Avrupa’nın sevilen canlılarından kızıl sincaplar, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı beklenenden daha dayanıklı çıktı.
Bournemouth Üniversitesi (BU) ve Wight Sincap Projesi’nin ortak yürüttüğü yeni bir araştırma, bu yerli türün küresel ısınmayla şaşırtıcı bir şekilde başa çıkabileceğini ortaya koyuyor. İklim modellerini kullanan ekip, kızıl sincap popülasyonlarının, doğrudan artan sıcaklık veya yağış değişimlerinden etkilenmediğini gözlemledi.

Bu bulgu neden bu kadar önemli? Çünkü yıllardır iklim değişikliğinin birçok tür için en büyük tehditlerden biri olduğu düşünülüyordu. Ancak bu çalışma, bazı türlerin beklenmedik uyum yeteneklerine sahip olabileceğini gösteriyor. Ancak uzmanlar, bu durumun, diğer tehditlerin göz ardı edilmesi gerektiği anlamına gelmediği konusunda uyarıyor.
Diğer tehditler ve biyolojik direnç
Araştırmaya göre, kızıl sincaplar için iklim değişikliğinden daha büyük tehditler bulunuyor. Bunlar arasında en önemlileri, yaşam alanı kaybı, istilacı gri sincapların yol açtığı rekabet ve hastalıklar. Özellikle Birleşik Krallık’ta, ABD’den getirilen gri sincaplar, birçok bölgede kızıl sincapların neredeyse tamamen yerini almış durumda. Bu durum, koruma çabalarının iklim değişikliği dışındaki faktörlere de odaklanmasının ne kadar hayati olduğunu ortaya koyuyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Kızıl sincaplar, iklim değişikliğine karşı direnen tek tür değil. Deniz iguanaları ve palyaço balıkları gibi bazı hayvanlar da artan sıcaklıklara karşı vücutlarını küçülterek enerji ihtiyaçlarını azaltıyor ve hayatta kalma şanslarını artırıyor. Bu gibi adaptasyon yetenekleri, doğanın beklenmedik direncini kanıtlıyor.

Türkiye’deki ekolojik denge ve koruma çabaları
Kızıl sincap araştırması, Türkiye’nin zengin biyoçeşitliliği ve ekolojik dengesi için de önemli dersler sunuyor. Türkiye’de de birçok tür, iklim değişikliği ve habitat kaybı gibi tehditlerle karşı karşıya. Ancak bu çalışma, doğru koruma politikalarıyla, yerli türlerin direncinin artırılabileceğini gösteriyor. Örneğin, ormanlık alanların korunması ve yaban hayatı için güvenli koridorların oluşturulması, ekolojik dengenin sürdürülmesinde kritik rol oynayacaktır.
Yorum
Bournemouth Üniversitesi’nin çalışması, iklim krizine karşı mücadelede umut verici bir ışık yakıyor. Ancak bu, rehavete kapılmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Aksine, türlerin hayatta kalması için iklim değişikliğinin yanı sıra yaşam alanı tahribatı ve istilacı türler gibi diğer faktörlerle de kararlı bir şekilde mücadele etmemiz gerektiğini vurguluyor. Doğanın kendi kendine uyum sağlama yeteneği, koruma çabalarımızın doğru hedeflere yöneldiğinde ne kadar etkili olabileceğinin en güçlü kanıtıdır.
Kaynak: Bournemouth University, The Guardian
Fotoğraf: Transly Translation Agency





