Pew Charitable Trusts, Imperial College London ve Oxford Üniversitesi akademisyenlerinin iş birliğiyle hazırlanan çığır açıcı bir araştırma, her yıl çevreye karışan 66 milyon ton plastik ambalaj kirliliğinin 2040 yılına kadar neredeyse tamamen ortadan kaldırılabileceğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, bir zamanlar modernliğin simgesi olan plastiğin kontrolsüz yükselişi; halk sağlığını, küresel ekonomiyi ve gezegenin geleceğini tehdit ediyor. Ancak depozito iade sistemleri ve tüketicilerin boş kaplarını yeniden doldurmaya teşvik eden ortak eylemlerle, bu kirliliğin %97 oranında azaltılması mümkün.

Peki, ambalaj sektörünün tetiklediği bu kirlilik, önümüzdeki 15 yıl içinde iki katından fazla artarak nasıl bir felakete yol açabilir? Plastik üretiminin bir ülke olsaydı Çin ve ABD’den sonra en büyük üçüncü sera gazı salınımcısı olacak olması ne anlama geliyor? Türkiye gibi yoğun nüfuslu ve deniz kıyılarına sahip ülkeler, bu devasa kirlilik dalgasını kırmak için yeniden kullanım sistemlerine nasıl entegre olmalıdır?
Plastik kirliliği önümüzdeki 15 yılda iki katına çıkacak

“Plastik Dalgayı Kırmak 2025” baÅŸlıklı raporda, acil önlem alınmaması durumunda küresel plastik kirliliÄŸinin önümüzdeki 15 yıl içinde iki katından fazla artarak yılda 280 milyon tona ulaÅŸacağı belirtiliyor. Bu, her saniye bir kamyon dolusu plastik atığın çevreye atılmasına eÅŸdeÄŸer bir felaket tablosudur. Fosil yakıtlardan üretilen plastik üretimi ise, 2025’teki 450 milyon tondan, 2040’ta %52 artarak 680 milyon tona ulaÅŸması bekleniyor; bu, dünya çapındaki atık yönetim sistemlerinin baÅŸa çıkma hızının iki katıdır.
Atıkların büyük bir kısmı ambalaj sektöründen kaynaklanıyor. Sebzeler, içecekler, et ve balık için kullanılan yumuşak filmler, poşetler, şişeler ve sert kaplar gibi ürünler üreten ambalaj sektörü, 2025 yılında diğer tüm sektörlerden daha fazla plastik kullanmakta ve bu eğilimin 2040 yılında da devam edeceği öngörülüyor. Günümüzde çevreye salınan 66 milyon ton kirliliğin büyük bölümünü (%33’ünü) kullanıldıktan sonra atılan ve çoğu geri dönüştürülemeyen bu ambalajlar oluşturuyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Plastik ve halk sağlığı üzerindeki toksik etki

Plastik kirliliğinin çevresel sonuçlarının yanı sıra, halk sağlığı üzerindeki etkileri de raporda acı bir şekilde vurgulanıyor. Plastik ürünler, 16 binden fazla kasıtlı olarak eklenen kimyasalın yanı sıra çok sayıda kasıtsız kirletici madde içermektedir.
- Kimyasal Riskler: Çalışmalar, bu kimyasalların hormon bozuklukları, doğurganlığın azalması, düşük doğum ağırlıkları, çocuklarda bilişsel gelişim değişiklikleri, diyabet ve kardiyovasküler hastalık riskinde artış gibi bir dizi ciddi sağlık etkisiyle ilişkilendirildiğini ortaya koymuştur.
- Maruz Kalma: Plastikle temas, oyuncaklarla oynayan çocuklardan, petrokimya tesislerinin yakınında yaşayan insanlara kadar, geniş bir yelpazede ciddi sağlık risklerine yol açmaktadır.
Yeniden kullanım sistemiyle kurtuluş: %97 azaltım mümkün

AraÅŸtırmacılar, bu devasa kriz karşısında umutlu bir çözüm yolu sunuyor. Pew Vakfı’nda plastik kirliliÄŸini önleme projesinin direktörü Winnie Lau’ya göre, ambalaj kirliliÄŸini 2040 yılına kadar %97 oranında azaltmanın iki temel aracı bulunuyor:
- Yeniden Kullanım ve İade Sistemleri: Kirliliğin yaklaşık üçte ikisini ortadan kaldıracak olan depozito iade sistemleri ve tüketicilerin boş kutuları veya doldurulabilir bardakları süpermarketlere ve kafelere geri götürmesi gibi uygulamalar.
- Üretimin Azaltılması ve Yasaklar: Ambalajlarda plastik üretiminin azaltılması, karton, cam, metal gibi diğer malzemelerin kullanımına geçilmesi ve belirli polimerlerin yasaklanması.
Bu müdahaleler sadece çevresel kirliliği değil, aynı zamanda küresel plastik sisteminin yıllık sera gazı emisyonlarını da %38 ve sağlık etkilerini %54 oranında azaltabilir. Bu dönüşüm, dünya genelindeki hükümetlere atık toplama ve bertaraf harcamalarında her yıl 19 milyar dolar tasarruf etme imkanı sunacaktır.
Türkiye’de depozito sistemi ve plastik emisyonları
Plastik kirliliÄŸi, deniz kıyılarına sahip ve genç nüfuslu Türkiye için doÄŸrudan bir tehdit oluÅŸturmaktadır. Raporda belirtilen küresel krizin temelini oluÅŸturan ambalaj kirliliÄŸi, Türkiye’nin de gündemindedir. Türkiye, depozito iade sistemlerini yaygınlaÅŸtırma yönünde attığı adımlarla, bu raporun iÅŸaret ettiÄŸi kirliliÄŸin üçte ikisini ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir.
Uzmanlar ÅŸu noktaya dikkat çekiyor: Plastik üretiminin bir ülke olsaydı Çin ve ABD’den sonra üçüncü en büyük sera gazı salınımcısı olacağı tahmini, Türkiye’nin de dahil olduÄŸu üretim zincirlerinin çevresel ayak izini küçültme sorumluluÄŸunu artırmaktadır. Türkiye’nin, bu krizle mücadele ederken sadece geri dönüşüme deÄŸil, kirliliÄŸin kaynağında kesilmesi anlamına gelen yeniden kullanım ve üretimde azaltım stratejilerine öncelik vermesi, hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir bir gelecek inÅŸa etmesi için kritik önem taşımaktadır.
Dönüşüm ihtiyacı ve karar vericilerin rolü
“Plastik Dalgayı Kırmak” raporu, plastik kirliliÄŸinin sadece bir çevre sorunu deÄŸil, aynı zamanda iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, halk saÄŸlığı ve ekonomik bir felaket olduÄŸunu açıkça ortaya koyuyor. Yılda 66 milyon ton ambalaj kirliliÄŸi gibi devasa bir sorunun %97 oranında çözülebilir olması, umut ışığı yakarken, bu dönüşümün gönüllü taahhütlerle deÄŸil, hükümetlerin güçlü ve baÄŸlayıcı kararlarıyla mümkün olacağını gösteriyor.
Pew Charitable Trusts’tan Tom Dillon’ın da belirttiÄŸi gibi, “Umut hala var.” Ancak bu dönüşüm, karar vericilerin yeni plastik üretimine sübvansiyonları sonlandırmasını, yeniden kullanım altyapılarına yatırım yapmasını ve belirli tehlikeli kimyasalları içeren plastikleri yasaklamasını gerektirecektir. Küresel toplum, plastik sistemini bir nesil içinde yeniden yapılandırma ve gezegeni kurtarma fırsatına sahiptir.
Kaynak: Pew Charitable Trusts, Imperial College London, Oxford Üniversitesi (“Plastik Dalgayı Kırmak 2025” Raporu).





