Brezilya’dan dev iklim finansmanı hamlesi: 1,3 trilyon dolarlık plan siyasi zorluklarla başladı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi COP30 Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanan Brezilya, zorlu bir siyasi atmosferin ortasında, küresel iklim finansmanını yılda 1,3 trilyon dolara çıkarma vizyonunu resmen açıkladı. Bakü-Belem Yol Haritası adı verilen yaklaşık 100 sayfalık bu iddialı belge, emisyonların artmaya devam ettiği ve en yoksul ülkelerin aşırı hava olayları tehdidi altında kaldığı bir dönemde, çok taraflı iklim çabalarına olan güveni sürdürmek için daha fazla finansmanın hayati önem taşıdığını vurguladı.

Bu gelişme neden önemliydi? Brezilya, Amazon’daki Belem şehrinde dünya liderlerini ağırlamaya hazırlanırken, küresel finansman hedefini on kat artıran bu planı, iklim adaleti ve sorumluluk dengesinin sağlanması için attığı en büyük adımlardan biri olarak gösterdi. Ancak planın açıklanması, uluslararası iş birliğine olan güveni sarsan iki önemli gelişmeyle gölgelendi.

Birincisi, Avrupa Birliği’nin (AB) 2040 emisyon hedefini esneklikle birlikte kabul etmesi, iklim liderliği konusunda hayal kırıklığı yarattı. İkincisi ise, İngiltere’nin, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın amiral gemisi projesi olan Tropikal Ormanlar Sonsuza Dek Tesisi’ne finansman sağlamayacağını açıklamasıydı. Bu durum, iddialı hedeflerin finansmanında küresel Kuzey ve Güney arasındaki derin güven sorunlarını bir kez daha gün yüzüne çıkardı.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Siyasi zeminde çatlaklar: AB ve İngiltere darbeleri

Brezilya’nın 1,3 trilyon dolarlık finansman hedefi, küresel kalkınma yardımlarının azaltıldığı bir dönemde geldi ve Yol Haritası yazarları bunu “iş birliği ve somut sonuçlar için bir plan” olarak nitelendirdi. Ancak bu iyimserlik, diplomatik alanda yaşanan iki gelişmeyle sarsıldı.

Öncelikle, AB’nin 2040 yılına kadar emisyonları %90 oranında azaltma hedefi koyan ancak bunu esneklik (karbon yutaklarının kullanımı) ile yapmayı hedefleyen son dakika anlaşması, Jeroen Gerlag gibi uzmanlarca eleştirildi. Climate Group Avrupa Ofisi Direktörü Gerlag, “AB bugün tehlikeli bir seçim yaptı,” diyerek bu kararı “hayal kırıklığı yaratan bir liderlik göstergesi” olarak tanımladı. Eleştiriler, AB’nin bu esnekliğin yalnızca kendisini zayıflatacağını ve küresel emisyonları kontrol altına alma çabalarına darbe indireceğini savundu.

İkinci darbe ise İngiltere’den geldi. İngiltere’nin, Lula’nın doğrudan Başbakan Keir Starmer’a mektup yazarak katkı talep ettiği 125 milyar dolarlık yağmur ormanlarını koruma planına para yatırmayacağını açıklaması, Brezilya tarafında hayal kırıklığı yarattı. Reuters’a konuşan kaynaklar, İngiltere’nin planın oluşturulmasına yardımcı olmasına rağmen bu kararı almasının, Lula’yı şahsen üzdüğünü belirtti. Lula, hayal kırıklığına rağmen Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ve Çin Devlet Konseyi Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang ile bir araya gelerek katkı talep etmeye devam etti.

1,3 trilyon dolarlık hedefin zorlu dinamikleri

Yol Haritası’nın denetlenmesinde yardımcı olan COP29 Başkanı Mukhtar Babayev, düzenlediği basın toplantısında görevin büyüklüğünü kabul ettiğini vurguladı: “Dünya ekonomisinin normal işleyişine müdahale etmeye, küresel finans güçlerini yönlendirmeye çalışıyoruz. Bu çok büyük bir görev.” Babayev, başarının büyük bir siyasi irade ve amansız bir eylem gerektireceğini ekledi.

Raporda, 1,3 trilyon dolarlık finansmanı ölçeklendirmeye yönelik somut öneriler arasında şunlar yer aldı:

  • Daha Fazla Hibe Bağışı: Gelişmekte olan ülkelerin borç yükünü artırmayacak hibe şeklinde daha fazla doğrudan bağış yapmak.
  • Özel Sermayeye Erişim: Gelişmekte olan ülkelerin özel sermayeye erişimini kolaylaştıracak mekanizmalar oluşturmak.
  • Çok Taraflı Bankaların Rolü: Çok taraflı kalkınma bankalarının gelişmekte olan ülkelerin borç yükünü hafifletmeye yardımcı olması ve kendilerinin daha fazla risk alması gerektiği.

Türkiye ve bölgeye bağlantı: Finansman ve risk alma

Brezilya’nın bu iddialı finansman planı, Türkiye gibi gelişmekte olan ve hızla sanayileşen ülkeler için kritik önem taşıdı. Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerine karşı yüksek risk altında bulunurken, emisyon azaltım ve adaptasyon projeleri için yüksek meblağlı finansmana ihtiyaç duymaktaydı. Bakü-Belem Yol Haritası’ndaki çok taraflı bankaların daha fazla risk alması ve hibe bağışlarının artırılması yönündeki çağrılar, Türkiye’nin düşük faizli ve uzun vadeli finansman kaynaklarına erişimi için önemli bir siyasi zemin yarattı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin borç yükünün hafifletilmesi çağrısı, iklim finansmanının sadece bir yatırım değil, aynı zamanda küresel bir adalet meselesi olduğunun altını çizdi. Türkiye, bu zirvede finansman mekanizmalarının yeniden yapılandırılması ve yeşil teknoloji transferi konularında aktif bir rol üstlenmeliydi.

Güven krizi ve liderlik boşluğu

Brezilya’nın 1,3 trilyon dolarlık iklim finansmanı hedefi, küresel bir zorunluluğa cesur bir yanıt oldu. Ancak AB ve İngiltere’den gelen diplomatik geri adımlar, hedefin büyüklüğüne rağmen uluslararası iş birliğine olan güvenin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Yoksul ülkelerin sermayeye güvenemezlerse ne emisyonları azaltabileceği ne de artan sıcaklıklara uyum sağlayabileceği gerçeği, planın en kritik öncülüydü. COP30’un ev sahibi Brezilya’nın, kendi amiral gemisi projesine dahi finansman sağlayamayacağını gören bir tabloyla karşılaşması, siyasi iradenin ve taahhütlerin somut eyleme dökülmesi arasındaki uçurumu derinleştirdi. Gelecek hafta başlayacak zirvede, dünya liderlerinin sadece konuşmalarla değil, şeffaf ve somut finansal taahhütlerle bu güven krizini nasıl aşacağı, küresel iklim mücadelesinin kaderini belirleyecekti.

Kaynak: Reuters, Climate Group, COP29 Başkanı Mukhtar Babayev

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×