Deniz seviyeleri son 4.000 yılın en hızlı yükseliş döneminde! Büyük şehirler için sel tehdidi büyüyor

Yayın: 20 Ekim 2025 15:17
Güncelleme: 20 Ekim 2025 15:17
Fotoğraf Kaynağı: Fotoğraf: HoAnneLo / Pixabay

Yeni bir çığır açıcı bilimsel araştırma, dünya okyanuslarının su seviyelerinin son 4.000 yıl içinde görülmemiş bir hızla yükseldiğini ortaya koydu. Antik mercan resifleri ve mangrovlar gibi jeolojik kayıtları inceleyen bilim insanları, 1900 yılından bu yana küresel deniz seviyelerinin yılda ortalama 1.5 milimetre artarak, geçmişteki bin yıllık dönemlerin çok üzerine çıktığını tespit etti. Bu hızlanmaya, insan faaliyetlerinin tetiklediği iklim değişikliğinin neden olduğu ve bunun dünya genelindeki büyük kıyı şehirleri için ciddi bir sel ve batma tehdidi oluşturduğu belirtiliyor.

Bu gelişme neden önemli? Bu bulgular, deniz seviyesindeki yükselişin artık yavaş ve tolere edilebilir bir doğal süreç olmaktan çıkıp, “küresel ve yerel” çapta acil eylem gerektiren bir krize dönüştüğünü gösteriyor. Araştırma, yükselen denizlerin iki ana itici gücünü (ısıl genleşme ve eriyen buzullar) vurgularken, Çin’in büyük ekonomik merkezleri gibi alçak kıyı bölgelerinin “çifte tehdit” altında olduğunu ortaya koyuyor. Deniz seviyesindeki sadece santimetrelik bir artışın bile dünya genelinde yaklaşık altı milyon insanı kıyı taşkınlarına maruz bıraktığı düşünüldüğünde, bu hızlanma küresel tedarik zincirleri ve kentsel yaşam için hayati riskler taşıyor.

Jeolojik kayıtlar konuşuyor: 4 bin yılda görülmeyen hızlanma

Rutgers Üniversitesi bilim insanları tarafından Nature dergisinde yayımlanan araştırma, Holosen döneminin başlangıcından (yaklaşık 12.000 yıl öncesi) günümüze kadar uzanan deniz seviyesi değişimlerini yeniden yapılandırdı. Araştırmayı yürüten Yucheng Lin’e göre, 1900’den bu yana gözlemlenen 1.5 mm/yıl artış hızı, geçmişteki bin yıllık herhangi bir dönemi geride bırakıyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

İki kritik itici güç: Isı ve buzullar

Çalışma, deniz seviyesindeki bu rekor hızlanmaya neden olan iki “önemli kuvveti” detaylandırıyor:

  1. Isıl Genleşme (Termal Genleşme): İklim değişikliği gezegenin sıcaklığını artırdıkça, okyanuslar daha fazla ısı emiyor. Su ısındıkça genleşir ve bu da okyanus hacminin artmasına neden olur. Lin, “Isınma okyanusunuzun daha fazla hacim kaplamasına neden oluyor,” diyor.
  2. Eriyen Buzullar: Kutup bölgelerindeki buzullar ve buz tabakaları (özellikle Grönland ve Antarktika) benzeri görülmemiş bir hızla eriyerek okyanuslara sürekli olarak daha fazla su ekliyor.

Grönland’dan Gelen Alarm: Araştırma, bu sürecin Grönland’da giderek ivme kazandığına dikkat çekiyor. Grönland Buz Tabakası, Eylül 2023’ten Ağustos 2024’e kadarki 12 aylık dönemde 80 milyar ton buz kaybetti. Bu, buz tabakasının ürettiğinden daha fazla buz kaybettiği üst üste 28. yıl oldu. Grönland Buz Tabakası, eridiği takdirde küresel deniz seviyesinin 7.4 metre yükselmesine neden olacak miktarda tatlı su barındırıyor.

Kıyı krizi: Deltalar ve metropoller

Araştırmacılar, yükselen deniz seviyesinden en çok etkilenecek alanların deltalar olduğu konusunda uyarıyor. Bu alçak, düz ve verimli bölgeler, tarım, ulaşım ve büyük şehirler için kritik öneme sahipken, sel riskinin artmasıyla küresel tedarik zincirlerinde zafiyetlere yol açabilir.

Lin, deniz seviyesindeki sadece santimetrelik artışın bile deltalarda su baskını riskini “büyük ölçüde artıracağını” belirtiyor. Çalışma Çin’deki deltalara odaklansa da, aynı riskin New York, Cakarta ve Manila gibi alçak kıyı ovalarına kurulmuş diğer mega şehirler için de geçerli olduğu vurgulanıyor.

İstanbul ve delta bölgeleri risk altında

Türkiye, hem Akdeniz hem de Karadeniz kıyılarında önemli metropolleri ve verimli delta bölgeleri barındırmaktadır. Bu küresel hızlanma, Türkiye’nin kıyı şeritleri için de ciddi bir risk teşkil etmektedir.

  • İstanbul ve İzmir: Türkiye’nin en büyük iki metropolü olan İstanbul ve İzmir’in alçak kıyı semtleri ve liman bölgeleri, deniz seviyesindeki yükseliş ve buna bağlı fırtına kabarmaları (storm surge) nedeniyle artan sel tehdidi altındadır.
  • Büyük Delta Alanları: Çukurova Deltası (Adana/Mersin), Gediz Deltası (İzmir) ve Yeşilırmak/Kızılırmak Deltaları (Samsun) gibi Türkiye’nin en verimli tarım alanlarının bulunduğu bölgeler, deniz suyunun karaya ilerlemesi (tuzlu su girişi) ve su baskınları nedeniyle tarımsal verimlilik kaybı riskiyle karşı karşıyadır.

Türkiye’nin kıyı yönetimi politikaları ve kentsel altyapı planlaması, bu rekor düzeydeki yükseliş hızı dikkate alınarak acilen yeniden gözden geçirilmelidir.

Yorum

Deniz seviyesindeki yükselişin son 4000 yılın en hızlı dönemine girmesi, iklim krizinin artık ‘uzak bir tehdit’ değil, ‘yakın ve ivmelenen bir tehlike’ olduğunu gösteriyor. Bir santimetrelik artışın bile altı milyon insanı etkilediği gerçeği, küresel eylemin sadece emisyonları azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda kıyı şehirlerinin altyapısını yükselen denizlere karşı güçlendirmesini gerektirdiğini ortaya koyuyor. Özellikle Grönland’daki buz kaybının ivmelenmesi, dünyanın en büyük tatlı su kaynağının kontrolsüz bir şekilde okyanuslara karıştığını gösteriyor. New York’tan Çin’e ve Türkiye’ye kadar tüm kıyı metropollerinin, bu yeni verileri dikkate alarak “çifte tehdide” (iklim değişikliği ve yerel insan baskısı) karşı dayanıklı şehirler inşa etme konusunda acilen ortak adımlar atması gerekmektedir. Eylemdeki her gecikme, sadece milyarlarca dolarlık zarara değil, milyonlarca insanın yaşam alanının kaybına mal olacaktır.

Kaynak: Nature Dergisi, Rutgers Üniversitesi Araştırması

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×