Son yıllarda artan sıcak hava dalgaları, dünya genelinde insan sağlığı için giderek daha büyük bir tehdit oluşturuyor. İklim değişikliğinin bu yıkıcı etkilerini anlamak için, Kanada’daki Ottawa Üniversitesi’nden bilim insanı Glen Kenny sıra dışı bir deneye imza attı: Kendini, gündüz sıcaklığı 40°C’ye ayarlanmış özel bir laboratuvar odasına kapattı. Üç gün süren bu deneyin amacı, vücudunun 2021’de yüzlerce Kanadalının ölümüne yol açan aşırı iç mekan sıcaklıklarına nasıl tepki verdiğini gözlemlemekti.
Deneyin ilk günü her şey yolunda giderken, ikinci gün Kenny’nin iç vücut sıcaklığı kısa süreliğine tehlikeli bir seviye olan 40°C’ye yaklaştı. Üçüncü günün sonunda ise yaklaşık 4,5 kg ağırlık kaybettiği görüldü. Kenny’nin bu cesur adımı, aşırı sıcakların insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için atılan küresel adımların sadece bir parçası.

Aşırı sıcaklar: Ekonomik ve toplumsal yıkım
Sıcaklık stresi, artık sadece rahatsız edici bir durum olmaktan çıkıp, ciddi bir ekonomik ve toplumsal tehdit haline geldi. Swiss Re AG’nin araştırmasına göre, aşırı sıcaklar nedeniyle her yıl yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybediyor. Bu sayı, kasırga, deprem ve sellerin toplamından daha fazla.

Ekonomik cephede ise durum daha da endişe verici. İklim değişikliğinin yol açtığı sıcak hava dalgaları, tarım üretimini, enerji tedarikini ve işçi verimliliğini doğrudan etkiliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2019 tarihli raporu, 2030’ların başında kaybedilen çalışma saatlerinin yıllık maliyetinin 2,4 trilyon dolara ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Bu, artan sıcaklıklar nedeniyle çalışanların yavaşlaması veya çalışma programlarının aksaması sonucunda ortaya çıkacak bir kayıp. Hatta Avrupa ve Hindistan’daki merkez bankaları, sıcaklığın gıda fiyatlarında ani artışlara ve genel enflasyonda kötüleşmeye yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Bilim insanları vücudun sırlarını keşfediyor
Kenny gibi bilim insanlarının çalışmaları, yüksek sıcaklıkların insan vücuduna nasıl zarar verdiğini daha yakından anlamayı amaçlıyor. Kenny’nin laboratuvarında bulunan, endüstriyel bir buzdolabı büyüklüğündeki benzersiz Snellen hava kalorimetresi, bir kişinin vücudundan ne kadar ısı çıktığını hassas bir şekilde ölçebiliyor.

Deneyler, özellikle yaşlıların sıcağa karşı neden daha hassas olduğunu gösterdi. 44°C’lik sıcaklıkta yapılan bir deneyde, 55-73 yaş arası katılımcılar, gençlere kıyasla neredeyse iki kat daha fazla ısı depoladı. Bu durum, yaşlıların daha az terlemesi ve kan basıncını düzenleme yeteneklerinin azalmasıyla açıklanıyor.
Isı stresi sadece fiziksel sağlığı değil, bilişsel yetenekleri de etkiliyor. Kenny’nin araştırması, ısıya maruz kalmanın tepki süresini kısalttığını, konsantrasyonu zorlaştırdığını ve basit bilişsel görevleri tamamlama becerisini azalttığını gösterdi. Bu bulgular, işverenler için çalışan güvenliği stratejileri geliştirmede kritik önem taşıyor.
Pratik çözümler ve yenilikçi yaklaşımlar
Bilimsel araştırmaların sonuçları, halk sağlığı standartlarını ve endüstriyel uygulamaları yeniden şekillendiriyor.

- Akıllı Teknolojiler: United Airlines gibi şirketler, çalışanların ısıya maruziyetini takip etmek için giyilebilir sensörler test ediyor. Bu teknolojiler, çalışanların sıcakta ne kadar güvenli çalışabileceğini belirlemeye yardımcı oluyor.
- Gelişmiş Giyim Tasarımları: Adidas gibi spor giyim devleri, vücuttaki ısı ve nem noktalarını haritalayan bilimsel verilere dayanarak, terlemeyi ve havalandırmayı optimize eden giysiler tasarlıyor.
- Basit ve Etkili Stratejiler: Bangladeş’teki hazır giyim fabrikalarında yapılan deneyler, vantilatör kullanımı ve daha sık su molası gibi basit müdahalelerin bile işçi sağlığını ve verimliliğini önemli ölçüde artırabildiğini gösteriyor.
- Çevresel İyileştirmeler: Binaların çatısına bitki örtüsü eklemek veya yansıtıcı yalıtım kullanmak gibi çözümlerle iç mekan sıcaklıkları düşürülebiliyor.
Bu tür çalışmalar, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi uluslararası kuruluşların da rehberliklerini güncellemesini sağlıyor. DSÖ, daha önce 35°C üzerindeki sıcaklıklarda vantilatör kullanımına şüpheyle yaklaşırken, Jay’in araştırmasıyla birlikte artık 40°C üzerindeki sıcaklıklarda kullanılmaması yönünde tavsiyede bulunuyor.

Geleceğe hazırlanmak
Bilim insanları, insan vücudunun hayatta kalma sınırlarını zorlayan gelecekteki sıcak hava dalgası senaryolarını simüle etmeye devam ediyor. Araştırmalar, 54°C gibi rekor sıcaklıklarda bir kişinin tehlikeli vücut sıcaklığı seviyelerine tahmin edilenden %40’a kadar daha hızlı ulaşabileceğini gösteriyor. Ancak, vücudun sıcaklığa uyum sağlama (aklimasyon) yeteneği de umut veriyor.
Glen Kenny, gelecek hafta kendisini tekrar aynı odaya kapatarak vücudunun önceki deneyime kıyasla ne kadar uyum sağladığını gözlemleyecek. Bu çalışmalar, “Bu iklim aşırılıklarıyla yüzleşeceksek, onu daha iyi anlamak için daha iyi bir iş çıkarmalıyız” diyen Kenny’nin de belirttiği gibi, geleceğin sıcak hava dalgalarına karşı hazırlıklı olmanın anahtarı.





