Rüzgar santralleri mi, petrol sondajı mı? Yaban hayatı için daha büyük tehdit hangisi?

Yayın: 30 Ocak 2025 14:42
Güncelleme: 8 Mart 2025 23:35
Fotoğraf Kaynağı: Nicholas Doherty / Unsplash

ABD Başkanı Donald Trump, rüzgar santrallerinin kuşlar ve balinalar için büyük bir tehdit olduğunu savunurken, bilim insanları rüzgar enerjisi ile fosil yakıt sondajının yaban hayatı üzerindeki etkilerini karşılaştırıyor. Çalışmalar, rüzgar enerjisinin ekolojik etkilerinin yönetilebilir olduğunu, ancak fosil yakıtların doğaya daha büyük ve kalıcı zararlar verdiğini gösteriyor.

İklim değişikliği en büyük tehdit

Kaliforniya Üniversitesi’nden deniz kuşu biyoloğu Aspen Ellis, rüzgar santralleri ve kuşlar üzerine yaptığı araştırmalarda, iklim değişikliğinin yaban hayatı için en büyük tehdit olduğunu vurguluyor. Yükselen deniz seviyeleri, değişen göç yolları ve yiyecek kıtlığı, özellikle deniz kuşları için ciddi tehlikeler yaratıyor. Ellis’e göre, yenilenebilir enerji kaynakları bu tehditle mücadelede kritik bir rol oynuyor.

İskoçya’daki Aberdeen Üniversitesi’nden deniz ekolojisi profesörü Beth Scott da benzer görüşte:

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

“İklim değişikliği, hem insanlar hem de yaban hayatı için açık ara en büyük düşman. Rüzgar enerjisinin ekosistemlere etkisi var, ancak fosil yakıtların yol açtığı zararlarla kıyaslandığında çok daha yönetilebilir.”

Scott, rüzgar enerjisinin hızlı inşa edilip devreye alınabilmesiyle de öne çıktığını belirtiyor. İki yıl gibi kısa bir sürede büyük bir rüzgar santrali kurulabilirken, nükleer santrallerin inşası on yılı aşabiliyor.

Rüzgar türbinleri yaban hayatı için tehdit mi?

Rüzgar santrallerinin, özellikle kuşlar ve deniz memelileri için bazı olumsuz etkileri olduğu kabul ediliyor. Türbin kanatlarına çarpma, yaşam alanlarının kaybı ve göç yollarının değişmesi gibi sorunlar yaşanabiliyor.

📌 Özellikle deniz kuşları, rüzgar türbinlerinden kaçınmak için göç yollarını değiştirmek zorunda kalabiliyor. Bu da daha uzun mesafeler kat etmelerine, daha fazla enerji harcamalarına ve hayatta kalma şanslarının azalmasına yol açabiliyor.

📌 Bazı türler, rüzgar çiftliklerinin çevresinde yiyecek arıyor. Foklar ve martılar, türbinlerin etrafında biriken balıklarla beslenerek yeni avlanma alanları oluşturabiliyor.

📌 İskoçya’daki çalışmalar, bazı türlerin rüzgar santrallerinden kaçınırken, diğerlerinin bölgede kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Bilim insanları, rüzgar santrallerinin çevresel etkilerini azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Petrol sondajı daha büyük tehdit mi?

Petrol ve gaz endüstrisinin yaban hayatı üzerindeki etkileri, rüzgar santrallerine kıyasla çok daha yıkıcı olabilir. Petrol sızıntıları, kronik kirlilik, gürültü kirliliği ve yaşam alanı tahribatı, fosil yakıt üretiminin en büyük ekolojik sorunları arasında yer alıyor.

📌 2010 yılında Meksika Körfezi’nde meydana gelen Deepwater Horizon petrol sızıntısı, yunuslarda kronik akciğer hastalıkları, anormal kalp fonksiyonları ve üreme sorunlarına yol açtı.

📌 Yüzeyde görünmeyen küçük petrol sızıntıları, deniz kuşlarını ve memelileri doğrudan etkileyerek zehirlenmelere ve ölüm oranlarının artmasına sebep oluyor.

📌 Petrol ve gaz çıkarma faaliyetleri büyük miktarda gürültü kirliliği yaratıyor. Hava tabancalarıyla yapılan sismik araştırmalar, balinaların ve yunusların iletişim yeteneklerini bozarak onları yön kaybına uğratıyor. Bu sesler Meksika Körfezi’nin tamamında duyulabiliyor ve deniz yaşamını ciddi şekilde tehdit ediyor.

Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’daki Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden Kaitlin Frasier, petrol sondajının deniz memelileri üzerindeki etkilerini inceledi. Meksika Körfezi’ndeki balina popülasyonlarının, petrol çıkarma faaliyetlerinin başlamasından sonra %30 ile %80 arasında azaldığını tespit etti.

“Bu sesler balinaları doğrudan öldürmüyor ama onların temel yaşam fonksiyonlarını ciddi şekilde bozuyor. Sürekli maruz kaldıkları gürültü, beslenme ve iletişim yeteneklerini felç ediyor.”

Frasier’a göre, rüzgar santralleri de inşaat aşamasında gürültü yaratıyor, ancak bu etki geçici ve yönetilebilir. Petrol sondajı ise uzun vadeli bir tehdit oluşturuyor.

Karasal ekosistemlere etkileri

Petrol ve gaz sondajının karasal yaban hayatı üzerindeki etkileri de büyük. Colorado Eyalet Üniversitesi’nden koruma biyoloğu Liba Pejchar, rüzgar enerjisi ile petrol ve gaz faaliyetlerini karşılaştıran çalışmalar yaptı.

📌 Rüzgar santralleri habitat kaybına yol açıyor ancak uzun vadede petrol ve gaz üretimine kıyasla daha az zarar veriyor.

📌 Petrol ve gaz sondajı sürekli yeni alanlara yayılmak zorunda. Bu da yaban hayatı için daha büyük bir tehdit oluşturuyor.

📌 Rüzgar enerjisi uzun yıllar boyunca aynı alanda kalabilirken, petrol sahaları tükendiğinde yenileri açılmak zorunda kalıyor. Bu da habitat parçalanmasını ve ekosistem tahribatını artırıyor.

Pejchar, fosil yakıtların neden olduğu iklim değişikliğinin doğaya verdiği zararın çok daha büyük olduğunu belirtiyor:

“Özellikle Colorado’da büyük ve kontrol edilemeyen yangınlar artıyor. Yaban hayatı bazen yangınlardan faydalanabilir, ancak bu ölçekte yangınlar tüm ekosistemleri yok edebilir.”

Rüzgar mı, petrol mü?

Bilim insanları, rüzgar enerjisinin doğaya bazı etkileri olduğunu ancak fosil yakıtların yaban hayatı üzerindeki zararlarının çok daha büyük ve kalıcı olduğunu vurguluyor.

🔹 Rüzgar santralleri, kuşlar ve deniz memelileri için bazı riskler taşıyor, ancak bu etkiler bilimsel yöntemlerle yönetilebilir.
🔹 Petrol ve gaz sondajı, habitat kaybı, kirlilik ve gürültü nedeniyle yaban hayatına çok daha büyük zarar veriyor.
🔹 İklim değişikliği, yaban hayatı için en büyük tehdit ve fosil yakıtların kullanımının devam etmesi bu sorunu daha da kötüleştiriyor.

Ellis ve diğer bilim insanlarına göre, yenilenebilir enerjiye geçiş hızlanmalı ve rüzgar santrallerinin yaban hayatına zararlarını en aza indirmek için yeni teknolojiler geliştirilmelidir. Ancak, fosil yakıt kullanımının devam etmesi, doğa için çok daha büyük ve geri dönülmez bir yıkıma yol açacaktır.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×