Dünyanın en kalabalık ülkesi Hindistan, 2070 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma yol haritasını ortaya koyan taslak hükümet planıyla küresel iklim politikasının seyrini değiştirecek bir hamle yaptı. Bloomberg’in ulaştığı bu taslağa göre, Hindistan’ın iklim hedeflerini gerçekleştirmesi ve aynı zamanda devasa nüfusunu yoksulluktan çıkarma çabaları için 21 trilyon dolara kadar finansmana ihtiyacı olacak. Bu devasa yatırım ihtiyacı, ülkenin emisyon zirvesine mevcut gidişatından on yıl önce, yani 2045 yılında ulaşmayı hedeflediğini ima ediyor.
Bu gelişme neden önemli? 21 trilyon dolarlık yatırım tahmini, Hindistan’ın iklim hedeflerine ulaşması için gerekli olan finansman açığının büyüklüğünü gözler önüne seriyor ve küresel iklim finansmanının kapsamını yeniden tanımlıyor. Hindistan, ölümcül seller ve sıcak hava dalgalarıyla iklim değişikliğinin etkilerini en ağır yaşayan ülkelerden biri olmasına rağmen, enerji ihtiyacının çoğunu hala kömürden karşılıyor. Yeni plan, ekonomik kalkınmayı ve düşük karbonlu dönüşümü eş zamanlı yürütme vizyonunu içeriyor; ancak bu vizyonun gerçekleşmesi büyük ölçüde henüz olgunlaşmamış nükleer enerji ve karbon yakalama gibi teknolojilerin yaygınlaşmasına bağlı.
Net sıfır için paralel çaba: Kalkınma ve karbonsuzlaştırma
Hindistan, iklim hedefleri ile ekonomik büyüme ve enerji güvenliği öncelikleri arasındaki tarihsel çelişkiyi aşmayı hedefleyen iddialı bir plan sunuyor. 2070’e kadar sürecek bu süreçte, ülkenin henüz inşa edilmemiş devasa altyapı projelerinde düşük karbonlu seçenekler öngörülüyor.
Rakamlarla dönüşümün boyutu
Planın öngördüğü dönüşümün ölçeği hayranlık uyandırıcıdır:
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?

- Altyapı Genişlemesi: 2070’e gelindiğinde Hindistan’daki binaların taban alanı iki katından fazla artacak ve 1000 kişi başına düşen araç sayısı 32’den 190’a yükselecek.
- Enerji Arzı: Toplam enerji arzı, 2020’deki 870 milyon ton petrol eşdeğerinden (mtep), 2070’te 2250 mtep’ye fırlayacak.
- Enerji Karması Değişimi: Hükümet, 2070 yılına kadar enerji karmasında yenilenebilir enerjinin payının %65’e, nükleer enerjinin payının ise %11’e ulaşmasını planlıyor. Bu, kömürün 2020’deki %49’luk payının sadece %4’e düşeceği anlamına geliyor.
Mevcut gidişat sürerse kömürün payı hala %30 civarında kalacakken, net sıfır senaryosu, kömürden çıkışın ne kadar radikal ve hızlı olması gerektiğini gösteriyor.
Teknolojik sınamalar: Nükleer ve karbon yakalama belirsizliği
Planın başarısı büyük ölçüde henüz gelişim aşamasında olan teknolojilere dayanıyor, bu da yatırım belirsizliğini artırıyor.
- Nükleer Enerji: Plan, nükleer kapasitenin mevcut 9 gigawatt’ın altındaki seviyesinden 300 gigawatt’a kadar yükseltilmesini öngörüyor. Ancak düşünce kuruluşu Ember’dan kıdemli Asya enerji analisti Neshwin Rodrigues, nükleer enerjinin maliyetinin belirsiz olduğunu ve yüksek fiyatlı tarifelerin düzenleyiciler tarafından onaylanmasının zor olduğunu belirtiyor.
- Karbon Yakalama: Taslak plan, Hindistan’da henüz test edilmemiş olan karbon yakalama teknolojisinin endüstriyel alanda yaygın olarak kullanılacağını varsayıyor. Bu teknolojinin küresel çapta sınırlı başarısı ve yüksek maliyeti, planın bu ayağını riskli hale getiriyor.
Analistler, hedefler ne olursa olsun, Hindistan’ın büyük ölçüde elektrifikasyona ve buna bağlı olarak devasa miktarda güneş, rüzgar enerjisi ve pil depolama sistemlerine bağımlı olacağını vurguluyor.
Türkiye’de finansman sorunu ve benzer hedefler
Hindistan’ın açıkladığı 21 trilyon dolarlık yatırım ihtiyacı tahmini, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin net sıfır dönüşüm maliyetlerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye, 2053 yılı net sıfır hedefini belirlemiş olmasına rağmen, bu dönüşümü sağlayacak finansmanın büyük bir kısmını uluslararası kaynaklardan (yeşil tahvil, özel sermaye, kalkınma bankaları) sağlamak zorundadır.
Hindistan’ın planındaki nükleer enerjiye ve elektrifikasyona verilen büyük önem, Türkiye’nin de SİNOP ve Akkuyu nükleer santral projeleri ve elektrikli araç/raylı sistemler gibi alanlara yaptığı vurguyla benzerlik taşıyor. Hindistan’ın 21 trilyon dolarlık ihtiyacı, Türkiye gibi ülkelerin de iklim hedeflerini gerçekleştirirken sadece ulusal bütçeye değil, küresel iklim fonlarına ve özel sektör yatırımlarına ne kadar bağımlı olduğunu gösteren önemli bir referans noktasıdır.
Yorum
Hindistan’ın 21 trilyon dolarlık net sıfır taslağı, küresel iklim eylemi için bir dönüm noktasıdır. Plan, ekonomik kalkınma ve emisyon azaltımının ayrılmaz bir bütün olduğunu kabul ediyor; ancak bu devasa vizyonun finansmanı, gezegenin en büyük ve en acil sorunu olmaya devam ediyor. Bu meblağ, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere taahhüt ettiği yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı hedefinin ne kadar yetersiz kaldığını acı bir şekilde gösteriyor.
Planın başarıya ulaşması, büyük ölçüde teknolojik atılımlara ve henüz kanıtlanmamış nükleer kapasite artışına dayanıyor. Bu durum, Hindistan’ın Brezilya’daki COP30’da sunacağı planların, küresel iklim müzakerelerinde finansal sorumluluğun ve teknoloji transferinin önemini ne kadar güçlü bir şekilde vurgulayacağını gösteriyor. Hindistan, bu planla sadece kendi geleceğini değil, aynı zamanda küresel iklim diplomasisinin geleceğini de masaya yatırıyor.
Kaynak: Bloomberg, Niti Aayog





