş ve karbon döngüsü

Tespit edilen düşüş oranı, yirmi yıl boyunca yıllık metreküp başına yaklaşık $0.35$ mikrogramdır. Bu azalma, kıyı bölgelerinde iki katına, nehir ağızlarında ise dört katına çıkmaktadır. Bilim insanları bu ekolojik işleyişteki azalmayı, okyanusun yıllık karbon tutma kapasitesinde %0.088’lik, yani 32 milyon tonluk bir düşüşle doğrudan ilişkilendiriyor.

Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nden yazar Di Long, “Yüzey fitoplanktonlarının karbon tutma kapasitesindeki düşüşün karbon döngüsü üzerinde derin etkileri var,” diyerek endişelerini dile getirdi.

Isınmanın tetiklediği tabakalaşma teorisi doğrulandı

Araştırmacılara göre bu değişimin ana nedeni, iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak artan deniz yüzeyi sıcaklıklarıdır. Okyanusun yüzeye yakın katmanlarının ısınması, daha soğuk derinliklerle arasındaki sıcaklık farkını artırıyor. Bu süreç, okyanus tabakalaşması (stratifikasyon) olarak biliniyor.

Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: Sıcaklık farkının artması, fitoplanktonların hayatta kalmak için bağımlı olduğu besinlerin (nitrat, fosfat vb.) soğuk derinliklerden yüzeye doğru dikey olarak taşınmasını engelliyor. Pennsylvania Üniversitesi’nden ortak yazar Michael Mann, bu çalışmanın okyanusun yeşilliğinde bir azalma gördüğümüzü “güvenle kanıtlayan ilk çalışma” olduğunu belirterek, bunun “deniz verimliliğinin azaldığını ve insanlık için başka bir tehdit oluşturduğunu” ifade ediyor.

Önceki çalışmalarla çelişki

Bu bulgular, daha önce okyanuslarda yosun oluşumunun arttığını öne süren bazı çalışmalarla çelişiyor. Yeni makalenin yazarları, durumun bölgeden bölgeye farklılık gösterebileceğini (özellikle kıyı bölgelerinde tarımsal akışların yosunlanmayı artırabileceğini) kabul etmekle birlikte, düşük ve orta enlemlerdeki küresel tablonun fitoplanktonlarda “önemli ölçüde azalma” yönünde net olduğunu savunuyorlar.

Türkiye’ye veya bölgeye bağlantı: Karadeniz ve Akdeniz’in kırılganlığı

Küresel ısınmanın tetiklediği okyanus tabakalaşması ve fitoplankton azalması, Karadeniz ve Akdeniz gibi kapalı veya yarı kapalı denizler için daha büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Akdeniz, küresel ısınmadan en hızlı etkilenen denizlerden biri olarak biliniyor. Sıcaklık artışları ve tabakalaşma, besin döngülerini bozarak fitoplankton azalmasını hızlandırabilir ve bu durum, balıkçılık başta olmak üzere tüm deniz ekosistemini doğrudan etkileyebilir.

Çalışmanın vurguladığı gibi, kıyı bölgelerindeki ve nehir ağızlarındaki yeşillik kaybının dört kat daha fazla olması, Türkiye’nin Marmara Denizi, Karadeniz ve Ege kıyıları için büyük bir uyarıdır. Tarımsal gübre, kanalizasyon ve su kirliliğinden kaynaklanan akışların yönetimi, yerel deniz ekosistemini korumak için acil bir önlem olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’nin kendi deniz ekolojik ortamını analiz etmesi ve kıyı kirliliğini azaltıcı politikalar geliştirmesi, bu küresel tehlikeden korunmak için hayati öneme sahiptir.

Yorum

Okyanusların sessizce yeşilliğini kaybetmesi, iklim krizinin en rahatsız edici ve görünmez etkilerinden biridir. Fitoplanktonlar, sadece su altı yaşamının değil, aynı zamanda soluduğumuz oksijenin ve atmosferdeki CO2 dengesinin de temel taşıdır. Bu araştırma, dünyanın en büyük doğal karbon emicisinin güç kaybetmesiyle, insanlığın sırtındaki emisyon azaltma baskısının beklenenden daha da ağırlaşacağı gerçeğini ortaya koyuyor. Yıllık 32 milyon tonluk karbon tutma kaybı, Paris İklim Anlaşması hedeflerini zorunlu olarak revize etmemiz gerektiği anlamına gelebilir. Yazarların işaret ettiği gibi, kıyı kirliliği ve tarımsal yönetimin iyileştirilmesi yerel çözümler sunsa da, asıl zorluk küresel ısınmayı durdurmak ve okyanusların yaşam destek sistemini yeniden kazanmasına izin vermektir. Bu çalışma, sadece deniz biyolojisi değil, aynı zamanda küresel iklim politikaları için de bir dönüm noktasıdır ve iklim kriziyle mücadele aciliyetini bir kez daha kanıtlamaktadır.

Kaynak: Tsinghua Üniversitesi (Pekin), Pennsylvania Üniversitesi Araştırması, The Guardian

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×