BM uyardı: Tespit edilen metan gazı sızıntıların %90’ı yok sayılıyor

// Opsiyonel: Başlık ekle

Birleşmiş Milletler (BM), gelecek ay Brezilya’da düzenlenecek COP30 iklim zirvesi öncesinde, küresel aşırı ısınmaya neden olan metan gazı ile mücadeledeki ilerlemenin kabul edilemez derecede yavaş olduğunu duyurdu.

BM Çevre Programı’na (UNEP) bağlı Uluslararası Metan Emisyon Gözlemevi (IMEO) tarafından Çarşamba günü yayınlanan rapor, hükümetlere ve petrol/gaz şirketlerine bildirilen uydu tespitli metan sızıntılarının neredeyse yüzde 90’ının göz ardı edildiğini ortaya koydu. Metan Uyarı ve Müdahale Sistemi (Methane Alert and Response System – MARS), 3 bin 500 uyarıya karşın sadece yüzde 12’lik bir yanıt oranı elde etti ve geçen yıl uyarıların sadece yüzde 1’i sızıntıları önlemek için somut eyleme dönüştü.

Bu gelişme neden önemli? Metan, karbondioksitten daha kısa süre atmosferde kalsa da, ısıyı hapsetmede çok daha etkili ve yakıcı bir sera gazıdır. Bilim insanları, metan emisyonlarını azaltmanın, yakın vadede küresel ısınmayı kontrol altına almanın en hızlı yolu olduğu konusunda hemfikir. 150’den fazla ülkenin 2021’de metan emisyonlarını bu on yılın sonuna kadar yüzde 30 oranında azaltma taahhüdü vermesine rağmen, rapordaki veriler bu taahhütlerin büyük ölçüde kağıt üzerinde kaldığını gösteriyor. UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, bu sızıntıların çoğunun “vidaları sıkmak” kadar kolay çözülebilecek “oldukça kolay kazanımlar” olduğunu belirterek, eylemsizliği eleştiriyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Uydu verileri çaresiz kalıyor: 3 bin 500 uyarının sadece 12’si önlem getirdi

IMEO, petrol ve gaz sektöründe tespit edilen sızıntıları gözlemlemek için $17$’den fazla uydu sistemini entegre eden MARS sistemi aracılığıyla sürekli uyarılar yayınlamaktadır. Ancak bu ileri teknolojiye rağmen, küresel tepki oranı hayal kırıklığı yaratıyor.

  • Yanıt Oranı: Yayınlanan 3 bin 500 uyarının yalnızca yüzde 12’si herhangi bir yanıt veya kabul gördü.
  • Eylem Oranı: Geçen yılki verilere göre, bu yanıtların bile sadece yüzde 1’i fiilen sızıntıları durdurmak için harekete geçmekle sonuçlandı. Bu, her 100 sızıntıdan 99’unun ya görmezden gelindiği ya da düzeltilmediği anlamına geliyor.

Raporda, somut bir ilerleme olarak, 25 büyük emisyon olayının bir bildirimin ardından düzeltildiği belgelenmiştir. Ancak bu sayı, toplam emisyon kaçağı karşısında yetersiz kalmaktadır. Metan sızıntılarının en büyük azaltım potansiyelini petrol ve gaz sektörü sunmaktadır; zira bu sızıntılar, sızdırmazlık, havalandırma ve yakma işlemlerindeki basit teknik hatalardan kaynaklanmaktadır.

Yatırımcı baskısı ve AB’nin düzenleme çabaları

Metan emisyonlarının küresel iklim üzerindeki yıkıcı etkileri, finansal piyasaları da harekete geçirdi. Bu ayın başlarında, 4.5 trilyon euronun üzerinde varlığı temsil eden yatırımcılar, Avrupa Birliği’ne (AB) önemli bir çağrıda bulundu.

Ticaret ve Çevre Gerilimi: Yatırımcılar, AB’nin, ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatını kolaylaştırma çabalarının bir parçası olarak metan emisyonu yasasını zayıflatabileceğinden endişe duyuyor. Bu durum, ticaret gerginliklerini yumuşatma çabalarının çevresel standartların düşürülmesine yol açabileceği yönündeki küresel endişeyi yansıtıyor. Yatırımcılar, AB’yi metan emisyonu yasasından taviz vermemeye çağırdı.

Gözlemevi, tespit çalışmalarını petrol ve gazın ötesine; çelik üretimi için metalurjik kömür, atık ve tarım gibi diğer önemli metan kaynaklarına da genişletmeyi planlıyor.

Türkiye’nin metan kaynakları ve 2053 hedefi

Metan, Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının da önemli bir bileşenidir. Türkiye, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmayı taahhüt etti. IMEO raporundaki bulgular, Türkiye’nin metan emisyonu kaynaklarına (özellikle katı atık depolama alanları, tarım ve doğalgaz dağıtım şebekeleri) odaklanması gerektiğini göstermekte.

Metan sızıntıları nispeten kolay ve düşük maliyetli teknik çözümlerle düzeltilebildiği için, bu “kolay kazanımların” yakalanması Türkiye’nin emisyon azaltım hedeflerine hızlıca ulaşması için kritik öneme sahip. Türkiye’nin, BM’nin uyarılarını dikkate alarak ulusal metan izleme ve müdahale sistemlerini güçlendirmesi ve sızıntı tespit edildiğinde şirketlerin hızla aksiyon almasını zorunlu kılan mekanizmalar kurması gerekmekte.

Yorum

BM'nin COP30 öncesindeki bu uyarısı, metan mücadelesinde hem teknoloji hem de siyasi irade arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor.
Elimizde uzaydan sızıntıları tespit eden sofistike araçlar olmasına rağmen, bu sızıntıların yüzde 90'ının görmezden gelinmesi, iklim eylemindeki en temel sorun olan sorumluluktan kaçınma kültürünü yansıtıyor.
Metan sızıntıları "vidaları sıkmak" kadar kolay çözülebilirken, dev petrol ve gaz şirketlerinin bu "kolay kazanımları" dahi göz ardı etmesi, kısa vadeli kârın gezegenin geleceğinden daha öncelikli görüldüğünü kanıtlıyor. Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlama hedefi, sadece kömürün aşamalı olarak bırakılmasına değil, aynı zamanda bu renksiz gazın salımının anında durdurulmasına bağlıdır.
BM'nin uyarısı, liderlere COP30'da sadece büyük hedefler koymak yerine, sahada acil ve somut eylemler için hesap verebilirlik mekanizmaları oluşturmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.

Kaynak: Reuters, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Uluslararası Metan Emisyon Gözlemevi (IMEO) Raporu

// KRİTİK: the_content() burada çağrılıyor
Scroll to Top