Güneş enerjisi Türkiye’nin en ucuz kaynağı oldu, kömür teşvikleri tartışma yarattı

Yayın: 21 Ekim 2025 08:38
Güncelleme: 21 Ekim 2025 08:38

Türkiye’nin enerji piyasasında kritik bir eşik geçildi: Güneş enerjisi, hızla düşen maliyetler sayesinde ülkenin en ucuz elektrik üretim kaynağı haline geldi. Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember’in çarpıcı yeni analizine göre, güneş enerjisi santrallerinin kurulum maliyetleri son yıllarda yüzde 77 gibi rekor bir oranda geriledi. Bu dev düşüş, güneşten elektrik üretim maliyetini toplamda yüzde 69 azaltarak, megavatsaat başına 43 dolar gibi rekabetçi bir seviyeye indirdi.

Bu gelişme neden önemli? Yenilenebilir enerjinin sadece çevresel değil, aynı zamanda en ekonomik seçenek haline gelmesi, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 120 gigavat yenilenebilir enerji hedefine ulaşma potansiyelini güçlendiriyor. Ancak, aynı analizde yerli kömür santrallerine 75 dolar megavatsaat başına fiyat alım garantisi sağlanması ve bunun dört yıllık süreçte 8.7 milyar doları bulan bir harcama yaratacağı belirtiliyor. Uzmanlar, bu kaynağın kömür yerine şebeke modernizasyonu ve yenilenebilir enerji engellerinin kaldırılmasına ayrılması durumunda Türkiye’nin enerji geleceğinin kökten değişeceği uyarısını yapıyor.

Yenilenebilir teknolojide rekor düşüş: Güneş ve rüzgarın maliyet avantajı

Ember analizine göre, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki küresel gelişmeler, Türkiye’deki enerji maliyetlerini de köklü bir şekilde değiştirdi.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

  • Güneş Enerjisi Maliyet Düşüşü: Güneş enerjisi santrallerinin kurulum maliyeti yüzde 77 geriledi. Bu, santrallerin kullanım ömrü boyunca elektrik üretim maliyetini yüzde 69 düşürdü.
  • Rüzgar Enerjisi Maliyet Düşüşü: Rüzgar enerjisi santrallerinin kurulum maliyetleri de yüzde 40 oranında düşüş kaydetti.

Bu maliyet düşüşleri sayesinde Türkiye’de yeni kurulacak bir güneş enerjisi santralinde elektrik üretim maliyeti megavatsaat başına sadece 43 dolar olarak hesaplandı. Bu, güneş enerjisini, geleneksel fosil yakıtlara kıyasla açık ara en ucuz seçenek haline getiriyor.

Tartışma yaratan kömür teşviki: Kaynaklar nereye akmalı?

Analizin en dikkat çekici noktası, Türkiye’nin en ucuz enerji kaynağına yönelmek yerine, maliyeti daha yüksek olan yerli kömür santrallerine teşvik sunulması oldu.

Bakanlık tarafından son alınan kararla, yerli kömür santrallerine megavatsaat başına 75 dolar fiyat alım garantisi sağlandığı hatırlatıldı. Ember’in analizi, bu 75 dolarlık garantinin, yerli kömür santrallerinin:

  1. Son bir yıldaki ortalama elektrik satış fiyatından yüzde 12 daha yüksek,
  2. Ortalama elektrik üretim maliyetlerinden ise yüzde 36 daha yüksek

bir fiyat olduğunu ortaya koyuyor. Bu teşvik, dört yıllık bir dönemde devlete yaklaşık 8.7 milyar dolara mal olacak.

Bürokratik engellerin kaldırılması kapasiteyi artırır

Ember’in enerji analisti Çağlar Çeliköz, bu 8.7 milyar dolarlık kaynağın kullanımına ilişkin kritik bir öneride bulunuyor:

“Kömür teşviklerinin şebekenin modernizasyonuna aktarılması, rüzgar ve güneş santrallerinin bağlantı kapasitesini artırarak 2035 hedeflerine ulaşmayı hızlandıracaktır.”

Analize göre, mevcut kaynakların kömür yerine şebeke modernizasyonuna ve güneş enerjisi santrallerinin önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasına ayrılması durumunda, Türkiye 2035’e kadar 120 gigavat yenilenebilir enerji hedefine ulaşabilir. Bu, güneş ve rüzgar santrallerinin şebekeye bağlanması için gerekli altyapı iyileştirmelerinin ve ruhsat süreçlerinin hızlandırılmasının, ülkenin enerji dönüşümü için kömür teşviklerinden çok daha değerli olduğu anlamına geliyor. Türkiye, güneş enerjisinde önemli ilerleme kaydetse de, potansiyelini tam kullanmak için idari ve teknik engelleri aşmak zorundadır.

Yorum

Ember’in bu analizi, Türkiye’nin enerji politikasında bir yol ayrımına geldiğini gösteriyor. Güneş enerjisinin $43 \text{ dolarlık}$ maliyetle en ucuz kaynak haline gelmesi, ekonomik akılcılığın, fosil yakıtlara devam eden teşvikleri haklı çıkarmakta zorlandığını ortaya koyuyor. $75 \text{ dolarlık}$ alım garantisiyle yerli kömür sektörüne aktarılan $8.7 \text{ milyar dolarlık}$ kaynak, temiz enerji devrimini hızlandıracak şebeke ve depolama teknolojilerine yatırılabilirdi. Türkiye, bir yandan iklim hedeflerine ulaşmayı hedeflerken, diğer yandan maliyeti daha yüksek, çevreye zararlı bir kaynağa teşvik sunarak hem ekonomisine hem de çevresel kredibilitesine zarar verme riski taşıyor. Bu kaynağın şebeke modernizasyonu ve bürokratik engellerin kaldırılmasına kaydırılması, Türkiye’yi $2035$ hedeflerine ulaştıracak en akılcı ve ekonomik olarak en mantıklı yoldur.

Kaynak: Uluslararası Enerji Düşünce Kuruluşu Ember Analizi

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×